"eğildi" - Translation from Turkish to Arabic

• انحنى
• إنحنى
• إنحنت

Kendi sonucum: katil ellerini yıkadı ve sonra onu öpmek için eğildi.
خاتمتي: القاتل غسل يديه، ثم انحنى لأجل قبلة، هكذا

Üzerime eğildi, nefesimi tuttum ve öldüğümü düşündü.
لقد انحنى فوقي و قمت بحبس انفاسي لكي يظن انني ميتة

Kimse onları yerden almak istemedi, bunun üzerine o eğildi ve beli gitti.
لم يرد احد ان يجمعها له لذا فقد انحنى وذهت مئخرته.

- Dr. Johansson inceleme yapmak için eğildi ve yaratık aniden onun gözlerini ışınlarıyla oydu.
الدّكتور جونسين إنحنى لفَحْص ذلك المخلوقِ... وفجأة هذه الأشعةِ خَرجتْ مِنْ عيونِها!

Bana doğru eğildi ve yüzüme bir tokat attı.
و لقد إنحنى و صفعنى على وجهى

Sonra bir daha eğildi,bende eğilmek zorunda kaldım ama doğrulmadan ortadan kayboldu.
إنحنت ثانية، لذا إنحنيت ثانية قبل أن اقف إختفت وهذه؟

eğildi ve yatağın altına uzandı.
وبعدها انحنى وجلب شيئا من تحت السرير

Ve beni öpmeden önce... bana doğru eğildi... ve şöyle bana dokundu.
وقبل أن يقوم بتقبيلي ..انحنى وقام بذلك

Muhtemelen endişemi hisseden Joe, öne doğru eğildi ve olabildiği kadar rahatlatıcı bir şekilde şöyle dedi: "Alarm için endişelenme, zaten çalışmıyor." (Kahkaha)
حيث شعرت أنه عرف ما يقلقني عندها انحنى للأمام قليلاً وقال لي محاولاًَ طمأنتي بقدر استطاعته "أوه، لا تقلق بشأن الجرس، فهو معطل على أية حال".

..ve bana üç defa eğildi!
و انحنى لي ثلاث مرات

Çubuk eğildi.
لكن القضيب انحنى

Whitmore BELEDİYE BAŞKANI ...kulağıma eğildi ve şöyle dedi:
انحنى بجانب أُذني وقال لي

Seni kontrol etmek için eğildi.
و انحنى ليتفقدك

Büyükelçi şu kapıyı geçtiğinde sağa eğildi ve elini Walt'ın sırtına koydu sanki onu oradan uzak tutmaya çalışıyor gibiydi.
انحنى السفير إلى اليمين عندما مر على هذا الباب (ووضع يده على ظهر (والت كما لو كان يحاول أن يبقيكم بعيدين عنه

Chick eğildi bana bakıp gülümsedi.
انحنى (تشيك) إلى أسفل... ونظر لي وابتسم

Karşımda eğildi.
القط انحنى لى

Kurşun gelmeden önce eğildi.
لقد إنحنى قبل أن يتم إطلاقها

Yabancı eğildi ve... ...rahibin kulağına fısıldadı.
الغريب إنحنى وهمس في أذنه

Yüzbaşı muhtemelen eğildi, belki de mermi gelirken yere yattı.
{\pos(192,210)} على الأغلب أن النقيب إنحنى إلى الأمام... ربّما إنخفض ليحتمي عندما سقطت القذيفة.

- Daisy Duke nasıl eğildi ama?
ها تتذكر كيف إنحنت ( ديزى ) فى النهاية ؟