Ailelerin yanlarına yerleştirdik, okula gidiyorlar olabilecek en iyi şekilde hayatlarını sürdürüyorlar. | Open Subtitles | لقد وضعناهم مع عوائل وهم يذهبون للمدرسة يستمرون بحياتهم بأفضل ما يمكنهم |
Yine de bu buluşmaları en iyi şekilde örtbas etmemiz gerek. | Open Subtitles | رغم ذلك، يجب علينا أن نغطي تلك اللقاءات بأفضل ما يمكن |
Şimdi bize düşen de, yapacağı bu cesur yardımı en iyi şekilde değerlendirmek. | Open Subtitles | هذا يجعلنا الآن نقرّر أفضل طريقة للمواصلة، مستغلّين عرض المساعدة الشجاع الذي قدّمه. |
Aslında pek çok teori var ve sürecin kendi de buna dâhil, Verilere en iyi şekilde uyan teoriler günümüze kadar gelmiş olanlar. | TED | يوجد العديد من النظريات، وتمامًا مثل العملية نفسها، تلك التي تتناسب مع البيانات بشكل أفضل هي التي تبقى حتى يومنا هذا. |
Bu yüzden buradayım; yapılabilecek en iyi şekilde yapmaya çalışmak için. | TED | لهذا السبب أنا هنا، في محاولة للقيام بذلك على أفضل وجه ممكن. |
İlk soylu özürüm için en iyi şekilde gözükmeliyim. | Open Subtitles | يجب أن أبدو في أبهى صورة في أول اعتذار ملكي لي |
Tanrıya ve ülkeme karşı görevimi en iyi şekilde yerine getireceğim. | Open Subtitles | على شرفِي،أنا هأعْمَلُ أفضل ما عندي للقيَاْم بواجبي إلى الله وبلادي. |
" Xenia'yı en iyi şekilde temsil ediyordu, doğruydu." | Open Subtitles | كان يمثل الأفضل في زينيا.. هذا صحيح |
Size defalarca söyledim, davanızı elimizden gelen en iyi şekilde araştırıyoruz. | Open Subtitles | لقد أخبرتكَ عدة مرات، نحنُ نحقق في قضيتكَ بأفضل ما نستطيع. |
Tiyatronun yapması gereken bu ve bizim de en iyi şekilde yapmaya çalışmamız gereken şey bu. | TED | هذا ما يفترض أن يفعله المسرح، وهذا ما نحتاج إلى محاولة القيام به بأفضل ما يمكننا. |
Performans alanında olmak, işleri yapabileceğimiz en iyi şekilde yapmamızı sağlar. | TED | أن نكون في منطقة الاداء يعني أن نتمكن من إنجاز الأشياء بأفضل ما لدينا. |
Bunu en iyi şekilde açıklamak için bulduğum yol şu ki tahta ile ilgili düşündüğümüzde hepimiz ikiye dört inşaata alışkınız. | TED | وجدت أن أفضل طريقة لشرح هذا هو أننا جميعاً معتادين على مبنى اثنين في أربعة عندما نتحدث عن الخشب. |
Onlara yardımı en iyi şekilde erken tanı ve teşhisle yapabiliriz. | TED | أفضل طريقة لمساعدة هؤلاء المرضى هي إجراء الكشف المبكر وتشخيص هذه الأمراض. |
Çevrelerini farklı yollardan kavrıyorlar ve bizler de onları en iyi şekilde eğitecek durumda olmalıyız. | TED | يستوعبون ما يدور حولهم بطريقة مختلفة، و نحتاج أن نكون قادرين على تعليمهم بطريقة تخدمهم بشكل أفضل. |
Yeteneklerini en iyi şekilde masa başı işlerde gösterebileceğini düşünüyorum, sahada değil. | Open Subtitles | أعتقد أن مهارتك ستخدم بشكل أفضل وراء المكتب ليس في الميدان |
Hepimiz aynı takımdayız. Sen yeteneklisin, ben de onu en iyi şekilde kullandım. | Open Subtitles | نحن في خندق واحد, أنت لديك الموهبة و أنا قمت باستغلالها على أفضل وجه |
Ve giderek ona en iyi şekilde hizmet edeceğim. | Open Subtitles | و سأخدمها على أفضل وجه بالرحيل |
Angela ve ben köpeklerin en iyi şekilde görünmelerini istiyorduk. | Open Subtitles | (أنجليا) وأنا أردنا أن تبدو الكلاب في أبهى صورة |
Onun yerine,onun için kendimi en iyi şekilde verebilmem ve kendisini en iyi şekilde bana verebilmesi için beni ortak iyileşme alanına davet ediyor. | TED | بالمقابل، فقد دعاني إلى فضائه حيث الشفاء المشترك لأعطيه أفضل ما لدي، وبالنسبة له ليعطيني أفضل ما لديه. |
Bayan Rain, çocukların ihtiyacını en iyi şekilde karşılayacak bendirim. | Open Subtitles | آنسة "راين" أنا الأفضل في تلبية احتياجات ابني |
Elime geçen fırsatı en iyi şekilde değerlendirmeye çalışıyordum. | Open Subtitles | كنتُ أختنم أفضل فرصنا. |
Benim tereddütlerim temel olarak ahlaki tehlike konusunda... ...ve bu ahlaki tehlikeyi en iyi şekilde nasıl önleriz bilmiyorum. | TED | و تحفظاتي أساسا هي حول قضية الخطر الأخلاقي, و أنا لا أعلم كيف يمكننا تجنب الخطر الأخلاقي بأفضل شكل ممكن. |