"elimizdeki tek ipucu" - Translation from Turkish to Arabic

    • خيطنا الوحيد
        
    • هو الخيط الوحيد
        
    • إن التقدم الوحيد الذي لدينا هو
        
    • دليلنا الوحيد
        
    Esir tutulduğun sırada gördüğün adam, şu an için, elimizdeki tek ipucu. Open Subtitles الرجل الذي رايته بينما كنت محتجزة هو خيطنا الوحيد حتى الان
    elimizdeki tek ipucu şu anda CTU'ya geri getirilmekte olan Nina Myers. Open Subtitles خيطنا الوحيد هو (نينا مايرز) والتى ستأتى الى الوحدة الآن
    Los Angeles'a geliyor olduğunu ya da zaten gelmiş olduğunu sanıyoruz. elimizdeki tek ipucu Nina Myers. Open Subtitles إما انه متجه الى "لوس أنجلوس" أو انه هنا بالفعل خيطنا الوحيد هو (نينا مايرز)
    Esir tutulduğun sırada gördüğün adam, şu an için, elimizdeki tek ipucu. Open Subtitles الرجل الذي رايتِه وأنت مخطوفة هو الخيط الوحيد الان
    Şu an Anderson elimizdeki tek ipucu. Open Subtitles في الوقت الحالي فـ(أندرسون) هو الخيط الوحيد
    elimizdeki tek ipucu, bu adamların nereye gidecekleri hakkında sahip olduğumuz bilgi. Open Subtitles إن التقدم الوحيد الذي لدينا هو أنّنا نعلم إلى أين يتوجه هؤلاء الرجال
    elimizdeki tek ipucu bu ve adam hala kayıp. Open Subtitles وذلك هو دليلنا الوحيد ولا يزال مفقوداً
    O ve kız Marwan'ı bulmamız için elimizdeki tek ipucu bu yüzden şüphelileri tesbit eder etmez, onları canlı olarak ele geçirmemiz çok önemli. Open Subtitles هو والفتاة خيطنا الوحيد للعثور على (مروان, لذا بمجرد أن نتعرف عليهما، لابد أن نقبض عليهما أحياء
    O ve kız Marwan'ı bulmamız için elimizdeki tek ipucu. Open Subtitles (هو والفتاة خيطنا الوحيد للعثور على (مروان
    Bu adam elimizdeki tek ipucu. Open Subtitles -استمعِ إليّ، (جانيس ) -هذا الرجل هو خيطنا الوحيد
    Bana sorarsan ipucu. Hatta elimizdeki tek ipucu. Open Subtitles بل هي خيط خيطنا الوحيد
    elimizdeki tek ipucu bu, Bill. Open Subtitles (هذا هو خيطنا الوحيد يا (بيل
    - Bu elimizdeki tek ipucu. Open Subtitles -إنّه خيطنا الوحيد .
    Almeida, CIP aygıtını bulabilmek için elimizdeki tek ipucu. Open Subtitles -ألميدا) هو الخيط الوحيد الموجود لاسترجاع الجهاز)
    elimizdeki tek ipucu bu, Bill. Open Subtitles (هذا هو الخيط الوحيد لدينا يا (بيل
    elimizdeki tek ipucu, bu adamların nereye gidecekleri hakkında sahip olduğumuz bilgi. Open Subtitles إن التقدم الوحيد الذي لدينا هو أنّنا نعلم إلى أين يتوجه هؤلاء الرجال
    elimizdeki tek ipucu kayboldukları yıl: Open Subtitles :دليلنا الوحيد بشأن اختفائهم هو عام
    Şimdilik elimizdeki tek ipucu Tracy'nin yediğini gördüğümüz pizzanın kutusu. Open Subtitles حتى الآن, دليلنا الوحيد صندوق البيتزا, الذي كان (ترايسي) يأكل منه,

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more