| Siz neden sez ediyorsunuz? Şu anda elmalı turta yapıyorum ve tarçınım bitmiş. | Open Subtitles | عن ماذا تتحدث ,أنا أعد فطيرة التفاح و لم يبقى عندي أي قرفه؟ |
| Bir daha elmalı pasta yiyemedik. Annem sonsuza dek değişti. | Open Subtitles | ولم نعد نأكل فطيرةَ التفاح ثانيةً هي تغُيّرتْ إلى الأبد |
| İzleyici: elmalı turta. Kenneth Cukier: elmalı turta. | TED | الجمهور: فطيرة التفاح. كينيث كوكير: فطيرة التفاح، بالطبع. |
| Biriyle yatmadan önce 500 defa elmalı kek mi yaptın? | Open Subtitles | إذا، هل صنعت 500 فطيرة تفاح قبل أن تمارس الجنس؟ |
| Kızılderili olabilir belki ama yediğim en iyi elmalı pastayı yapmış. | Open Subtitles | ربما تكون هندية، ولكنها تصنع أفضل فطيرة تفاح أكلتها في حياتي |
| Dondurulmuş, 30 santimlik turtaların süpermarket satışlarına bakın ve elmalı turta kazanır, şüphesiz. | TED | انظروا الى مبيعات الفطائر المثلجة بحجم ٣٠ سنتيمتر تحتل فطيرة التفاح القمة بدون منازع. |
| Bu durumda da bize Amerika'nın en sevdiği turtanın elmalı turta olmadığını gösteriyor. | TED | و في هذه الحالة، تمكننا من معرفة نوع الفطائر المفضلة عند الأمريكيين: وهي ليست فطائر التفاح. |
| elmalı turtalar erkek milletinin ağzını sulandırır. | Open Subtitles | إنها فطيرة التفاح التى تجعل معشر الرجال يسيل لعابهم |
| En sonunda da vanilya soslu elmalı strudel. | Open Subtitles | ثم طلب مزدوج من فطيرة التفاح مع صلصة الفانيليا |
| Ve viyana şnitzeliyle domuz bacağı elmalı turtaları da varmış... | Open Subtitles | ووينير شكينتزل ومفاصل الخنزير ومخلل ملفوف و التفاح سترودل. |
| - elmalı pasta. Ev yapımı. - Harika. | Open Subtitles | ـ فطيرة التفاح,إنها مُجهزة منزلياً ـ جيد |
| Bir tane kayısılı turta, bir tane üzümlü kek bir tane de elmalı turta aldım. | Open Subtitles | هذه كعكة المشمش وحلوى البابا, اضيفي كعكة التفاح. |
| Bu tatlı elmalı şekerlemelerin her biri 1 peni. | Open Subtitles | هيا اسرع الان احصل على التفاح المكرمل الساعه 8 كل |
| Her gün elmalı turta yenilen eve doktor giriyormuş meğer. | Open Subtitles | أتضح أن فطيرة تفاح يومياً لا تُبقيكَ بعيداً عن الطبيب. |
| Onlarda ise elmalı şeker ayıcıkları vardı sen de şeker salatası yapmıştın. | Open Subtitles | وكل ما لديهم كان دببة حلوى على شكل تفاح وصنعت سلطة حلوى |
| Boltzmann'ın modeline göre, eğer elmalı turta yapmak isterseniz önce atomların rastgele tesadüfi hareketlerinin size bir elmalı turta yapacağı anı beklemeniz gerekli. | TED | حسب سيناريو بولتزمان ، إذا كنت تريد عمل فطيرة تفاح، تنتظر فقط الحركة العشوائية للذرات لعمل فطيرة تفاح. |
| Bazıları buradan elmalı turta yapmayı tercih edebilir. | TED | بعض الناس سيجعلونها تبدو مثل فطيرة تفاح |
| Thousand Island soslu karides kokteyli az pişmiş biftek, Brüksel lahanası dondurmalı elmalı turta, ve kakao. | Open Subtitles | مزيج من أنواع القرديس مع صلصة السلطة لحم مشوي نادر ملفوف كرنب فطيرة فاخرة بالتفاح والحليب |
| elmalı turtayı çok seversin. Konsantrasyonunu yarın dert edersin. | Open Subtitles | أنتِ تحبين فطيرة التفّاح سنقلق بشأن تركيزك بالغد |
| elmalı martini alabilir miyim, bardağın ağzı şekerle kaplı olsun? | Open Subtitles | هل يمكنني الحصول علي أبلتيني سكر خفيف ,نكهة إضافية؟ |
| Hayır bu elmalı dostum, iki şişe daha var. | Open Subtitles | كلا, هذه التفاحة الريفية يا رجل، إنها جميلة, لديّ زجاجتان. |
| elmalı martini içerken kürtajdan söz edebileceğimizi düşündüm. | Open Subtitles | ظننتنا نستطيع مناقشة الإجهاض أثناء تناول شراب آبلتيني |
| Bu da ne oluyor? elmalı turta mı ne? | Open Subtitles | ماذا ، صعودا ونزولا ، مثل منحوتة تفاحة حامضة؟ |
| elmalı Bisküvi Kafe`de gülmenin serbest olduğu yerde Sven Inqvist`in menüye çalıştığını bilmez misiniz? | Open Subtitles | في مقهى (آبل بسكت) حيث الإبتسامات تكون مجانية ، كما تعرفون كان هناك شخص يقرأ القائمة بتمعّن |
| 30 santimlik bir turta aldığınızda bütün aile hemfikir olmalı ve elmalı turta herkesin ikinci favori tercihidir. | TED | عندما تشتري فطيرة بقياس 30 سنتمتر، يجب أن تجمع كل الأسرة على نفس الاختيار، والتفاح هو الخيار المفضل الثاني عند الجميع. |
| Peri masallarının gerçek olduğuna beni inandırmaya çalışıp, o zehirli elmalı turtayı yediğinden beri. | Open Subtitles | مُذ حاولتَ إثبات أنّ القصص الخرافيّة كانت حقيقيّة... عن طريق تناولك فطيرة تفّاح مسمومة |
| elmalı. | Open Subtitles | ثمة تفاحٌ مضافٌ بها. |