Aşıları yapan bu kişiler, bu gönüllüler dünyanın en zorlu, en yoğun kenar mahallelerine düşünmeden dalmak zorundalar. | TED | و هؤلاء المتطوعون، و عليهم أن يدخلوا بشجاعة في بعض من أصعب ، و اكثر الضواحي كثافة في العالم |
Ancak en zorlu engeller teknik olanlardı. | TED | ولكن بعض أصعب العقبات كانت تلك التقنية. |
Yani insan dayanıklılığının, insan çabasının, tartışmasız dünyadaki en zorlu iklimde insanın atletik başarısının zirve noktası bu. | TED | لذا هذه اعلى نقطة من التحمل البشري الجهد البشري، والانجاز الرياضي البشري يمكن القول أنه أقسى مناخ على وجه الأرض |
Kendi ağırlığında en zorlu dövüşçülerle... karşılaşıyor ve, her yeni rakibi halt edip,zaferle sonlandırıyor. | Open Subtitles | ليصبح أقسى مقاتل في الباوند للباوند في الوزن الذي صنف فيه في كل مواجهة مع منافس جديد تنتهي بنصر كاسح |
Bütün bunların yanında, seyahatimin en zorlu kısmı gideceğim Ada'ya yaptığım sekiz günlük yolculuktu. | Open Subtitles | اصعب جزء في رحلتي كانت رحلة الثماني يوماً للوصول الى الجزيرة |
Ve elbette ben de en zorlu görevi üstleneceğim. Bebeğe göz kulak olacağım. | Open Subtitles | وانا بالطبع ساتولي اصعب المهام وساراقب الطفل |
(Alkışlar) Bill Gates: Peki Bruce, sence en zorlu bölgeler neresi olacak? | TED | تصفيق بيل غيتس: حسنا بروس، بإعتقادك ، ما هي الأماكن الأكثر تحديا لمشروعكم ؟ |
Bu semptomlar bir yıldan fazla sürdü, ve o yıl hayatımın açık ara en zorlu yılıydı. | TED | التي دامت لأكثر من سنة وكانت أصعب سنة في حياتي حتى الآن. |
Tırmanışın en zorlu yerlerinden birinde 91 metrelik bir varyasyon vardı. | TED | كنت أعرف أن هناك فرقا يبلغ طوله 300 قدم والذي كان يحيط بأحد أصعب أجزاء المكان الذي أنوي تسلقه. |
Sohbet, demokrasi konseptindeki en zorlu şey ve ayrıca da en önemlisi. | TED | إجراء المحادثات هو أصعب الأمور في المجتمع الديمقراطي وأيضًا أكثرها أهمية. |
Annelik gezegendeki en zorlu iş. | TED | تعتبرُ الأمومة أصعب عمل على كوكب الأرض. |
Modern yaşamın keşmekeşi içinde en zorlu olan şey, bir başına yaşamak. | Open Subtitles | في دوامة الحياة العصرية، أصعب شيء أن تعيش وحيداً. |
Bu, hayatında kazandığın en zorlu 10 dolar olabilir. | Open Subtitles | هذه قد تكون أصعب 10 دولارات تكسبينها في حياتك |
Ve en zorlu koşullarda, üzerinde "sanat" yapmak adına yüzey olarak kullanılabilir. | Open Subtitles | و أفترض في أقسى الظروف يستطيع أن يكون على السطح تستطيع أن تصنع منه فن |
Evet, hayatının en zorlu yolculuklarında o övdüğün,kutsal saydığın kalbinin arzularındaki kadın. | Open Subtitles | نعم ، الخوض في أعماق الرغبات المقدسة للقلب كثيرا ما يكون أقسى رحلات الحياة |
# Dayak Bulvarı # # Şehirdeki en zorlu cadde # | Open Subtitles | ♪ شارع المضروبين ♪ ♪ أقسى شارع في البلدة ♪ |
Kıtanın diğer tarafında yeryüzündeki en zorlu ortamlardan biri uzanıyor. | Open Subtitles | ..... في الجانب الآخر من القارة توجد أقسى بيئات الأرض |
Dünya'nın yaşayabilmek için en zorlu bölgelerinden biri. | Open Subtitles | إحدى أقسى بقاع الأرض لتكسب الحيوانات قوتها |
Esas başarı dünyanın en zorlu şehrinde olurdu ve bildiğim kadarıyla buna henüz ulaşamadım. | Open Subtitles | بل صنعها في اصعب مدينة في العالم و كل ما يهمني اني لم افعل هذا بعد |
Esas başarı dünyanın en zorlu şehrinde olurdu ve bildiğim kadarıyla buna henüz ulaşamadım. | Open Subtitles | بل صنعها في اصعب مدينة في العالم و كل ما يهمني اني لم افعل هذا بعد |
Ordu, seveceğiniz en zorlu iş. | Open Subtitles | الجيش اصعب عمل سوف تحبه |
En güçlü idarecileri en çetin okullara ve en yetenekli öğretmenleri en zorlu sınıflara gönderiyorlar. | TED | يوظفون أقوى المديرينلأصعب المدارس وأمهر المدرسين لأكثر الأقسام تحديا. |