Elçiliğin her şeyi öğrenme konusunda yardımına hızlıca geleceğine inanıyorum. | Open Subtitles | وأعتقد أن السفارة ستأتي بسرعة لمساعدتكم على معرفة كل شيء |
Bu Elçiliğin diplomatik itibarına ne yaptığını görmüyor musun? | Open Subtitles | آلا تدرك ماسببته من أزمة دبلوماسية لهذه السفارة ؟ |
Sorunu Elçiliğin ele alış şeklinden bıktığınızdan eminim ve kendi araştırmanızı yapmayı planlıyorsunuz. | Open Subtitles | هل صحيح أنك لم تعد تحتمل الطريقة التى تتعامل بها السفارة مع الموضوع فقررت أن تقوم بتحريك الخاص؟ |
- Eğer hemen tahliye emri vermezsek Elçiliğin veya buradaki Amerikan topluluğunun güvenliği konusunda sorumluluk kabul edemem. | Open Subtitles | سيدي اذا لم نعطي الامر قريبا بالاخلاء لن اكون مسئول عن سلامة السفارة و الجالية الامريكية هنا |
Elçiliğin yeri mi değişti, yoksa kaçırıldım mı? | Open Subtitles | هل قاموا بنقل السفاره , ام انك تختطفنى ؟ ماذا يجرى ايها البدين ؟ |
- Elçiliğin önündeki kalabalık silahsızdı öyle değil mi? | Open Subtitles | الحشد أمام السفارة لم يكن لديه أى أسلحة, أليس كذلك ايها الكولونيل؟ |
Elçiliğin çatısındaki kamera da aynı yöne bakıyordu. | Open Subtitles | لكن آلةَ التصوير على سطح السفارة كان عندها نفس وجهة النظر |
Elçiliğin yardımları bile yanımızda hiç kalır. | Open Subtitles | ستحصل على خدماتنا بسرعة مقارنة مع السفارة |
3 gün sonra Elçiliğin önünde buluşacağız, kuzenim seni arayacak. Siktir git. | Open Subtitles | سنرى بعضنا أمام السفارة خلال 3 أيام قريبي سيتصل بك |
Elçiliğin yer altındaki güvenli bölgesinde NATO Merkezi'nin erişim noktası var. | Open Subtitles | هنالك نقطة وصول لمحور الناتو عن طريق مؤمن في السفارة |
Elçiliğin karşılamasının bir yolu var mı? | Open Subtitles | ألا يوجد أي طريقه تُمكّن السفارة من دفع التكاليف؟ |
"Bu sadece Elçiliğin değil Dışişleri Bakanlığı'nın da sorunu. " | Open Subtitles | "ليست المشكلة في السفارة بل المشكلة من وزارة الشؤون الخارجية!" |
Nerede olduğunu Elçiliğin bilmesi gerekiyor. | Open Subtitles | من المفترض ان تعلم السفارة عن مكان إقامتها |
Elçiliğin dışında birkaç yüz insan var... | Open Subtitles | لم تكن لتسمع ابدا عن مارتن لوثر كينج في منتجومري يوجد مئات الاشخاص خارج السفارة |
Elçiliğin girişindeki masada soruları cevaplayan kişi olarak çalışmak ister misin? | Open Subtitles | هل تريد وظيفة الرجل الذي يجيب على الباب في السفارة الآن ؟ |
Hayır, hayır, Elçiliğin karşısında bir kilise var, dokuzda orada buluşalım. | Open Subtitles | ثمة كنيسة قبالة السفارة لنتقابل هناك في التاسعة صباحاً |
Chloe, Elçiliğin şemasına ve telsiz iletişim cihazına ihtiyacım olacak. | Open Subtitles | كلوي، سأحتاج لتصميم مبنى السفارة ووحدة تواصل لا سلكية |
Elçiliğin tecrit durumuna geçtiğine dair haber aldık. | Open Subtitles | يظهر امامنا انه قد تم اغلاق مداخل السفارة. |
Ona, bununla Elçiliğin ilgilendiğini söyle. | Open Subtitles | اخبره انهم قالوا ان سفارته ستهتم به السفاره قالت انه ستهتم بك |
Elçiliğin önünde tanklar var, buraya duman attırıyorlar. | Open Subtitles | لدينا مدرعات أمام السفاره تطلق علينا نيران كثيفه |
Kendisi Elçiliğin bölgesel güvenlik sorumlusu. | Open Subtitles | هذا هو ضابط الأمن الإقليمي للسفارة |