elmacık kemiği kavisinde ve çene kemiği birleşiminde çatlaklar var. | Open Subtitles | هناك كسر في العظم الوجني و كسر في الفك السفلي |
Kırılmış sağ elmacık kemiği, yüzüne künt cisimle vurulduğunu gösteriyor. | Open Subtitles | كسر العظم الوجني الأيمن يشير إلى أنه ضرب بقوة على وجهه بأداة مسننة |
elmacık kemikleri ve burun kemeri, Kuzey Avrupalı olduğunu gösteriyor. | Open Subtitles | تشير عظمتي الخد وقصبة الأنف إلى أصول شمالية |
Estetik ameliyat için çok genç gibi ama bu geniş elmacık kemikleri bu burun kemeriyle imkanı yok. | Open Subtitles | يبدو صغير جدا لاجراء عملية تجميلية لكن عظام الوجنة العريضة هذه مستحيل أن تكون موجودة مع أنف كهذا |
Tamam, diyor ki Isabel'in sol elmacık kemiğinde bir anormallik var. | Open Subtitles | حسناً مكتوب هنا أنه يوجد عيب خلفي في عظم خدها الأيسر |
İnsanlar neden cilt rengi, elmacık kemiği gibi şeyler hakkında bu kadar önyargılı? | Open Subtitles | لماذا تنحاز الناس وبشدة في لون البشرة وعظام الوجنتين وهذه الأمور؟ |
- Şu kadın biraz daha benzeri ama kurbanın elmacık kemiği daha belirgin. | Open Subtitles | اكثر تطابقاً لكن وجنة الضحية اكثر بروزاً |
İki kadının da elmacık kemiği var, evet. | Open Subtitles | كلا المرأتان لديهما عظم وجنتين بارز، أجل |
Göz çukuru kemiği ve elmacık kemerinde kırıklar var gibi. | Open Subtitles | وكذلك كسور على صدفة المدار والقوس الوجني |
Kırılmış çene, ezilmiş elmacık kemiği, tipik bir yüz üstü çakılma. | Open Subtitles | وفك مكسور وكسور في القوس الوجني متطابقة مع قفزت إنصدام الوجه أولاً |
Ama başın şekli, elmacık kemikleri... | Open Subtitles | ولكن شكل الرأس والعظم الوجني قريب كفاية من الجاز |
Yağ emme yöntemiyle aldığımız yağ hücrelerini dolgunluk yaratması için elmacık kemiklerine enjekte ediyoruz. | Open Subtitles | بعد ذلك يتم حشو الخلايا الدهنية الناتجة من شفط الدهون في العظم الوجني لصنع مظهر الإمتلاء. |
Yağ emme yöntemiyle aldığımız yağ hücrelerini dolgunluk yaratması için elmacık kemiklerine enjekte ediyoruz. | Open Subtitles | في مط وشد الجلد بعد ذلك يتم حشو الخلايا الدهنية الناتجة من شفط الدهون في العظم الوجني لصنع مظهر الإمتلاء |
elmacık kemiklerini biraz daha belirginleştir. O kadar da değil. | Open Subtitles | إجعل عظام الخد مستديرة قليلاً ليست بارزة جداً |
elmacık kemikleri iki santim yükseltildi, kulaklar yarım santim aşağı alındı. | Open Subtitles | عظام الخد رفعت سنتيمترين تم إنزال الأذنين مسافة ربع إنش |
Bu, elmacık kemiği ve üst çene kemiğinin de neden parçalandığını açıklıyor. | Open Subtitles | وهذا ما يفسر أيضا لماذا الوجنة له والفك العلوي ممزقان |
Samantha elmacık kemiklerini traşlatmak isteseydi ben de endişelenirdim. | Open Subtitles | اذا سامنتا أرادت أن تخفض عظام خدها أعتقد أنها ستبدو غريبة |
Bunun sonucu olarak hastamız elmacık kemikleri olmadan doğmuş dolayısıyla orbita tabanı korumasız durumda olduğu için göz travmalarına karşı hassas. | Open Subtitles | الوجنتين عظام دون ولادتها إلى تؤدي والتي شيء لأي عرضة الحجاج قاع يجعل مما العين ولإصابات |
- Bu hiç adil değil. Tek yaptığın parçalanmış elmacık kemiği ve bir kulağı onarmaktı. | Open Subtitles | هذا ليس عادلاً، كل ما كان معك هو عظمة وجنة مُحطمة وأذن |
Kimsede öyle elmacık kemikleri olamaz Murray, kimsede! | Open Subtitles | لا أحد لديِه عضمتا وجنتين مثل تِلك يا "ماري"، لا أحد! |
elmacık kemiği kası köşeleri kaldırır. | Open Subtitles | العضلة الوجنية الكبرى و التي ترفع زاويني الشفتين |
Andrew içtenlikle söylüyorum, bu yanıklar sayesinde elmacık kemiklerin ortaya çıkmış. | Open Subtitles | آندروا , عليّ أن أقول هذه الحروق في الوجه حقا تسلط الضوء على عظام خدك |
elmacık kemiklerimle cılız ve kemikli görünüp daha atletik bir görünümle onu etkilemek istedim. | Open Subtitles | ماذا؟ أردت أن أخلق ذلك النوع من الزاوية الهزيلة بعظام خدي لإعجابه تعرف، أعطي نفسي شكل رياضي أكثر |
Ange, elmacık kemiklerinin üzerindeki doku değerlerini çene hattına kadar düşür. | Open Subtitles | أنجيلا, هلَا أنقصتي من عمق الأنسجة فوق عظم الخدين إلى حد الفك |
Yaraları çok derindi. Kaburgalarını, çenesini ve elmacık kemiğini kırmışsınız. | Open Subtitles | كانت إصاباته واسعة، كسرتَ أضلاعه، فك السفلي وعظم وجنته. |
elmacık kemiklerin çok çıkık. | Open Subtitles | أن عظام وجنتيكِ عالية أكثر مما ينبغي |
Valla, elmacık kemiklerini çok pembeleştirmiş, ama sanki bunun o zamanın modası olduğunu hissediyorum. | Open Subtitles | إنه يضع الكثير من أحمر الخدود على وجنتيه لكنّى أعتقد أن هذه هي الصيّحة المنتشرة حينها |
elmacık kemikli bir Alman. | Open Subtitles | ألمانيّ يمتلك عظم وجنيّ ضخم. |