"elektronları" - Translation from Turkish to Arabic

    • الإلكترونات
        
    • الإلكترون
        
    • الالكترونات
        
    • إلكترون
        
    çekirdek denilen bir şey vardır ve dışında elektronları görebilirsin. TED والتي تحتوي على البروتونات والنيوترونات، وفي الخارج وسوف تشاهد الإلكترونات.
    Atomlar elektronları kol gibi kullanarak uzanıp komşularını tutarlar. TED تستخدم الذرات الإلكترونات كأذرع للوصول إلى جيرانها.
    Bu kum boyutlu parçacıklar, elektronları moleküllerden ve atomlardan ayırabilen iyonlaştırıcı radyasyon yayar. TED هذه الجسيمات بحجم الرمال تنبعث منها إشعاعات أيونية، قادرة على فصل الإلكترونات من الجزيئات والذرات.
    Böylece de Broglie doktora tezi için atom etrafındaki elektronları sıkıştıran bir çeşit radyo dalgası hayal etti. Open Subtitles لذلك فإن دي برولي تخيل في رسالته للدكتوراه نوعاً من موجات الراديو تدفع الإلكترون حول الذرة
    Bu pilot dalgalar elektronları yörüngelerinde sıkıca tutacak atomun çökmesini engelleyecekti. Open Subtitles ستمسك هذه الموجة المرشدة أيضاً الإلكترون بإحكام في مداره و تمنع الذرة من الانهيار للداخل
    Doktoram elektronları teker teker hareket ettirmekti. TED كان موضوع الدكتوراه تحريك الالكترونات في نفس الوقت
    İki ince yarık bulunan bir hedefe elektronları teker teker ateşlersek, her bir anda her elektron belli bir yerde gözlenir; parçacıklarda olduğu gibi. TED إذا أطلقنا الإلكترونات واحدًا بعد الآخر نحو شقين ضيقين في برميل يتم رصد كل إلكترون عند الجانب البعيد في مكان واحد عند لحظة محددة، مثل الجسيم.
    elektronları yeterince sıkıştırırsanız elektronların kendi basıncı yıldızı kütleçekimine karşı ayakta tutabilir. Open Subtitles إذا قمت بضغط الإلكترونات بشكل كافي .. فإن هذا الضغط سيشكل دعامة للشمس ضد الجاذبية
    elektronları parçacık olarak görmemeliydim. Open Subtitles لا يمكنني إعتبار الإلكترونات على أنها جزيئات
    Jeroen'in fikri elektronları çarpıştırarak parçalamaktan ziyade özelliklerini kullanışIı hale getirecek, Open Subtitles كانت فكرة جيرون الأساسية تقضي بأنه .. بدلاً من تحطيم الإلكترونات إلى أجزاء ربما يمكنه إيجاد طريقة مختلفة لتقسيم خواصه
    elektronları bağımsız hareket ettirmeyip, akım oluşturacak şekilde yönlendiriyor. Open Subtitles بدلا من نقل الإلكترونات مفردة ، انها تطلقهم في تيار
    Bir şekilde onlara eklediğim elektronları yayınlıyor. Open Subtitles تستطيع بطريقة ما من تسديد ضربة قاضية الى الإلكترونات التي أضفتها عليهم.
    Hatırlayın, kırmızı ışık ne kadar yoğun olursa olsun metalde elektronları yerinden oynatmamıştı. Open Subtitles تذكر، بغض النظر عن كم هو قوي كان الضوء الأحمر، ما زال لم يزحزح الإلكترونات من المعدن.
    Loş ultraviyole ışık gibi yalnızca birkaç tanesi elektronları metal plakadan harekete geçirmek ve altın varağı çökertmek için yeterli. Open Subtitles فقط عدد قليل منها، مثل الأشعة فوق البنفسجية القاتمة، هي كفاية لضرب الإلكترونات خارج اللوحة المعدنية واسقاط ورق الذهب.
    de Broglie'nin elektronları atom etrafında yönelten esrarengiz pilot dalgaları fikrini alıp bir adım öteye taşıdı. Open Subtitles لقد أخذ فكرة دي برولي عن الموجة المرشدة الغامضة التي تدفع الإلكترون حول النواة و أخذ خطوة حاسمة إلى الأمام
    Hatırlasana, protonları ve elektronları birleştiremiyoruz... Open Subtitles الآن تذكري أننا لا نستطيع وضع البروتون) و (الإلكترون) بجانب بعض) لأنهما مُتعاكسان بالإشارة وهذا يُسبب تطارُدهما*
    anlatabilcek bir şey olabilir. CA: Ama bir sicim teorisyeni, anladığım kadarıyla, elektronları içinde titreşen sicimler ile tanımlar -- Biliyorum sen sicim teorisini sevmiyorsun -- TED الجسيمات الأولية التي نراها. كريس أندريسون: ولكن النظرية الزنبركية.. كما أفهمها، تفسر حركة الالكترونات من حيث ذبذبات زنبركية متناهية الصغر. أعرف بأنك لا تحب النظرية الزنبركية.. ذبذبات داخل الجسيمات.
    Enerjiyi atoma koyduğumuzda bu elektronları dışarı atar çekirdekten uzağa ve böylece daha yüksek bir... Open Subtitles لذا عندما نضع طاقة في الذرة... فهي تطرد هذه الالكترونات... بعيداً عن النواة وتنتج كمية عالية ...
    Yakın zamanda bu deney dünyanın farklı yerlerindeki laboratuvarlarda elektronları ekranın üzerindeki yarıklara ateşleyerek tekrarlandı. Open Subtitles لشعاعِ الألكتروناتِ بالكامل في الآونة الأخيرة هذه التجربة تم تكرارها في مختبرات حول العالم عن طريق اطلاق إلكترون واحد في كل مرة
    Ebox üzerinde elektron koyulabilecek, ihtiyaç duyulasıya kadar elektronları tutacak ve de sonra bırakıp başka yerlere aktarabilecek yeni nano maddeler test ediyor. TED الeBox يقوم بتجربة مواد نانوية جديدة لركن إلكترون في الخارج، والاحتفاظ به حتى تحتاجه، ثم تكون قادرا على إطلاقه وتفريقه.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more