"en önemli şey" - Translation from Turkish to Arabic

    • أهم شيء
        
    • أهم شئ
        
    • الشيء الأكثر أهمية
        
    • أهم ما
        
    • اهم شيء
        
    • أهم شيئ
        
    • الشيء الأهم هو
        
    • الأكثر أهمية هو
        
    • كانت اهم شئ
        
    • الشئ الأكثر أهمية
        
    • الأمر الأكثر أهمية
        
    • الأمر المهم
        
    • اكثر شيء مهم
        
    • أهم شيءٍ
        
    • أهمّ شيء في
        
    Hayatımdaki en önemli şey de bu sırada meydana geldi. TED وهو أهم شيء في حياتي حدث أيضاً في ذلك الوقت.
    Gerçeği söylemek gerekirse, benim için en önemli şey kamyon. Open Subtitles حتي أخبرك الحقيقة : الشاحنة هي أهم شيء بالنسبة لي.
    Sevgiden başka en önemli şey baba ve kız arasındaki güvendir. Open Subtitles انه الحب ليس إلا أهم شيء بين الأب وابنته هي الثقة
    Sosyal olarak iletişim kurabilieceğiniz bir robotta en önemli şey, görsel dikkat sistemidir. TED إن أهم شئ في بناء الروبوت تستطيع التواصل معه إجتماعياً هو نظام الإنتباه البصري.
    Şu an en önemli şey etrafımızdaki herkesten emin olmak. Open Subtitles لذا الشيء الأكثر أهمية أن يتأكد من كل شخص حولنا.
    65 yaşına bastıktan birkaç gün sonra keşfettiğim en önemli şey yapmak istemediğim şeyler için artık vakit harcayamayacak olmamdı. Open Subtitles أهم شيء اكتشفته بعد بلوغي الـ65 بأيام هو أنني لا يمكنني تضييع المزيد من الوقت بفعل أشياء لا أريد فعلها
    Bence şu anda en önemli şey insanların gidip filmi izlemesi. Open Subtitles قصدي، بصراحة أهم شيء الآن هو أن يأتي الناس لرؤية الفيلم
    Senin için dünyadaki en önemli şey o bebeği korumak. Open Subtitles أهم شيء في العالم بالنسبة لكِ هو أن تحمي طفلك
    Evet Marcus, şu an en önemli şey senin birincilik konuşman. Open Subtitles نعم يا ماركوس، أهم شيء حالياً هو خطاب التفوق الذي ستلقيه
    Ama kitabıyla ilgili en önemli şey, tıpta, duygusal bir alarm çeşidi olmasıydı. TED ولكن أهم شيء في كتابه هو أنه كان نوعًا من جرس إنذار عاطفي للطب
    Tropikal bölgelerde güneş dikkat edilmesi gerekli en önemli şey ve aslında güneşten korunulmak isteniyor. TED في المناطق الاستوائية، الشمس هي أهم شيء يجب إيلاءالاهتمام لها. وفي الواقع، ما نسعى إليه هوالاحتماء من الشمس.
    Arkeolog olarak yaptığımız en önemli şey, geçmişte yaşamış insanların öğrenmeye değer olduğunu göstermek. TED ولكن، أنا مؤمنة أن أهم شيء نفعله كعلماء آثار هو الاعتراف بوجود القدماء وأن حياتهم تستحق الدراسة.
    Kadın olduğumdan dolayı, evliliğe can atmam, hayattaki seçimlerimi evliliğin en önemli şey olduğunu hatırlayarak yapmam bekleniyor. TED لأني أنثى ومن المفترض أن أصبو إلى الزواج؛ علي وأنا أقوم باختياراتي في الحياة أن أستحضر دائما بأن الزواج هو أهم شيء.
    Belki de gördüğümüz en önemli şey çocukların ailelerini eğitmeleri. TED محتمل أن أهم شئ نراه هو تعليم الأطفال لآبائهم.
    Senin için dünyadaki en önemli şey o, değil mi? Open Subtitles ، هي أهم شئ في العالم بالنسبة لك أليست كذلك ؟
    Maaştan bahsetmiyorum, maaş benim için en önemli şey değil. Open Subtitles أنا لا أعني الراتب. المال ليس الشيء الأكثر أهمية لي
    en önemli şey... oyundan zevk almak ve elinden gelenin en iyisini yapmaktır. Open Subtitles لا، لا، لا، لا الشيء الأكثر أهمية المرح جربوا أفضل ما عندكم حسنا؟
    Eğer birisinin kalp krizi geçirdiğini düşünüyorsan hızlı hareket etmen en önemli şey. TED إذا كنت تظن أن أحدهم يمرّ بنوبةٍ قلبية، أهم ما يمكن القيام به هو الاستجابة بسرعة.
    Bu dünyadaki en önemli şey para, para ve paradır! Open Subtitles اهم شيء في هذا العالم هو المال المال, المال, المال
    Bazıları en önemli şey mutfaktır der ama bence en önemlisi banyo. Open Subtitles البعض يقول أن أهم شيئ هو المطبخ. لكني أظن أن الحمام أهم.
    en önemli şey Emily'nin hikayesi. Bunu bir tek ben anlatabilirim. Open Subtitles الشيء الأهم هو قصة إيميلي التي أنا الوحيد القادر على سردها
    en önemli şey düzgün bir eğitim almaları. TED الأمر الأكثر أهمية هو أن جلهم يتلقون تعليمًا جيدًا.
    Buradaki en önemli şey budur. Open Subtitles لقد كانت اهم شئ هنا
    Bu duyduğun en önemli şey olacak sınavlarda verilen talimatlardan çok daha önemli, Olivya Lake'i gerçekten öldüren kişi idam edilecek yada en iyisi ömür boyu hapiste kalacak ve senin durumunda bu yaklaşık 60 sene demektir. Open Subtitles سيكون الشئ الأكثر أهمية قد تسمع به أبداً أكثر أهمية من كلّ التعليمات الشخص الذى حقاً قتل أوليفيا ليك سيتم اعدامه
    en önemli şey ise, hastalarım kendilerini güvende hissedecekleri bir yeri olması. Open Subtitles الأمر الأكثر أهمية أن مرضاي لديهم مكان حيث يكون بإمكانهم الشعور بالأمان
    Benim için bu olaydaki en önemli şey Haddie'nin seks yapmamış olması. Open Subtitles و إذن كيف شعور الأب بشأن كل ذلك ؟ الأمر المهم بالنسبة لي
    Yapabileceğiniz en önemli şey bu birçok insan için zorlayıcı olsa da, gerçek yemek pişirmek. Open Subtitles اكثر شيء مهم يمكنك فعله وهو تحد لمعظم الناس وهو طهي الطعام الحقيقي
    Şu an üzerinde çalışılacak en önemli şey bu mu? TED أهذا حقاً أهم شيءٍ يمكن العمل عليه حالياً؟
    Bir kavgadaki en önemli şey nedir? Open Subtitles أهمّ شيء في المعركة ؟

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more