"eşit derecede" - Translation from Turkish to Arabic

    • حد سواء
        
    • متساوية
        
    • بنفس القدر
        
    Ekman'a göre, öfke, tiksinti, korku, haz, üzüntü ve şaşkınlık eşit derecede tanınabilir. TED وبالنسبة لإيكمان، فإنّ مشاعر الغضب، الاشمئزاز، الخوف، الفرح، الحزن، و الاندهاش يمكن تمييزها على حد سواء.
    Faşizm'in yayılmasıyla mücadele, sosyalizm ve komünizm için eşit derecede büyük bir amaç haline gelmişti. Open Subtitles أصبحت مكافحة انتشار الفاشية بمثابة محور الإهتمام الرئيسي للاشتراكية والشيوعية على حد سواء
    Daha erkeksi gibi ki şöyle bir bakınca kaynağı çok şaşırtıcı fakat hataya düşmeyin sadece eşit derecede sinir bozucu. Open Subtitles أكثر رجولة، وهذا، بصراحة، مفاجئ، بالنظر إلى المصدر، لكنه لا يخطئ، أوه، فقط مزعج على حد سواء.
    Eğer bu teori doğruysa o zaman tüm anlar bizim için eşit derecede gerçek ve ulaşılabilir. Open Subtitles لو صح ذلك فكل الازمنة متساوية في الواقع ويمكننا الوصول لها
    Hepsi beni eşit derecede mutlu etti. Open Subtitles كل هذه الأمور جعلتني سعيداً بصورة متساوية
    Kendimize mahsus Amerika'mız, eşit derecede korku ve haz ile dolu yeni bir dünya. Open Subtitles أمريكا التي نعرفها عالم جديد مليء بأجزاء متساوية من الرعب والفرحة
    Regina eşit derecede parlak ama aktifti. TED رجينا كانت رائعة بنفس القدر غير أنها نشيطة
    Ekibimin yaptığı işin etkili olduğunu bilsem de tepkilerin eşit derecede güçlü olmasını beklemiyordum. TED وبينما كنت أعلم أن الجهد الذي قام به فريقي كان جبارًا، لم أكن أتوقع أن يكون رد الفعل بنفس القدر من القوة.
    Ama hepimiz kendimizi eşit derecede soyumuzun devam etmesine adadık. Open Subtitles ولكننا على حد سواء مشتركون في أهميه بقاء سلالتنا ....
    2011 yılında, bu yaratığın gözlerinde yapılan çalışmalar bu yırtıcının gece ve gündüz eşit derecede avlanabildiğini ortaya çıkarmıştır. Open Subtitles في عام 2011، كشفت دراسة أعين هذا المخلوق أنه كان مفترساً قادراً على الصيد في النهار و الليل على حد سواء
    Bence herkes birim fiyatıyla eşit derecede ilgilenecektir. Open Subtitles أعتقد أي أحد سيكون مهتم على حد سواء بسعر الوحدة.
    Sizin durağa olan seyahatiniz de elbette eşit derecede verimsizdi. Open Subtitles جولتكم إلى موقف عربات الأجرة كانت بالطبع غير مثمرة على حد سواء
    İkisi de eşit derecede hızlı. Open Subtitles انهم على حد سواء سريع على حد سواء.
    Eğer alternatifler eşit derecede iyiyse, seçmek izin yazı tura atmalısınız ve iki kariyer arasında karar verirken veya yaşayacak yer, evlenilecek kişi seçerken böyle yapmak hata gibi görünüyor: yazı tura at. TED إن كانت البدائل متساوية بنفس الدرجة، فإن عليك أن تجري قرعة بينهما، وإنه يبدو من الخطأ الاعتقاد، هكذا يمكنك الاختيار بين وظيفتين، مكانين للسكن، أشخاص للزواج: أجري قرعة.
    Zayıflayan bir ulus ile yükselen bir ulus arasındaki fark, hem erkeklerin ve hem de kızların eşit derecede eğitim hakkına sahip olmaları gerektiğini kabul etmektir. TED الفرق بين الأمة القابعة والأمة التي تزدهر هو الإعتراف بحوجتنا للحصول على فرص تعليم متساوية لكل من البنين والبنات .
    Ama düğün de iş de eşit derecede önemliler. Open Subtitles ولكن الزواج والعمل لها أهمية متساوية.
    İkiniz de bizi eşit derecede hayal kırıklığına uğrattınız. Open Subtitles أنتما تخيبان أملنا بنسبة متساوية
    Ona Abraham Lincoln'u ve Ronnie Van Zant'ı öğretiyorum çünkü benim evimde, her ikisi de eşit derecede önem taşır. Open Subtitles أعلمه بأمر (إبراهام لنكولن) و (روني فان زنت) لأنه في منزلي أهميتهما متساوية
    ama eşit derecede önemli olan, aldığı daha keskin ve renkli görüntüleri işlemek için görsel korteksin genişlemesiyle, gözün evrimine eşlik eden beynin evrimiydi. TED ولكن بنفس القدر من الأهمية كان تطور المرافق من الدماغ، مع توسعها في القشرة البصرية لمعالجة أكثر وضوحًا وتلقي صور أكثر تلوينًا
    Dünya hepimiz eşit derecede riske açıkmışız gibi görünen bir virüsle karşı karşıya. TED يواجه العالم فيروس يهددنا بنفس القدر.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more