Elektromanyetik darbe atıcı. Arabasındaki tüm elektronik aletleri yarım saatliğine durduracak Elektromanyetik bir dalga yayıyor. | Open Subtitles | مدفع كهرومغناطيسي تنبعث منه نبضة كهرومغناطيسيّة مركّزة |
Elektromanyetik bir RPM kontrolörü. | Open Subtitles | جهاز سيطرة آر بي إم كهرومغناطيسي. |
Elektromanyetik bir alan yaratabiliyorum. | Open Subtitles | انها تمكنني من صنع حقل كهرومغناطيسي |
Verici Elektromanyetik bir alan oluşturuyor. | Open Subtitles | جهاز البث يسبب مجاهل كهرومغناطيسي |
Bölüm 2'in üzerindeki zeminde Elektromanyetik bir gedik vardı. | Open Subtitles | ثمة خرق كهرومغناطيسي حدث في الأرضية فوق "القطاع-5" تماماً |
CTU'yu bir tür Elektromanyetik bir bomba ile vurdular ve tüm iletişim yollarımız kapandı. | Open Subtitles | "الوحدة" تمت مهاجمتها للتو بجهاز نبض كهرومغناطيسي وقضت على كامل مراقبتنا البصرية واتصالاتنا |
Etrafında Elektromanyetik bir alan oluşturuyor! | Open Subtitles | حقل كهرومغناطيسي يُحيط بها. مهلاً، أخبرني... |
Sanki göt deliğimde Elektromanyetik bir titreşim gibi. | Open Subtitles | وكأنّه نبضٌ كهرومغناطيسي بمؤخرتي |
Aynı zamanda şu sizin Allsparkınız'dan geriye kalan son parçanın burada, gelmiş geçmiş en güvenli askeri üslerinden birinde Elektromanyetik bir kasa içinde korunduğunu da biliyoruz. | Open Subtitles | ونعرف أيضاً أن الجزء الوحيد المتبقي (من (أول سبارك موجود في قبو كهرومغناطيسي |
Sanki Elektromanyetik bir alan varmış gibi vücudun etrafına yayılmış tüm metali başka kimse fark etti mi? | Open Subtitles | هل لاحظ أي منكم كل تلك المعادن المتناثرة... حول الجثة، كما لو كان هناك مجال كهرومغناطيسي آنفاً؟ السؤال هو، ماذا أوجد ذلك الحقل؟ |