"el sallıyor" - Translation from Turkish to Arabic

    • يلوّح
        
    • يلوح
        
    • تلوح
        
    • يلوحون
        
    • يقوم بالتلويح
        
    Biz seyirciyken bizimle konuşmuyor ama el sallıyor. Open Subtitles و نحن في الجمهور, انه لا يتكلم معنا لكنه يلوّح.
    el sallıyor, görmüyor musun? Open Subtitles كلا ألا يمكنك رؤيته وهو يلوّح لك؟
    Kurabiye Canavarı taba rengi bir atın eğerinde oturmuş size el sallıyor. TED وكوكي مونستر يلوح بيده إليك من موقعه فوق حصان أسمر
    Sanki seçimlere katılacakmışçasına gülüyor ve kalabalığa el sallıyor. Open Subtitles انه يلوح للجماهير وكأنه يستعد لمنصب سياسي
    Şuna bak. Çocuğa el sallıyor. Onu görebiliyor. Open Subtitles تفقودوا هذا ،، إنها تلوح لذلكَ الفتى يمكنها رؤيتهُ
    Bay Blair kalabalığa el sallıyor, kalabalık da korteje. Open Subtitles (توني بلير) يلوح إلى الجمهور والناس يلوحون إليهم
    Richard Milhous Nixon kalabalığa el sallıyor. Open Subtitles (ريتشارد ميلهوس نيكسون) يقوم بالتلويح إلى الحشود.
    Sana el sallıyor. Yolculuğu korkunç geçmiş. Open Subtitles يلوّح لك بالترحيب لقد حظى برحلة مزعجة.
    İşte geliyor, topluluğa el sallıyor. Open Subtitles هنا يجيء، يلوّح للحشد.
    - Sana el sallıyor, görmüyor musun? - Hayır. Open Subtitles ألا يمكنك رؤيته وهو يلوّح لك؟
    - el sallıyor ve hatta çağrı yapıyor. - Gerçekten mi? Open Subtitles أخذ يلوّح بالرد وحتى النداء - حقا ..
    Popeye Doyle, Frog One'a el sallıyor. Open Subtitles "بوبّاي دويل" يلوّح لـ" فروق ون".
    Aslında şu anda yolun karşısından bana el sallıyor, gitmem gerek. Open Subtitles انه يلوح إلي من الجانب الآخر من الشارع , سوف اذهب ..
    Bak, el sallıyor, o sadece senin yaşlı adamın. Open Subtitles انظر, إنه يلوح لك. إنه والدك وحسب.
    Görseydim, bana el sallıyor olurdu. Open Subtitles إذا فعلت، فقد كان يلوح وداعاً.
    - Buraya, evlat. - Bize el sallıyor. Open Subtitles ـ هنا يا صديقي ـ إنه يلوح لنا
    Altı aydır hamle yapıyor yedi aydır da el sallıyor. Open Subtitles كانت تندفع للأمام و هي بعمر ستة أشهر و تلوح وداعاً بعمر سبعة أشهر
    - Aşağıdan bize el sallıyor. Yardımımıza ihtiyacı olabilir. Open Subtitles انها تلوح لنا باستمرار ربما تحتاج الى المساعدة
    Bay Blair kalabalığa el sallıyor, kalabalık da korteje. Open Subtitles (توني بلير) يلوح إلى الجمهور والناس يلوحون إليهم
    Richard Milhous Nixon, kalabalığa el sallıyor. Open Subtitles (ريتشارد ميلهوس نيكسون) يقوم بالتلويح إلى الحشود.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more