| Şimdi hayalperest insanlar bununla 400 yılı aşkın bir süredir eğleniyorlar. | TED | أصحاب الخيال الواسع ما زالوا يستمتعون بهذا لما يزيد عن 400 عاما. |
| Onlar anın içinde eğleniyorlar ve kumla oynamaya devam ediyorlar. | TED | يستمتعون باللحظة ويستمرون باللعب في الرمل. |
| Aslında, George Bush ve Tony Blair, bunları yaparken çok eğleniyorlar. | TED | وفي الحقيقة توني بلير و جورج بوش يستمتعون للغاية و هم يفعلون ذلك |
| Dönecekler. Sadece seninle eğleniyorlar. | Open Subtitles | إنهم سيعودون إنهم فقط يمرحون معك |
| eğleniyorlar. | Open Subtitles | إنهم يمرحون فقط |
| Demek istediğim Dugan ve arkadaşları sürekli benle eğleniyorlar. | Open Subtitles | أشعر بأن دوغان والآخرين يسخرون منّي طيلة الوقت. |
| ! - En azından önümüzdeki arabadaki adamlar eğleniyorlar . | Open Subtitles | الشباب في السيارة أمامنا مستمتعين بوقتهم هم الأخرين |
| Biliyorsunuz bu Noel şeyi sandığım kadar zor değil ve neden bu kadar çok eğleniyorlar bu tek bir kişiye bağlı olmalı | Open Subtitles | أعتقد عيد الميلاد شيء لَيسَ صعب كمايَبْدو وسبب المرحهم يعود الي اي اسخص |
| eğleniyorlar demekki. | Open Subtitles | أتعرف؟ انهما يستمتعان بوقتهما انت تتقرب معهما |
| Şimdi, elbette hidrojen yakıtlı yardımcı güç kaynakları kullanırlarsa daha hızlı olacaktır ama böyle eğleniyorlar. | Open Subtitles | أجل بالطبع، كان الأمر ليكون أسرع من هذا.. لو استخدموا وحدات مُعالجة سريعة تعمل بالوقود الهيدروجيني، ولكنهم يعبثون فحسب |
| Birşey bildikleri yok. Sadece deli adamla eğleniyorlar. | Open Subtitles | إنهم لا يعرفون شيئاً إنهم يستمتعون بالعبث مع رجل مجنون فحسب |
| ..ayrıca o yabancıyla annenle olduğundan çok daha fazla eğleniyorlar. Tamam tamam annem olsun. | Open Subtitles | وهم يستمتعون مع الحاضنة اكثر مما يستمتعون معها |
| Şunlara bir bakın! Sahiden de pek eğleniyorlar. | Open Subtitles | ويا رجل, انظر لهم انهم فعلاً يستمتعون بهذا |
| Kaçırılan çocuklar burada. On ikisi birden dans edip içki alıyor, eğleniyorlar. | Open Subtitles | هنا لدينا المختطفين الاثنا عشر جميعهم يرقصون، يحتسون الشراب، يستمتعون |
| Maggie uyuyor ve çocuklar da dedeleriyle parkta eğleniyorlar. | Open Subtitles | اه , ماجي نائمة والاطفال مازالوا يستمتعون فى الحديقة مع الجد |
| Birbirleriyle konuşarak gerçekten eğleniyorlar. | Open Subtitles | إنهم يستمتعون بالتحدث مع بعضهم البعض |
| Annem ve babam birlikte eğleniyorlar. | Open Subtitles | أمي وأبي حقاً يمرحون |
| Baksana, Mel bu artistik patinajcılar ne kadar da eğleniyorlar! | Open Subtitles | (ميل)، هؤلاء المتزلجون يمرحون للغاية هناك |
| Hayır, sadece biraz eğleniyorlar o kadar. | Open Subtitles | لا، إنهم فقط يمرحون قليلا |
| eğleniyorlar gibiler. | Open Subtitles | يبدوا أنهم يمرحون |
| Onu utandırıyorlar, onunla eğleniyorlar ve hiçbir şey söylemedim. | Open Subtitles | لقد كانوا دائما يسخرون منه وأنا لم أدافع عنه |
| ! - En azından önümüzdeki arabadaki adamlar eğleniyorlar . | Open Subtitles | الشباب في السيارة أمامنا مستمتعين بوقتهم هم الأخرين |
| Biliyorsunuz bu Noel şeyi sandığım kadar zor değil ve neden bu kadar çok eğleniyorlar bu tek bir kişiye bağlı olmalı | Open Subtitles | أعتقد عيد الميلاد شيء لَيسَ صعب كمايَبْدو وسبب المرحهم يعود الي اي اسخص |
| Çok eğleniyorlar. | Open Subtitles | إنهما يستمتعان بكل دقيقة. |
| - Tamam. - Sadece eğleniyorlar. | Open Subtitles | حسنا - انهم فقط يعبثون بالجوار - |
| Anlaşılan havuzun orada güzel eğleniyorlar. | Open Subtitles | يبدو أنّ أولئك يقضون وقتاً ممتعاً عند بركة السباحة |