"eldivenlerini" - Translation from Turkish to Arabic

    • القفازات
        
    • قفازاتك
        
    • قفازات
        
    • قفازيك
        
    • القفاز
        
    • قفازاتها
        
    • القفازين
        
    • قفازاته
        
    • قفازه
        
    • القفّازات
        
    • قفازك
        
    Sen, uh, eldivenlerini giymemişsin, parmakların tetikte değil, ve namluda mermi de yok. Open Subtitles لا ترتدي القفازات وأصابعك ليست على الضاغط ولا يوجد رصاص في مشط الذخيرة
    eldivenlerini giy. Sol göğüs ve sağ diyaframda çoklu travma. Open Subtitles ضع القفازات, جروح متعدده في الصدر الايسر و الحجاب الحاجز.
    - eldivenlerini de unutma. - Yaşamak için ne yol ama. Open Subtitles لا تنس قفازاتك يالها من طريقة لكسب الرزق
    Suç mahalinde eldivenlerini bırakmışsın, Istakoz'cu seni. Open Subtitles تركت قفازاتك في مسرح الجريمة أيها المشوه
    Bu yüzden de Hardison, denetçinin eldivenlerini izotopun bulunduğu bulamaca daldırdı. Open Subtitles ولهذا قام هاريسون بطمر قفازات المراقب في طين يحتوي على النظائر
    Tamam, o zaman eldivenlerini ve duvağını ona ver. Open Subtitles حسناً , أعطيها قفازيك وضعى ستار رأسك على رأسها
    Keşke şu imzalayacağını söylediğin beysbol eldivenlerini de getirseymişim. Open Subtitles كان يجبُ عليّ أن أجلبَ ذلك القفاز الذي قلتَ بأنكَ ستوقعه
    Tabii, Georgia eldivenlerini unutmuştu. Open Subtitles بالطبع في تلك اللحظة جورجيا تنسي قفازاتها
    Söylesene, neden... neden eldivenlerini giyiyorsun? Open Subtitles اسمع, لماذا ؟ لماذا تضع القفازات ؟ هل تشعر بالبرد في يديك ؟
    Hırsız eldivenlerini aldığım gündü. Open Subtitles لم تكوني تتشكين عندما ذهبتِ للاستحمام كان ذلك يوم حصولي على كل تلك القفازات الجلدية
    Kızın odası alt katta. Herkes eldivenlerini taksın. Open Subtitles غرفة الفتاة في الطابق السفلي كل واحد يرتدي القفازات
    İşte, sana aldığım bu özel yemek eldivenlerini giy. Open Subtitles ضعي هذه القفازات الخاصة بالأكل التي إشتريتها لك
    eldivenlerini çıkaracağım. Open Subtitles لما لا نجرب شيئاً ما؟ سأقوم بنزع قفازاتك
    Aptal gibi durma öyle. eldivenlerini tak. Open Subtitles حسنا ، لا تقف هكذا مثل الغبى ضع قفازاتك
    Hadi, eldivenlerini çıkart da, biraz yastık tekmeleyelim. Open Subtitles و الان اخلع قفازاتك و هيا بنا لنتدرب
    Carol'un giysisi ve eldivenlerini öteki çamaşırlarla birlikte bıraktın mı? Open Subtitles تركت فستان و قفازات كارول مع باقى الغسيل ؟
    Boks eldivenlerini giyip arka bahçede kozlarını paylaşsınlar bari. Open Subtitles ينبغي أن الدانتيل فقط حتى قفازات ويذهب في ذلك في الفناء الخلفي.
    eldivenlerini çıkarıp çıplak ellerinle... ona dokundun, onu temizledin. Open Subtitles لقد خلعت قفازيك ولمستها بيديك المجردتين, وقمت بمسحها بعد ذلك
    Bir dahaki sefere lastik eldivenlerini getir de ikimiz birlikte yapalım, ha? Open Subtitles أحضر في المرة القادمة قفازيك المطاطين وسنتقاسمها سويا، حسنا؟
    Hemen eldivenlerini giymesi gerek. Open Subtitles يجب أن ترتدي هذا القفاز مُجدداً الآن
    "Üç küçük kedicik kaybetmişler eldivenlerini." Devam et baba. Open Subtitles الثلاث قطط الصغيرة التى فقدت قفازاتها... أكمل
    Kendini vururken de eldivenlerini çıkarmamış daha. Open Subtitles "وكانت لا تزال ترتدي القفازين عندما أطلقت النار على نفسها"
    Kendini korumak için eldivenlerini bile kaldıramıyor. Open Subtitles لايستطيع حمل قفازاته ليحمى نفسه يجب ان يتوقف يابيل
    Eğer Brad içeri girmek istemişse, eldivenlerini çıkarmak zorunda kalmıştır. Open Subtitles إذا أراد الدخول عليه خلع قفازه
    Yardım edeceksen laboratuar eldivenlerini giymen gerekecek. Open Subtitles أتريد المساعدة, البس بعض القفّازات المطّاطيّة
    eldivenlerini giy bakalım. Open Subtitles إخلع قفازك يا فتى

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more