Bir elektronu yörüngede tutan gücün, kütleçekimiyle hiçbir ilgisi yoktur. | Open Subtitles | القوة التي تُبقي الإلكترون في مدار لا علاقة لها بالجاذبية |
Prensipte elektronu bölebilirsiniz, en azından kağıt üzerinde yapabilirsiniz. | Open Subtitles | لذا بشكل نظري ، يمكنك تفكيك الإلكترون على الأقل يمكنك القيام بذلك على الورق |
Bir elektronu yörüngede tutan gücün, kütleçekimiyle hiçbir ilgisi yoktur. | Open Subtitles | القوى التي تمسك الإلكترون في مداره ليس لها أي علاقة بالجاذبية |
Sadece bir elektronu ve sadece bir protonu vardır. | Open Subtitles | لديها إلكترون واحد فقط و بروتون واحد فقط |
Tipik bir elementin valens elektronu gruplarına eşittir. | Open Subtitles | إلكترون التكافؤ للعنصر النمطي مساويّ لمجموعاته |
Gördüğümüz sinkroton radyasyonunun oluşması için düzlemde çok sayıda yüksek enerji elektronu olması gerektiğini biliyoruz ve bunların süper nova kalıntılarından oluştuğunu düşünüyoruz fakat yeterince yok gibi duruyor. | TED | نحن نعلم أن هناك الكثير من الإلكترونات ذات الطاقة المرتفعة في المستوى التي تنتج التردد السينكروني الذي نراه، ونعتقد أنها تنتج عن المستعرات النجمية، ولكن يبدو أنها ليست كافية. |
Ona 1928'de, elektronu benzersiz biçimde tanımlayacak görsel tasarlama yetisi veren hayli gelişmiş ve sıradışı düşünme yöntemi okul yıllarında bilenmişti. | Open Subtitles | كانت هذه الدرجة العالية من التطور وطريقة التفكير الغير عادية، صقلت أيام دراسته، التي ستمكنه في عام 1928 إلى تصور طريقة وصف الإلكترون الفريدة من نوعها. |
- Bu doğru, ama iyonlaşma radyasyonu çok tehlikeli olabilir çünkü bir elektronu atomdan ayıracak enerjiye sahiptir. | Open Subtitles | . ولكنّ الإشعاع المؤين ضرره بالغ لأنه حرفياً لديه الطاقة لطرد إلكترون . من مداره في الذرة |
Sadece bir elektronu ve sadece bir protonu vardır. | Open Subtitles | تحتوي على إلكترون واحد فقط وبروتون واحد فقط |
Standart bir bit hızında, 1 dakikalık YouTube videosunun cihazınızda 10 milyon kadar elektronu etkilemesi gerekecek. | TED | على افتراض معدل بت نموذجي يمكننا أن نستنتج أن الدقيقة في مقطع فيديو على اليوتيوب ستحتاج إلى 10 ملايين إلكترون على جهازك . |
Bu deney elektronu grafit atomlu bir hedefe ateşleyen bir tabancadan ve onların nasıl sektiğini kaydetmek için bulunan bir ekrandan oluşuyor. | Open Subtitles | تتكون التجربة من مسدس يُطلق إلكترونات على هدف من ذرات الجرافيت و شاشة مُجمِّعة لتسجيل كيف ترتد الإلكترونات |
Bazı radyoaktif atom çekirdeklerinin bir elektronu kendiliğinden fırlatıp atabildiğini gördüler. | Open Subtitles | وجدوا أن في أحد الذرات المشعة تقوم النواة بإطلاق الإلكترونات بشكل تلقائي |
Elmas şekilli bir aparat içinde üç elektronu ateşliyor. | Open Subtitles | اطلق دفعات من الإلكترونات الثلاثة إلى جهاز على شكل ماسة. |