Ben de dadılık yaptım ve ebeveynler gittiğinde her türden partiyi verdim. | Open Subtitles | أعتادت أن أجالس الأطفال وكنت أقيم كل أنواع الحفلات عندما يغادر الآباء |
250 yıldır tüm dünyadaki ebeveynler, daha küçük aileler kurmaya karar veriyor. | TED | لمدة 250 سنه , الوالدين حول العالم قرارو ان يحظوا بعائلة صغيره |
Ön saflarda ebeveynler gördüm, çocuklarının baygın düşeceğinden gayet eminler. | TED | حسناً أنا أرى آباء في مواقع المجاعة مدركين جداً أنهم قد يخسرون أطفالهم. |
Artık kendinize çekin düzen vermenin vakti geldi, yapacağınız ilk şey, kötü ebeveynler olduğunuzu kabul etmek olacak. | Open Subtitles | أنتما الأثنين يجب أن تُدركا ما يجري و الخطوة الأولى لذلك أن تعترفوا بأنّكم والدان سيئين |
ebeveynler kimi zamanlar çocuğa örnek olduklarını unuturlar. | Open Subtitles | الوالدان أحياناً ينسون أنهم مثالاً للآخرين |
" Birinci ders: ebeveynler, neden çocuklarından nefret eder?" | Open Subtitles | الدرس الاول لماذا الاباء يكرهون اولادهم ؟ |
İşte bu yüzden kendi gibi ebeveynler için bir destek grubu oluşturdu. | TED | لذا قامت بإنشاء مجموعة لدعم الأهالي مثلها. |
Abby Corbin, 8 saat boyunca uğraşacak... çocuklar, köpekler ya da ebeveynler olmayacak. | Open Subtitles | آبي كوربين ليس لدينا أطفال كلاب,او أهل لنتعامل معهم لمدة 8 ساعات اضافية |
Bence Asyalı ebeveynler gurur duyduklarını söyletecek duygusal kapasiteye sahip değiller. | Open Subtitles | أشعر أن الآباء الأسيويين، ليس لديهم العاطفة الكافية لقول أنهم فخورين |
Aslında, bazen ebeveynler bu çocukların lezyonlarını aldırıp aldırmaması konusunda tartışırlar. | TED | في الواقع، أحيانا يتجادل الآباء حول ما إذا كان ينبغي أن تصحح عاهات هؤلاء الأطفال |
Fakat koltuklarına uzanmış ebeveynler çocuklarıyla iletişim kurmanın en iyi yolunun mesajlaşma olduğunu biliyor. | TED | لكنّ الآباء في هذه الغرفة يعرفون حقاً أنّ الرسائل النصية هي أفضل الوسائل للتواصل مع أبنائهم. |
ebeveynler olarak otoritemizi korumalıyız ama hala Sue'ya parti için izin verebiliriz. | Open Subtitles | للحفاظ على سلطتنا كما الوالدين ولكن لا تزال تسمح سو لها الحزب. |
ebeveynler bildirim yapılmaksızın değiştirilen şartları kabul etmek zorunda. | TED | يجب على الوالدين الموافقة على الشروط التي يتم تغييرها دون أن يلاحظوا ذلك. |
ebeveynler çocuklarının travma geçirdiğini, karanlıktan korkar olduğunu, sevdikleri çizgi film karakterlerinden korktuğunu bildiriyor. | TED | وأفاد آباء أن أطفالهم قد تعرضوا لصدمة نفسية، أصبحوا يخشوْن الظلام، يخْشَوْن شخصيات أفلام الكارتون المفضلة لديهم. |
Dakikalar içinde saf mutluluk ile ayağa kalkan ve değişen hasta çocuklar, üzgün ebeveynler ve doktorlar gördüm. | TED | تعاملت مع أطفال مرضى و آباء و أطباء حزانى الضحكة غيرتهم و احالتهم لدقيقة من المتعة الخالصة |
Ona harika ebeveynler olabileceğimizi göstermek istiyoruz. | Open Subtitles | ونـريد أن نـثبت لـها. أنـنا يمكننا أن نكـون والدان عظـيمان |
Sana bir araba almak ebeveynler arasinda alinan ortak bir karar olmaliydi. | Open Subtitles | شراء سيارة لك يجب أن يكون قرار والدان مشترك |
ebeveynler genel işlerinden bu kadar izin alamazlar. | Open Subtitles | ولا يتمكن الوالدان عادة من التغيّب عن العمل لهذه المدة |
ebeveynler Günü sonunda da kamp şarkısını söylemiyoruz? | Open Subtitles | وننهي يوم الاباء بغناء أغنية المعسكر ؟ واحد ، إثنان ، ثلاثة |
Bazen ebeveynler çocuklarının sorunlarıyla baş edebilmek için olabildiğince çok yardıma ihtiyaç duyarlar. | Open Subtitles | في بعض الأحيان يحتاج الأهالي للمساعدة بمقدار تعامل أطفالهم مع هذه الامور |
ebeveynler, iki çocuk, bir oğlan bir kız. | Open Subtitles | أهل بيت أمريكين , طفلين بنت و ولد إذا ألقت نظرة عن كثب |
Çoğunlukla, bebeğimi çok iyi ebeveynler olmak için gerekli özelliklere sahip insanlara verdiğimi belirtmek isterim. | Open Subtitles | في الغالب, أريد أن أشعر أنني أعطي طفلي إلى أناس سيكون لديهم مايتطلب ليكونوا أباء رائعين |
Çalışmalarımızda ebeveynler bunun gibi basit ipuçları aldıklarında, kendilerini güçlenmiş hissettiler. | TED | في أبحاثنا، عندما تلقّى أولياء الأمور نصائح بسيطة مثل هذه، شعروا بالقوة. |
Yunan ebeveynler tarafından Türkiye'de yetiştirildim ve orta gelirli bir aileydi. | Open Subtitles | لقد نشأت في تركيا من أبوين يونانيين جبال الألب الفرنسية وعائلة من الطبقة المتوسطة |
Çocukları böyle yalnız bıraktığımız için kötü ebeveynler mi oluyoruz? | Open Subtitles | -هل نحن أبوان سيئان بتركنا لأبنائنا وحيدان هكذا؟ |
Minnesota ıssızlarında kurt ebeveynler tarafından yetiştirildi ve sinagogun minibüsünü çaldığı için ıslah evine gönderildi. | Open Subtitles | فقد تربى بواسطة اباء مثل الذئاب "فى برارى "مينسوتا "فى الحقيقة ,انتقل الى "جيفى لسرقة الشاحنات الصغيرة من امام الكنائس |
Ve ebeveynler olarak en iyi yapabileceğimiz şey çocuklarımızı tüm kalbimizle sevmek ve bir dahaki sefere daha dikkatli olmak. | Open Subtitles | والمهم الذي نستطيع فعله كآباء هو أن نحبهم من أعماق قلوبنا والتدخل الإيجابي في المرة المقبلة |
ebeveynler dükkanı açar ve envanter ile rafları doldururlar tek limit sperm, yumurta ve ekonomidir. | TED | يفتتح الأباء متجرا ثم يبدأون بملأ الأرفف بالمخزون، والقيود الوحيدة لهذا هي الحيوانات المنوية والبويضات والاقتصاد. |