Tatlıdan daha tatlı olan sevmektir Ekşiden ekşi olan da sevmektir | Open Subtitles | "أحلى من الحلوى محبّة؛ و أكثر حامض من الأكثر حامض محبّة" |
Yeraltından az miktarda, bir çeşit ekşi gaz sızıyor. | Open Subtitles | أعتقد إنه غاز حامض منخفض المستوى يتسرب خارج الأرض |
Gördüğünüz gibi öylesine ekşi bir limon şekeri ürettim ki güvenle sadece manyetik bir alanda saklanabiliyor. | Open Subtitles | كما ترون ، اخترعت حلوى ليمون ، حامضة جداً لدرجة يجب وضعها في مجال مغناطيسي لحفظ السلامة |
Orta pişmiş pirzola, ekşi kremalı fırında patates istiyorum. | Open Subtitles | سآخذ شريحة لحم البقر.. متوسّطة النضوج، وبطاطا مخبوزة مع قشدة حامضة |
Bir şeyin tadının acı olduğunu sıklıkla söylesek de bu aslında tatlı, tuzlu veya ekşi gibi bir tat değildir. | TED | رغم أننا كثيراً ما نقول عن شيءٍ ما أن طعمه حار، إلا أنه فعلياً ليس بطعم، كالطعم الحلو أو المالح أو الحامض. |
Ama benim duyduğuma göre, hamilelik sırasında kadınlar ekşi şeyler istemez mi? | Open Subtitles | ولكنني سمعت، خلال فترة الحمل.. ترغب المرأة في الحصول على الأشياء الحامضة. |
ekşi meyve suyu, ekmek ve çokça şeker. | Open Subtitles | عصير برتقال حامض , خبز وهناك كثير من السكر |
Tamam, hiç ekşi kiraz bulamadım, o yüzden sakızıyla yetineceksin. | Open Subtitles | لم أجد لك أي مغلف حامض لذا عليك تقبل الدببة الصمغية |
Tuzlu, tatlı, ekşi, acı, lezzetli, koku, ses... Ses mi? | Open Subtitles | مالح , حلو , حامض , مر اومامي , رائحه , صوت |
Buyrun. Hafif çam kokusu ile beraber... biraz tatlı ve ekşi. | Open Subtitles | ها أنت ذا رائحتها حلوة و حامض قليلا مع مجرد |
Tabii ki. Biraz ekşi, ama tadına bak. Tristan! | Open Subtitles | بالطبع حامضة قليلاً , ولكن تذوّقيها تريستان |
Sanırım buna "yarım ekşi" turşu deniyor, normal turşu kadar ekşi olmuyor. | Open Subtitles | أعتقد بأنها تسمى نصف حامضة لأنها مالحة نوعا ما و ليس فيها نكهة مركزة |
Bunlar mayalı krep. Tabii ki ekşi olur. | Open Subtitles | إنها فطائر زبدة الحليب من المفترض أن تكون حامضة |
Hayır, durun, durun. Tanrım, sen ekşi sütü ineğe bile satarsın. | Open Subtitles | توقفي أرجوك يا سيدتي بإمكانك بيع الحليب الحامض للأبقار |
Tatlı, tuzlu, ekşi, umami ve acı dışında tat alma duygusu var mı? | Open Subtitles | هل لديه حاسة تذوق بجانب السكريات, الملح, الحامض والمُر ؟ |
Bu benim Oaxaca sosuna ekşi, vegan taze kremayla getirdiğim yorum. | Open Subtitles | هذا طبقي النباتي الكريمة النباتية مُضاف إليها الحامض |
Ya ekşi sos ya da soğanda, bir bozukluk var. | Open Subtitles | إما القشدة الحامضة هو زائف، أو الثوم المعمر. |
Patatesinin üzerine ekşi sos isteyen var mı? | Open Subtitles | من يرغب فى الحصول على المزيد من القشدة الحامضة على البطاطس ؟ |
Gençlerin kusmuğunun ekşi kokusu hala burnumda. | Open Subtitles | أنفي لازال مليئاً بالرائحة اللاذعة لتقيؤ المراهقين |
Tuzlu, ekşi, acı, baharatlı... | Open Subtitles | مالح, نَتِنْ, لاذع,حار... |
Birisi bir pencere açsın. İçerisi ekşi ekşi kokuyor. | Open Subtitles | فليفتح أحدك النافذة الرائحة عطنة هنا |
Yemek için yeterince ekşi değil mi? | Open Subtitles | اليس هذا حامضا كثيرا على الاكل؟ |
Sanki çok parlak bir şey görmüşsün gibi oluyor ve ekşi bir şey tatmışsın gibi. | Open Subtitles | تبدو وكأنك شاهدت شيئا ساطعاً وتذوقـت شيئا حامضاً في نفس الوقـت |
Hey, Çek ellerini ekşi güzelimin üzerinden. | Open Subtitles | ارفع يديك عن بسبوستي |
ekşi, tatlının değerini anlamamı sağlıyor. | Open Subtitles | أنا أعرف المذاق اللاذع , لذا أستطيع ادراك المذاق الحلو |
Onun ne düşündüğü bilmek istiyorum, şu ekşi suratlının. | Open Subtitles | -أريد أن أعرف رأيها ذات النظرة المتجهمة على وجهها |
Ben aslında, senin de bir gün, benim yaşıma geldiğin zaman, genç bir adama, nasıl ekşi bir limondan, limonata gibi tatlı bir şey yaptığını anlatacağın... | Open Subtitles | أحبُّأنأفكر.. أنه ربما يومًا ما، ستُصبحَ رجلًاعجوزًامثلي.. يثرثر بأذن شاب أصغر .. |
Hayatın sana sunduğu ekşi bir limondan limonataya yakın bir şey yaptığımı düşünürüm hep. | Open Subtitles | أحبُّ أن أفكر أن الحياة ألقت عليك الليمونةالأكثرمرارةً.. واستطعتَ أنت أن تصنع منها عصيراً مثالياً للغاية. |
Menüde de sıcak ve ekşi çorbadan çok daha fazla şey var. | Open Subtitles | وهناك بالتأكيد أشياء أكثر على القائمة من حساء ساخن وحامض. |