"eşiğine" - Translation from Turkish to Arabic

• حافة
• على عتبة
• شفا
• كاد
• شفير
• إلى الدمار
• العتبة

Ailem sonunda beni kurtardı; ama o sürede, o üç haftada 8,5 kilo kaybetmiştim, aynı zamanda şiddetli bir anemi gelişti ve intiharın eşiğine geldim.
لقد أنقذتني عائلتي. لكنني فقدت حينها أكثر من 8 كيلو من وزني خلال تلك الأسابيع الثلاثة، بالإضافة لإصابتي بفقر الدم الحاد، فكنتُ على حافة الانتحار.

Beyefendi bu küçük oyunu 3-4 kez tekrar eder ve bu ilk çılgın davranıştan itibaren gitgide çıldırmanın eşiğine gelir.
أعاد الرجل الكرّة ثلاث أو أربع مرّات, ومنذ هذه الحماقة الأولى كان ينحدر أكثر من أيّ وقتٍ مضى، إلى حافة الجنون.

Yıllarca senin gölgende kaldım ve Atlantis'i yıkılmanın eşiğine getirişini izledim.
وشاهدوا أثناء أدى أتلانتس إلى حافة الانهيار.

Sonra merdivene tırmanıp, pencere eşiğine çıkmış.
وبعد ذلك صعد السلم وقف على عتبة النافذة الخارجية

Ve aslında, bence, yok olmaktan ziyade sahne sanatları, şimdiye kadar olduğumuzdan çok daha önemli olacağımız bir zamanın eşiğine geldi.
وبالفعل، أعتقد أنه بدلا من أن تتهاوى، الفنون الحية هي على شفا الوقت الذي نصبح فيه أكثر أهمية من أي وقت مضى.

İlk roundda mahvolmanın eşiğine gelen Archie Moore bir kez daha kanvasın üzerinde.
كاد ارشي مور, أنْ يُسحق في الجولة الأولى. وها هو على أرضية الحلبة مرّة أخرى.

Bin yıl önce, Wraithler bizi toptan yıkımın eşiğine sürükledi.
الريث ألفيات مضت أوصلنا إلى حافة الإبادة الكليّة.

Ve intikam mızrağı onları, yok olmanın eşiğine getirdi.
وعملية الإنتقام المستمرة هذه أودت بهم إلى حافة الإنقراض

Seni istediğin her şekilde orgazmın eşiğine getirebilirim.
يمكن أن تصلي إلى حافة هزة الجماع بدون أن تقذفي شهوتك

Beni intiharın eşiğine kadar getirmene rağmen gerçekten atlamaya hazır değilim.
برغم من انك توصلني بالتأكيد على حافة الانتحار ، في الحقيقه انا لست مستعده للقفز

Bu erken uyanmanın sonucunda, birçok dünya soylarının tükenmesinin eşiğine geldi.
كنتيجة لهذه اليقضة المبكّرة عدّة عوالم وصلت إلى حافة الإنقراض

8 yıl içince on binlerce insan öldü. Sonuç olarak tek bir karış toprak el değiştirmedi, Irak da iflasın eşiğine geldi.
بعد ثمان سنوات, مات مئات الآف من الناس ولم تتطور البلاد وأصبحت على حافة الإفلاس

Bir insanı ölümün eşiğine getirir, ve sonra ona hayatta kalabilmesi için... ne kadar küçük olduğu hiç önemli değil, bir şans verecek olursan... ona dört elle sarılırlar.
اذا قمت بجلب انسان الى حافة الموت,ثم تقوم بعرض فرصة للنجاه عليه لايهم كم تلك الفرصة صغيرة للنجاه,فإنهم سيتمسكون بها

Mecburen karşı duruş sergilemenin eşiğine gelmiş olabilirim diyorum.
ما أقوله إنني قد أكون على حافة فيجب أن أحدد لي موقف

Bir insanı ölümün eşiğine getirir, sonra ona hayatta kalabilmesi için... ne kadar küçük olduğu hiç önemli değil, bir şans verecek olursan, ona sarılırlar.
إذا احضرت انسان الى حافة الموت, ثم تعرض عليه فرصة. لايهم مدى صِغَر هذه الفرصة, فإنهم سيتمسكون بها.

İflâsın eşiğine gelmediğimiz zamanlar eğlenceli geçerdi.
لقد كان ممتعا حين لم نكن على حافة التفليس

İnsanoğlu sonunda gerçek potansiyelinin kapısının eşiğine mi geldi?
هل هو أخيراً يقف على عتبة الإمكانيات البشرية الحقيقية؟

Ülkesi iç savaşın eşiğine. Başka ne olabilir ki?
بلده علي شفا حرب أهليه ماذا قد يكون غير ذلك؟

Feci bir trafik kazası onu felcin eşiğine getirdiğinde doktorlar onun bir daha boks yapamayacağını söylediler.
عندما كاد حادث سيارة عنيف ان يتركه على بعد مليمترات من الشلل التام الاطباء قالوا لن يلاكم مجددا

Öz ruhunu keşfedebilmek için kendini ölümün eşiğine getirmen gerekiyor.
..يجب أن تقترب من شفير الموت كي تجد روحك الحقيقية

Yine o aynı insanlar, bizi tekrar tekrar felaketin eşiğine getirenler!
انهم نفس الاشخاص الذين دوما وبإستمرار يأتون بنا إلى الدمار

Böyle devam ederse eşiğine kadar gelir.
إذا كانت تحدث عند هذا المعدّل فهذا يعني أنه قد تجاوز العتبة