Kuzey Koreliler ve ben, ülkelerimizin elçileri değiliz. Ancak, insan ırkını temsil ettiğimizi düşünüyorum. | TED | لم أكن أنا ولا الكوريين الشماليين نمثل سفراء بلادنا، لكني أعتقد أننا كنا نمثل البشرية. |
Bütün saygımla yüce şansölyenin elçileri hemen inmek istiyorlar. | Open Subtitles | مع كل الإحترام... سفراء المستشار الأعلى يريدون النزول حالاً. |
Bildiğim kadarıyla, şansölyenin elçileri şu an sizinle ve sana da bir uzlaşmaya varman emredildi. | Open Subtitles | وصلتني أخبار أن سفراء المستشار معكم الآن... وأنك قد تلقيت أوامر بالوصول إلى تسوية بشأن المستوطنة. |
Önce elçileri buyurun da sofranın tatlısı olsun anlatacaklarım. | Open Subtitles | فليتفضل مولاى بدعوة السفراء اولا وليكن النبا الذي لدى بمثابة الفاكهة بعد الوليمة |
Barış elçileri'ne katıldım. Annem bilse çılgına döner. | Open Subtitles | انضممتُ إلى سفير السلام إن علمت والدتي، سيجن جنونها |
Bu hayattan fazla adalet bekleme çünkü kötülüğün elçileri çok güçlüdür. | Open Subtitles | العدل ضئيل في هذه الحياة وقوات الشر أقوى |
Japon elçileri Washington'da barıştan bahsetti. | Open Subtitles | مبعوثي اليابان يناقشون السلام في واشنطن |
elçileri gördün, yüzlerini biliyorsun. | Open Subtitles | لقد شاهدت المرسلين رأيت وجوههم |
Çabuk öğrensen iyi olur. Checnik iyi niyet elçileri kiralamadı. | Open Subtitles | تشيكتشك لم يستأجر سفراء بنوايا حسنة. |
Barış elçileri değişim programının bir çok ikramiyesi var ama bu onların içinde en iyisi. | Open Subtitles | لبرنامجِ تبادلِ سفراء السلام مزايا عديدة، لكن... هذا أفضلها. |
Koalisyonun elçileri, bugün anlaşmamızı onurlandıracağız. | Open Subtitles | يا سفراء التحالف، اليوم نكرّم عهدنا |
Bugün, tüm bu tecrübeleri taşıyarak Columbia Üniversitesi'nde Adalet elçileri Gençlik Konseyi'ni geliştirdim, bazıları çoktan içeri girmiş bazıları ise hâlâ lisede kayıtlı genç New Yorkluları devlet memurlarıyla bir araya getirdim. | TED | واليوم، أحمل جميع هذه التجارب معي، أثناء تطوير مجلس شباب سفراء العدل بجامعة كولومبيا، حيث أجمع الشباب من نيويورك، ممن قضوا بعض الوقت محتجزين وآخرين مازالوا مسجلين في المدرسة الثانوية، بجانب مسؤولي المدينة. |
Büyük bir milletin gerçek iyi niyet elçileri. | Open Subtitles | سفراء مشرفين حقاَ لأمة عظيمة |
Şansölyenin elçileri nerede? | Open Subtitles | وأين سفراء المستشار؟ |
İnsanlığın daha iyi elçileri olamazdı. | Open Subtitles | لن تجد سفراء أفضل منهما |
- Ya getirmezse? Ne kadar beklersek, elçileri gerçek olduğuna inandırmamız o kadar zor olacak. | Open Subtitles | كلما انتظرنا أكثر، صَعُبَ إقناع السفراء بأنّكِ الحاكمة |
Bildiğiniz gibi, abluka tamamen yasal ve elçileri ağırlamaktan mutluluk duyarız. | Open Subtitles | كما تعرف حصارنا قانوني جداً... وسنكون سعداء لإستقبال السفراء. |
- Diğer bütün bombalar Sağlık Merkezine veya Barış elçileri Merkezi'ne gitmiş. Bu binayı bu kadar özel yapan şey ne? | Open Subtitles | كلّ القنابل انفجرت في مركز استشفاء أو مركز سفير السلام، ما المميّز في هذا المبنى؟ |
Bu sabah işlenen barış elçileri cinayetleri ile ilgili sorumluluğu Beşinci Kol üstlendi. | Open Subtitles | تبنّى الرتلُ الخامسُ مسئوليّة جرائم مركز سفير السلام صباحَ اليوم. |
Tanıklar barış elçileri cinayetinden sonra mavi bir karavanın olay yerinden ayrıldığını görmüş. | Open Subtitles | شهودٌ على جرائمِ مركزِ سفير السلام شاهدو سيّارةً زرقاء تغادر المكان. |
Bu hayattan fazla adalet bekleme çünkü kötülüğün elçileri çok güçlüdür. | Open Subtitles | العدل ضئيل في هذه الحياة وقوات الشر أقوى |
İmparatorun elçileri geldi ,Kardinalim. | Open Subtitles | مبعوثي الإمبراطور, سموك |
elçileri istediği zamana kendisi gönderiverirdi. | Open Subtitles | كان فقط سيرسل المرسلين إلى الماضي بنفسه |