"en kötü kısmı" - Translation from Turkish to Arabic

    • أسوأ جزء
        
    • الجزء الأسوأ
        
    • اسوء جزء
        
    • أسوء ما في ذلك
        
    • أسوأ ما في
        
    • هو أسوء جزء
        
    • وأسوء
        
    • وأسوأ جزء
        
    • الجزء السيء
        
    • أسوء جزء هو
        
    En kötü kısmı da nöbetçiler onu bulduğunda o da parçalara ayrılmış. Open Subtitles أسوأ جزء منه، عندما وجدت الحراس له كان مقطعة إلى قطع، أيضا.
    En kötü kısmı da, orada oturup hiçbir şey yapamadan sizi izlemekti. Open Subtitles أسوأ جزء كان يراقب، عدم القدرة على القيام بأي شيء.
    En kötü kısmı ne biliyor musun? Open Subtitles أتعرف ما هو أسوأ جزء متعلّق بهذا المكان ؟
    - Aman Tanrım. - Aslında, En kötü kısmı bu değil. Open Subtitles أوه ، يا إلهي في الحقيقة ، هذا ليس الجزء الأسوأ
    Belki de yanlış kişiyle evliydin. Belki de En kötü kısmı bitti. Open Subtitles لقد تزوجتِ بالفعل من الرجل الخطأ و حصلت على الجزء الأسوأ معه
    En kötü kısmı da şu, benimle arkadaş olmaya devam etmek istiyordu. Open Subtitles ثم إليك اسوء جزء لقد ظل يريد مصداقتي ومرافقتي
    Soygunlar partilere benzer, En kötü kısmı temizliğidir. Open Subtitles السرقة مثل الحفلات .. و أسوأ جزء هو التنظيف
    Ergen bir kızın babası olmanın En kötü kısmı ergen bir erkek olduğun zamanları hatırlamaktır. Open Subtitles أسوأ جزء في أن تكون أباً لمراهقة هو تذكر أنك يوما كنت مراهقاً
    İşin En kötü kısmı ise toplantının karikatür gibi geçmesi. Open Subtitles أسوأ جزء في هذا الإجتماع هو حس الفكاهة الفطريّ
    En kötü kısmı da bu gece gerçekten hoşlandığım bir kız buldum. Open Subtitles أسوأ جزء هو أنني إلتقيت الليلة بفتاة أعجبتني حقاً
    En kötü kısmı da, fermuarını kapatmak için başkasından yardım istemen. Open Subtitles أسوأ جزء وبصراحة، هو ان تحتاج لشخص للمساعدة على الطيران
    En kötü kısmı birlikte olduğumuz onca zaman boyunca bana söyleme cesaretin olmadı. Open Subtitles أسوأ جزء هو أنّك لم تستجمع شجاعتك لتصارحني بخُضام كلّ وقت ارتباطنا.
    Ama En kötü kısmı annemle birlikte hastanede olup onun sürekli sanki ben orada yokmuşum gibi, devamlı aynı şeyi tekrar etmesiydi. Open Subtitles ... لكن الجزء الأسوأ هو عندما كنت في المستشفى مع أمي .. ...
    Hayır, En kötü kısmı yeni başlıyor. Open Subtitles أوه , لا , الجزء الأسوأ بدأ للتو
    En kötü kısmı da ne, biliyor musun? Open Subtitles أتعرفين ما الجزء الأسوأ في كل هذا؟
    Şimdi En kötü kısmı. Open Subtitles وهذا هو الجزء الأسوأ
    Ben de çok fena dehşete düşerdim ama En kötü kısmı bu. Open Subtitles كنت لأكون مرتعبًا ايضا ولكن هذا هو اسوء جزء
    Tanrıya şükür En kötü kısmı bitti. Open Subtitles أشكر الله أسوء ما في ذلك قد إنتهى
    Bunun En kötü kısmı da hasta olduğunu söylediğinde insanların sana o bakışı. Open Subtitles أتعلموا، أسوأ ما في الأمر هي نظرة الناس لكم حين تخبروهم بأنكم مرضى.
    Ve de hikayenin En kötü kısmı senin burada sıkışmış olman mı olacak? Open Subtitles وكونكِ عالقة هنا هو أسوء جزء في هذا السيناريو؟
    Sanırım En kötü kısmı geçti gibi hissediyorum. Open Subtitles وأسوء ما في الأمر مرحلة الشفاء.
    En kötü kısmı ise, bu brunchta, iki yemeği de harap ediyorsun. Open Subtitles وأسوأ جزء هو هذا غداء مبكر، أي أنكم أفسدتم وجبتين
    En kötü kısmı.. Fred e olandı Open Subtitles الجزء السيء الوحيد في هذا هو مافعلته لفريد
    Hayır, En kötü kısmı hâlâ sabotajcımın kim olduğu hakkında fikrimizin olmayışı. Open Subtitles لا أسوء جزء هو أننا لم نعرف من هي الفتاة التي تلاحقني

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more