Daha çok... balo yapardık. Böyle eğlenceli şeyler anlarsınız ya. | Open Subtitles | كنا متهتمين أكثر مثلا بالرقص تعلمون, أشياء ممتعة |
Annenle yaşadığın ve ben de sürekli çalıştığım için birlikteyken eğlenceli şeyler yapmamızı istersin diye düşünmüştüm. | Open Subtitles | حسبت لأنك تعيش بمنزل والدتك، ولأننا نعمل طوال الوقت، فعندما نكون معاً تريد فعل أشياء ممتعة |
Dolayısıyla Mars yüzeyinde yapacağımız eğlenceli şeyler hakkında bir çeşit bilgi veriyor. | TED | إذا هذه نوعا ما فكرة عن الأشياء الممتعة التي نقوم بها على المريخ. |
Dinle, dığer tüm eğlenceli şeyler yasak olduğuna göre gözcü yerinde biraz kuralların dışına çıkmaya ne dersin? | Open Subtitles | بما أن كل الأشياء الممتعة الأخرى ممنوعة ما رأيك أن نعبث قليلاً؟ |
Hayatta en sevdiğim şeylerden biri seninle aptalca, eğlenceli şeyler yapmak. | Open Subtitles | أحد أفضل الأشياء بالنسبة لي في العالم يقوم بفعل شيء مرح وغبي إليك |
Kızıl saçlı bir parazitle bedenini mahvettiğin için eğlenceli şeyler yapamıyordun. | Open Subtitles | لايمكنك فعل شيء مرح لأنكي تخربين جسمك مع طفيلي رأسه مثل لون الزنجبيل |
Günün eğitimsel kısmı bitti artık gidip biraz eğlenceli şeyler yapalım. | Open Subtitles | أذن، الان الجزء الأكثر تعليمًا هو، دعونا نحصل على الأمور الممتعة. أيّة أشياءٍ ممتعة؟ |
Artık eskiden olduğu gibi eğlenceli şeyler yapmak istemiyor. | Open Subtitles | هو لا يريد عمل أشياء ممتعة برفقتي مثل السابق |
Artık bir trençkot giyip omuzlarına çıkabilir ve lunapark hız trenine binebilecek kadar uzun biri olup eğlenceli şeyler yapabilirim. | Open Subtitles | الآن يمكنني فعل أشياء ممتعة كـالصعود على أكتافك وإرتداء معطف طويل وأكون طويلاً كفاية لركوب القطار الدوّار |
İnsanlara, Siesta Kralı'nın yataklarında, uyumak dışında da bir çok eğlenceli şeyler yapabileceklerini hatırlatmak için buradasın. | Open Subtitles | أنتِ هنا لتذكري الناس أن هناك أشياء ممتعة كثيرة يمكنهم القيام بها على مرتبة "ملك القيلولة" غير النوم |
Sen de eğlenceli şeyler yapıyorsun. | Open Subtitles | أنتي تفعلين أشياء ممتعة |
- Annen daha eğlenceli şeyler yapıyor. | Open Subtitles | - أمي يفعل أشياء ممتعة أخرى. |
Sırtına bastırdığınızda Elmo elini dizinize koyup eğlenceli şeyler söyler. | Open Subtitles | عند تضغط على ظهره، إلمو يضع يده على ركبتك و يقول الأشياء الممتعة. |
Çok eğlenceli şeyler alınmış. | Open Subtitles | هنالك بعضُ الأشياء الممتعة للفت الإنتباه |
Tamam, yapabileceğimiz başka eğlenceli şeyler neler? | Open Subtitles | حسنا، فما الآخر الأشياء الممتعة يمكن أن نفعل؟ |
Dinlen, çünkü yarın senin için çok eğlenceli şeyler hazırladım. | Open Subtitles | وارتاحي، فقد حضّرت كثيراً من الأشياء الممتعة لكِ |
Düşünüyordum da aynı yerde olsaydık.., ...ne kadar eğlenceli şeyler yapıyor olurduk. | Open Subtitles | أفكر دائما بكل الأشياء الممتعة |
Bu tip eğlenceli şeyler. | Open Subtitles | كل تلك الأشياء الممتعة. |
Daha eğlenceli şeyler çizmek istedim." | Open Subtitles | أريد أن أفعل شيء مرح." |
İşte sokaklarda anarşi, nehirlerde akan kapitalist kanı gibi eğlenceli şeyler falan. | Open Subtitles | مثل الفوضى في الشوارع، وضياع الرأسمالية، كل الأمور الممتعة تلك. |