"endişelendiğim şey" - Translation from Turkish to Arabic

    • ما يقلقني
        
    • مخاوفي
        
    • ما اقلق
        
    • ما أقلق بشأنه
        
    • ما أنا قلقة
        
    • قلق حياله
        
    - Aslında harika buluyorum. - Endişelendiğim şey bu zaten. Open Subtitles في الحقيقة، أتصوره مفتناً - نعم، هذا ما يقلقني -
    Ama en çok Endişelendiğim şey ve kurgusal bir virüsü olan "Salgın" filmini yapmamızın nedeni. İzleyenler için tekrarlıyorum, o kurguydu. TED لكن ما يقلقني أكثر، والسبب أننا قمنا بفيلم "العدوى" وكان فيروس خيالي - أكرر للمشاهدين، أنه خيالي.
    Piper, bu şu an en az Endişelendiğim şey. Open Subtitles بايبر، وهذا هو أقل من مخاوفي في الوقت الحالي.
    Sorun değil, şu anda en az Endişelendiğim şey bu. Open Subtitles آسفة على كلماتي الحمقاء فقد تعودت على كلام الشارع حسنا. هذا أقل مخاوفي حاليا
    Benim Endişelendiğim şey yiyecek değil su. Open Subtitles ليس الطعام ما اقلق بشأنه لكن الماء
    Endişelendiğim şey tutuklanmak değil. Open Subtitles ليس القبض عليّ ما أقلق بشأنه
    Arkadaşa ihtiyacı olması, işte bu tam olarak Endişelendiğim şey. Open Subtitles عن طريق صديقاتها، وهذا بالضبط ما أنا قلقة.
    Endişelendiğim şey işini kaybetmen, eşini kaybetmen ve sonunda kendini kaybetmen. Open Subtitles ما أنا قلق حياله هو أنك ستخسر وظيفتك ثم ستخسر زوجتك ثم نفسك
    - Aslında harika buluyorum. - Endişelendiğim şey bu zaten. Open Subtitles إنني في الواقع أجد هذا ساحراً - هذا ما يقلقني -
    - Siz politikacılar, hepiniz aynısınız. - Endişelendiğim şey bu değil. Open Subtitles كلكم متاشبهون ايه السياسيون - ليس هذا ما يقلقني
    Şu anda Endişelendiğim şey şu Ajan 11 denen köpek. Open Subtitles ما يقلقني الآن هو هذا الكلب ( العميل 11 ) إنه دائماً السبب
    ..benim Endişelendiğim şey. Open Subtitles هو ما يقلقني تحديداً
    Endişelendiğim şey fırtına değildi. Open Subtitles -لمْ تكن العاصفة ما يقلقني
    - İşte Endişelendiğim şey de bu. Open Subtitles هذا ما يقلقني
    Kocanızda en çok Endişelendiğim şey hastalığını kabul etmeye isteksiz olması. Open Subtitles أكبر مخاوفي كان عدم رغبته بصراحة على تقبل مرضه
    Kurum en az Endişelendiğim şey. Open Subtitles كان السخام أقل من مخاوفي!
    Burada Endişelendiğim şey kalbim değil zaten.. Open Subtitles انه ليس قلبي ما اقلق عليه
    - Endişelendiğim şey de bu zaten. Open Subtitles -هذا هو ما أقلق بشأنه
    Benim Endişelendiğim şey gelecek değil ki. Open Subtitles ليس المستقبل ما أنا قلقة بشأنه
    Benim de Endişelendiğim şey o. Open Subtitles هذا ما أنا قلق حياله

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more