| Xenia Porcupine Harold'ın editörü olmak ekstra boynuz aktivitesini de beraberinde getiriyor... | Open Subtitles | إنه ليس عمل لكي تدعي أنك محررة ممتاز نتيجة عمل إضافي نشط |
| Ama şimdi sen de pizza düşünüyorsun... peynirsiz, ekstra zeytinli. | Open Subtitles | ولكنك الآن تفكر في البيتزا أيضاً بلا جبن بزيتون إضافي |
| Onu bir plastik torbaya koy yanına da ekstra transistor koymalısın. | Open Subtitles | ضعها فى احدى أكياس البلاستيك فى المكان الذى تضع الترنزستورات الإضافية |
| Stock Evian, kilimleri şampuanla ve misafirleri için ekstra terlik hazırla. | Open Subtitles | علينا تزويده بمياه إفيان، يجب تنظيف السجاد وإحضار شباشب إضافية لضيوفه. |
| ekstra para kazanmak için sokaklarda ilaç satan ilk doktor siz olmayacaksınız. | Open Subtitles | لن تكون أول طبيب يجني بعض المال الإضافي بتوزيع أقراص على الشوارع |
| Ve birbirini izleyen yedi tane yedi yıllık dönemden sonra toprak bir yıl ekstra nadasa bırakılmalıdır; bu dönemde tüm aileler bir araya gelir ve insanlar sevdikleriyle birliktedir. | TED | وكل سبع سبع مرات يجب ان تترك الارض سنة اضافية بعلاً واثناءها .. تتوحد العائلات وتحيط بعضها ببعض |
| Evet, ama unutma ki, eksiksiz servis ekstra masraf demektir. | Open Subtitles | نعم، لكن لا تنس، الخدمة الكاملة تعني زيادة في النقود |
| Kutuların birinde, ekstra kalça kemiği buldum... - ...ve bir başkasında, ekstra kavalkemiği. | Open Subtitles | لقد وجدتُ عظمة فخذ إضافيّة بإحدى الصناديق وعظم رَّبْلَة إضافي في صندوق آخر |
| Dur, dur. Şanslıyım ki, bana ekstra iş verecek bir arkadaşa sahibim. | Open Subtitles | توقفي , توقفي , انا محظوظ ان لدي صديق يعطيني عمل إضافي |
| Her ekstra GSYİH doları daha az sosyal ilerleme satın alıyor. | TED | كل دولار إضافي من الناتج المحلي الإجمالي يشتري تقدم اجتماعي أقل وأقل. |
| Eğer bir ara uğramak ya da bir şeyler istersen ekstra odayı kullanmıyorum. | Open Subtitles | لذا إذا أردت أن.. تأتي , لا يهم فأنا لا استخدم الغرفة الإضافية |
| Kurnaz olanlarsa gömme dolapların içlerindeki ekstra çarşafların altlarına koyarlar. | Open Subtitles | و الماكر منهم هو من يضع حاجياته تحت البطانية الإضافية |
| Sadece önümüzdeki ay emekli olmadan biraz ekstra mesai yapıyordum. | Open Subtitles | وأحاول فقط تأدية بعض الساعات الإضافية قبل تقاعدي الشهر القادم. |
| Sana ayda ekstra 500 dolar maaş ve hoş bir unvan teklif ediyorum. | Open Subtitles | يمكنني أن أحصل لك على 500 دولار إضافية شهرياً بالإضافة إلى لقب جيد |
| Mağara adamı break dansı bana ekstra not kazandırır mı? | Open Subtitles | هل سأحصل على درجات إضافية على رقص رجل العصر الحجري؟ |
| Bobo Del Rey ile ilgili bilgiye karşılık burada geçireceği ekstra zaman. | Open Subtitles | الوقت الإضافي هنا لبعض مزيد من المعلومات على بوبو ديل ري، حسنا؟ |
| ve şayet çok alışılmadık bir şeye izin vermediğimiz müddetçe kendi içinde tutarsızlıkları oluyor -- o da uzaya ekstra boyutlar eklemek. | TED | فهناك عدم تناسق موجود الا اذا اعطينا لبعض الاشياء غير المألوفة كلياً ابعاداً اضافية في الفضاء |
| Zor duyanlar için ekstra kumlu. | Open Subtitles | ونسخة برمل زيادة للذين يواجهون صعوبة السمع |
| Tabii her şey dahil. ekstra hiçbir ücret ödemeniz gerekmiyor. | Open Subtitles | كلّها متضمّنة طبعاً، لستَ مضطرّاً إلى دفع أي مبالغ إضافيّة |
| Şimdi bu dış hareketten dolayı ekstra bir duyusal bilgi kaynağım oluverdi. | TED | الآن حصلت على مصدر اضافي للمعلومات الحسية نتيجة لذلك الفعل الخارجي. |
| Ve döteryumu birbirine çarpıştırıyor, ki bu sadece içinde ekstra bir nötronu olan hidrojen. | TED | وهي تصدم الديوتيريوم ببعضه, الذي هو هيدروجين يحوي نيتروناً إضافياً. |
| 1000 ekstra saldırı puanı Valkyranımı senin Mavi Gözüne rakip yapmaya yetecektir. | Open Subtitles | 1000 نقطه اضافيه تجعلها افضل من تنينك يا كيبا |
| Dostum. Senin ekstra soğanlarınla arabada yolculuk edecek olan benim. | Open Subtitles | أنا من سيقود السيارة و أنت تتناول هذا البصل الاضافي |
| Öyleyse parçacıkların kütleleri, kuvvetlerin direnci, ve en önemlisi, karanlık enerjinin miktarı bu ekstra boyutların şekli tarafından belirlenecektir. | TED | لذلك فإن كميات الجسيمات ، ونقاط قوتها والأكثر أهمية ، كمية الطاقة المظلمة يتم تحديدها بشكل الابعاد الاضافية |
| Atmosferde çok fazla ekstra enerji var, çok fazla ekstra su buharı var. | TED | هناك الكثيرمن الطاقة الزائدة في الغلاف الجوي. وهناك الكثير من بخار الماء الزائد. |
| Pazar günleri de ekstra özel bir iskambil oynarız. | Open Subtitles | و في أيام الأحد, نستطيع أن نلعب لعبة أضافية و خاصة بالورق |
| Bütün ekstra kredi milleri ile kilometrelerce uçan iflastaki havayolu gibidir. | Open Subtitles | جميع نقاطي الأضافية أصبحت كأميال سفر دائمة في شركة طيران مفلسة |