"edenleri" - Translation from Turkish to Arabic

    • أولئك الذين
        
    • المتقهقرين
        
    • هؤلاء الذين
        
    Korkudan söz edenleri asın. Open Subtitles طوفوا فى البلاد واشنقوا أولئك الذين يتحدثون عن الخوف
    Bize kötülük edenleri veya dileyenleri bağışla. Open Subtitles أعفو عن كلّ أولئك الذين عملوا أو تمنوا لنا الشر
    Doğru hareket edenleri harika ödüller beklemekte. Open Subtitles جوائز رائعة بانتظار أولئك الذين يتصرفون بالطريقة الصحيحة
    - Ona, pes edenleri kimse sevmez de. Open Subtitles لا تنسَ أن تخبرها أن المتقهقرين منبوذين
    Pes edenleri kimse sevmez mi? Open Subtitles "المتقهقرين منبوذين"؟
    Barış için hayatlarını feda edenleri asla unutmayın Open Subtitles تذكّر هؤلاء الذين أعطوا حياتهم للهدف الاسمى : السّلام بلا قتل أكثر
    Daha demin eskiden yanlış krallara hizmet edenleri affetme kararı aldık. Open Subtitles لقد قررنا للتو العفو عن هؤلاء الذين خدموا الملوك الخاطئين من قبل
    Daha demin eskiden yanlış krallara hizmet edenleri affetme kararı aldık. Open Subtitles لقد قرّرنا للتو بالإعفاء عن أولئك الذين سبق وأن خدموا الملك الخطأ.
    Bize iyilik edenleri ödüllendir. Open Subtitles كافئ كلّ أولئك الذين أحسنوا إليّ
    Seni takip edenleri, gerçek bir çift olduğunuza ikna etmelisin. Open Subtitles إقتنعْ أولئك الذين يُراقبونَك بأنّك a زوج حقيقي.
    Sapkın seks yapanları, kendine gülebilen insanları... kendini rezil edenleri, tuvalette sigara içenleri... senin gibilerin kendilerine ahmakçasına soru sormasına izin verenleri... sırf kadınlarla yattığı için her şeyi benden iyi bildiğini düşünen insanları... Open Subtitles نحن نحب الذين يعملون الجنس القذر اولئك الذين يضحكون على انفسهم او يهينيون انفسهم اولئك الذين يدخنون في الحمام أولئك الذين عليهم تحمل اسئلة حمقاء من واحد مثلك
    Onlar tüm gece bir melekle güreşen Yakup gibi mücadele etmek zorunda değiller, ya da 40 gün 40 gece vahşi doğada kalan İsa gibi, ya da Muhammed gibi: sadece dağdaki o gece değil peygamber olduğu süre boyunca Kur'an ona sürekli umutsuzluğa kapılmamasını teşvik ederken ve her şeyi bildiklerini beyan edenleri ayıplarken. Onlar bilinebilecek her şeyi biliyorlardı ve sadece onlar haklılardı. TED لن يضطروا للصراع في سبيله مثل يعقوب منازعا الملائكة طوال الليل، أو مثل عيسى في أربعين يوما وليلة في البراري، أو مثل محمد، لم يقتصر اﻷمر على تلك الليلة على الجبل، بل طوال سنيه كرسول، والقرآن يحثه دوما أن لا ييأس، ويدين أولئك الذين يعلنونها صراحة أنهم يعلمون كل شيء وأنهم وحدهم هم فقط على الحق.
    Ama Paul Young, ona ihanet edenleri cezalandırmak istiyordu. Open Subtitles ولكن أراد (بول يونغ) معاقبة أولئك الذين خانوه
    Ama Paul Young, ona ihanet edenleri cezalandırmak istiyordu. Open Subtitles ولكن أراد (بول يونغ) معاقبة أولئك الذين خانوه
    "Müziği duyamayanlar dans edenleri görünce deli sanırlar." Open Subtitles ‫"هؤلاء الذين يرون وهم يرقصون ‫يعتبرون مجانين" ‫"من قبل الأشخاص ‫الذين لا يسمعون الموسيقا"

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more