Pekâlâ, bu durumda doktorun yanında size refakat edemeyeceğini bilmelisiniz. | Open Subtitles | حسنا، لكي تعلم فقط لن تستطيع أن تدخل للدكتور معك. |
Annemi ikna edemeyeceğini biliyordum. | Open Subtitles | كنت اعلم أنك لن تستطيع التحدث مع أمى فى ذلك |
Maura'nın kendini kontrol edemeyeceğini anlamalıydım. | Open Subtitles | كان الممفترض ان اعرف ان مورا لن تستطيع التحكم على نفسها |
Eun Gyu'nun olmadığını hissettiğin zaman yaşamaya devam edemeyeceğini söylemedin mi sen? | Open Subtitles | لم تقولي أنك بدون يون جايو ،، لا تستطيعين الاستمرار في العيش؟ |
Yardım edemeyeceğini öğrendikten sonra? | Open Subtitles | عندما تعلمين بأنه ربما لا تستطيعين المساعدة ؟ |
Kız arkadaşıyla kavga edemeyeceğini mi? | Open Subtitles | لا يستطيع أن يتشاجر مع صديقته؟ |
Bir hafta sonu arafa gittim diye tüm kasabanın içine edemeyeceğini biliyorum. | Open Subtitles | أوقن أنّك لم تستطع إفساد البلدة بأسرها ثانيةً أثناء رحلتي خلال عطلة نهاية الأسبوع لسجن الأرواح. |
Kendi etinden, kanından birini ihbar edemeyeceğini söylemişti. | Open Subtitles | قال بأنه لا يستطيع تقديمها للشرطة فهي من لحمه و مده |
Ama sonrasında okulunun bu öngörüsünü asla finanse edemeyeceğini anladı ve böylece en sonunda önerimizi kabul etti. | Open Subtitles | بعدها يلاحظ بأن المدرسة لن تستطيع تمويل رؤياه حتى أخيراً يقبل عرضنا |
Onu mutlu edemeyeceğini biliyorsun. | Open Subtitles | . أنت تعلم أنك لن تستطيع ان تجعلها سعيدة - . سأحاول - |
Onu mutlu edemeyeceğini biliyorsun. Deneyeceğim. | Open Subtitles | . أنت تعلم أنك لن تستطيع ان تجعلها سعيدة - . سأحاول - |
Şarkıların değişikliğe etki edemeyeceğini söylemeye başladı. | Open Subtitles | لقد قال أنك لن تستطيع أن تؤثر بأغنية |
Şarkıların değişikliğe etki edemeyeceğini söylemeye başladı. | Open Subtitles | لقد قال أنك لن تستطيع أن تؤثر بأغنية |
Hakkında ne düşündüğümü hayal edemeyeceğini söyledin. | Open Subtitles | أنت قلت بأنّك لا تستطيعين تخيّل ما أظنه منك |
Yardım edemeyeceğini, ilaç bulamayacağını mı söylüyorsun? | Open Subtitles | والآن تخبرينني بأنكِ لا تستطيعين مساعدتي ؟ هل يمكنكِ إحضار الدواء ؟ |
Sana yerde öylece yatmaya devam edemeyeceğini söylemiştim. | Open Subtitles | أخبرتك أنك لا تستطيعين الإستمرار بالنوم على الأرض |
Bazen neyi halledip edemeyeceğini kestiremiyorsun Kara. | Open Subtitles | حسنا، (كارا)، أحيانا لا تستطيعين بان تحكمي جيداً على ما يمكنك التعامل معه |
Tekrar hiçbir şey vaat edemeyeceğini söyledi. | Open Subtitles | و بأنه لا يستطيع أن يعدنا بشيء |
Kız arkadaşıyla kavga edemeyeceğini mi? | Open Subtitles | بأنه لا يستطيع أن يقاتل بجانب صديقتة؟ |
Bir hafta sonu arafa gittim diye tüm kasabanın içine edemeyeceğini biliyorum. | Open Subtitles | أوقن أنّك لم تستطع إفساد البلدة بأسرها ثانيةً أثناء رحلتي خلال عطلة نهاية الأسبوع لسجن الأرواح. |