"emin olmak için" - Translation from Turkish to Arabic

    • لنتأكد
        
    • للتأكد من
        
    • فقط للتأكد
        
    • ليتأكد
        
    • لأتأكد من
        
    • لضمان
        
    • للتأكّد
        
    • لكي أتأكد
        
    • ليتأكدوا
        
    • لأتأكّد
        
    • لكي اتأكد
        
    • من أن
        
    • أتأكد من
        
    • لأتأكد أنك
        
    • لتأكيد
        
    Eben'in yalan söylemediğinden emin olmak için kalıp gelini görmeliyiz. Open Subtitles يجب علينا المكوث لرؤية العروس لنتأكد ان ايبن لا يكذب
    Hayır, biz sadece olaysız bir sabah geçirdiğinizden emin olmak için buradayız. Open Subtitles لا ، نحن هنا لنتأكد من أنكم ستحظون بصباح خال من الجرائم
    Okuduklarını anladıklarından emin olmak için onlara birçok zor sorular veriyoruz. TED ونعطيهم الكثير من الأسئلة الشاملة للتأكد من أنهم يفهمون ما يقرؤون.
    Ben hissediyorumki sicil çagrisimi yapabilirim... kimle konustugumdan emin olmak için. Open Subtitles أشعر بأنه عليّ قراءة الأسماء للتأكد من الشخص الذي أتكلّم عنه
    emin olmak için herkesle görüşmemiz ve onlara promisin testi yapmamız lazım. Open Subtitles و مع ذلك فاننا نريد الجميع ليخضعوا الى فحص البروميسن فقط للتأكد
    İnan bana, baban emin olmak için DNA testi yaptırdı. Open Subtitles ثق بي فقد قام والدك بعمل اختبار الحمض النووي ليتأكد
    Dinlenmediğine emin olmak için önce güvenli hat açmam gerek. Open Subtitles أحتاج لإعداد خطٌ اَمن لأتأكد من أنه لا أحد يسمعنا
    Kimsenin beni ve işimi takip etmediğinden emin olmak için kararlı adımlar atacağım. Open Subtitles بالأحرى اتخذت خطوات حاسمة لضمان بأن لا أحد يمكنه تتبعي أو تتبع عملي.
    Kimseye bulaşmadığından emin olmak için, tüm GD çalışanlarına test yaptırtacağım. Open Subtitles أطلب إختبارات على عاملي غلوبال دايناميك للتأكّد لا أحد اخر مصاب
    Ama tam emin olmak için senin de beni vurman gerekiyor. Open Subtitles لكن الطريقة الوحدية لنتأكد من ذلك هي أن تطلق النار علي
    Omurilik sıvının nüksetmemesine emin olmak için gözlemlemeye devam ediyoruz. Open Subtitles ويجب أن نراقبها لنتأكد من عدم عودة سائل الحبل الشوكي
    Ama bundan kesinkes emin olmak için bence beni tatmin etmen gerek. Open Subtitles لكن لنتأكد من عدم وقوع ذلك أظن بأن عليك أن تلعقي لي
    Ne yapmamız gerektiğini biliyorduk, uçağın arkasında bu kadar yük varken sağlam kalabileceğinden emin olmak için mühendisleri devreye sokmak lazımdı. Open Subtitles كنا نعرف ما كان علينا القيام به. كان علينا أن تتورط المهندسين. للتأكد من أن الطائرة يمكن أن يقف هذا الإجهاد.
    Hayır, öyle olmadığından emin olmak için, bu yüzden birlikte olabilirsiniz. Open Subtitles لا، للتأكد من أنك لست مثله بحيث يمكن أن تكون معا
    Ama hiçbir sinirin kopmadığına emin olmak için onu yine de götüreceğiz. Open Subtitles ومع ذلك سنقوم بأخذها للمشفى للتأكد من أنّها لم تتعرض لجرحٍ عميق
    Ve sonra dediklerinin yapılacağından emin olmak için geliştirdikleri şantaj vardı. Open Subtitles ثم هناك الإبتزاز الذي رتبوا له فقط للتأكد بأنه سيتم إتباعهم
    O halde emin olmak için hasta kayıtlarınızı incelememde bir sakınca görmezsiniz sanırım. Open Subtitles إذاً افترض أنك لن تمانعي إن ألقيت نظرة على سجلات مرضاك فقط للتأكد
    Ve geceleri çalışan babam, tüm öğleden sonrasını onunla geçirirdi onun yemek yediğinden emin olmak için. TED وكان والدي الذي كان يعمل ليلا؛ دائما ما يقضي معها أوقات بعد الظهر، فقط ليتأكد أنها تناولت الطعام.
    İç kanama olmadığından emin olmak için birkaç test yapmak istiyorum. Open Subtitles أودّ أن أقوم ببعض الفحوصات لأتأكد من عدم وجود نزيف داخلي
    Hizmetimizin kalitesinden emin olmak için ölümünüz, eğitim amaçlı izlenecektir. Open Subtitles لضمان النوعية المستمرة من الخدمة موتك سوف نراقبه كنوع من الإختبار أو التدريب.
    Belli ki birileri tanınmayacağından emin olmak için her yola başvurmuş. Open Subtitles حسناً، من الجليّ أنّ شخصاً تكبّد عناءً كبيراً للتأكّد أنّ تختفي.
    Dikkat verdiğinizden emin olmak için bunu yapıyorum. TED أفعل ذلك لكي أتأكد أنكم لاتزالون منتبهين.
    Her şeyin yolunda olduğundan emin olmak için gece boyunca burada tutacaklar. Open Subtitles سوف يبقونها هنا فى الَّيل, ليتأكدوا أن كل شىء على ما يُرام.
    Hâlâ nefes aldığından emin olmak için ağzının yanına bir ayna koyardım. Open Subtitles كنت أضع مرآة إلى جانب فمك لأتأكّد من أنك لا تزال تتنفس
    İyi olduğundan emin olmak için uyanmanı bekliyordum. Open Subtitles انا كنت انتظرك ان تستيقظ ؟ لكي اتأكد انك بخير
    Yarığın insanları aldığından emin olmak için daha fazla veri gerek demiştin. Open Subtitles قلتِ أننا بحاجة للمزيد من البيانات لنتيقن من أن الصدع يأخذ الناس
    Çok uğraştım onu gerçek ve parçalanmayacak bir aileye verdiğime emin olmak için. Open Subtitles حاولت بشدة أن أتأكد من أنها ستعثر على عائلة حقيقية، عائلة لن تتفرق.
    Tamam, doktor beyin sarsıntısının geçtiğinden emin olmak için şu soruları sormamı istedi. Open Subtitles قال الأطباء أن عليّ طرح عليك هذه الأسألة لأتأكد أنك تتعافين من الارتجاج
    Kati surette düşüncem şudur ki; halk, gizlilik hakkına sahiptir ve bizlerde gizlilik haklarının korunduğundan emin olmak için canla başla çalışıyoruz. TED لذا اعتقد بالاطلاق, ان للناس حق في الخصوصيه, ونحن نعمل بجد لتأكيد ان هذا الحق في الخصوصيه محمي.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more