İlkinde kız arkadaşının, üst derin hakkındaki tepkisi seni endişelendiriyor, değil mi? | Open Subtitles | أنت قلق بشأن ردِّ فعل بنتِكَ إلى قلفتِكَ في المرة الأولى، حقّ؟ |
Gerçi bekleme odasındaki yemek durumu, yani yetersizliği beni endişelendiriyor. | Open Subtitles | ولكنني قلق بشأن وضع طعام غرفة الانتظار أو عدم وجودها |
Beni de bu endişelendiriyor. Başına geldiğinde ne yapması gerektiğini... | Open Subtitles | وهذا الأمر يقلقني أيضاً ما قد تفعله عندما يتم تعريضها |
Hâlâ kapımıza dayanmamış olmaları beni öyle endişelendiriyor ki saldırsalar daha rahat olurdum. | Open Subtitles | الحقيقة بإنّهم لـم يبدأ بإقتحام هذه الأبواب يقلقني أكثر مـن لو بـدأوا بالمهاجمة |
Hayır, biliyorum. Sadece çok hızlı ilerlemesi beni endişelendiriyor. | Open Subtitles | أعلم هذا، ولكنّني قلقة بشأن تسرّعهم في الأمر |
Elde ettiğiniz sonuçlardan etkilenmiş olsam da, bazı uygulamalarınız beni gerçekten endişelendiriyor. | Open Subtitles | حسنا، مع أن نتائجك رائعة بعض ممارساتك تقلقني بعمق |
Canım, uyuyamaman beni endişelendiriyor. | Open Subtitles | هل تعرفين يا حبيبتى ، إننى قلق من عدم تمكنك النوم |
Hollander beni endişelendiriyor. Tepeme çıkmasını engelle. | Open Subtitles | انا قلق بشأن هولاندر لماذا لا تبعده عني؟ |
Bu karar beni neden bu kadar endişelendiriyor bilmiyorum. | Open Subtitles | أنا لا أَستطيعُ للحياةِ منّي إفهمْ لِماذا هذا القرارِ يَجْعلُني كثيراً قلق. |
Sosisimin balina köpekbalıklarının yakınında olması fikri beni çok endişelendiriyor. | Open Subtitles | أنا قلق جدا من الحوم حول تلك الأسماك حقا |
Annem beni endişelendiriyor. Kazadan kendini sorumlu tutuyor. | Open Subtitles | أنا قلق على أمي إنها تلوم نفسها على الحادث |
Sadece bir kaç dahinin Google ve türlerini icat ettiği ve geri kalanımızın da onlara masaj yapmak için çalıştırıldığı ...bir evren distopyası gerçekten beni endişelendiriyor. | TED | الواقع المرير الذي يقلقني هو عالم مع بضعة عباقرة مثل مخترعي جوجل وأمثالها وبقيتنا يعملون لديهم مدلِّكين. |
Ancak bunun potansiyel kötüye kullanımı beni endişelendiriyor. | TED | لكن ما يقلقني هو احتمالية سوء الاستخدام. |
Şimdilik diğerlerine ilişmeyeceğim. Fakat Mili beni endişelendiriyor. | Open Subtitles | سأبقي الآخرين في الوفت الحالي لكن ميلى يقلقني |
Bayan Kellar bu çizimler beni endişelendiriyor. Tamam. Dinleyin. | Open Subtitles | هذه, كاتي آنسة كيلر أنا قلقة بشأن تلك الرسومات |
Müdürü umursamıyorum. Notlarım beni endişelendiriyor. | Open Subtitles | أنا لا أهتم بالمديرة أنا فقط قلقة على درجاتي |
Üzerine binecek bütün o sorumluluklar seni endişelendiriyor,... maddi sorumluluklar, 'artık risk alamam' - sorumlulukları... | Open Subtitles | أنت قلقة من كل المسؤوليات التي ستكون على عاتقك |
Bu fırtına beni endişelendiriyor. | Open Subtitles | أنا أتفق مع أو.ب هذه العاصفة تقلقني |
Ayrıca nerede olduğunu bana söyleme, bu sadece beni daha fazla endişelendiriyor. Ama tahmin et, ne oldu? | Open Subtitles | ولا تخبريني بالمكان الذي كنتِ فيه هذا سوف يزيد من قلقي, لكن خمني شيئاً |
...ama bu festival yerel yetkilileri endişelendiriyor. | Open Subtitles | و هو الأمر الذي يقلق المسؤلين المحليين |
Seni fazla endişelendiriyor. Bir gün yeterince paramız olacak ve... | Open Subtitles | إنها تقلقك كثيراً يوماًما،سيكونلدينامايكفيمن الماللـ .. |
Böyle birinin Dışişleri Bakanı olarak atanacak olması bizi derinden endişelendiriyor. | Open Subtitles | سيكون لدينا القبر و مخاوف القبر بشأن تعيين رجل كهذا وزيرًا للخارجية |
Hayır, ama onun hakkında bir şey seni oldukça endişelendiriyor. | Open Subtitles | كلا , و لكن يبدو أن هناك شيء يقلقك كثيراً بخصوصها |
Bunu atlatacaktır ama doğrusu bu beni de endişelendiriyor. | Open Subtitles | ... سوف يتوقف عن هذا و لكن هذا يقلقنى ايضآ |
Şu gözlere bakıp soğuk davranman beni endişelendiriyor. | Open Subtitles | يُقلقني كثيراُ أنكِ تنظرين إلى هاتين العينين وتكونين قاسية القلب |
Amacı için birçok masum insanı öldürmeye niyetli olması beni endişelendiriyor. | Open Subtitles | إنها تُقلقنى لأنها مستعدة لأن تقتل هذا العدد من الأبرياء من أجل الوصول إلى هدفها |
And Dağları'ndan kuzeye gelen kokain bizi endişelendiriyor. | TED | نحن قلقون بشأن الكوكايين الذى يأتى من شمال الإنديز |
Burada hiçbir şey yapamamak beni endişelendiriyor. | Open Subtitles | إنه فقط عدم القيام بأيّ شيء هنا يجعلني أشعر بالقلق. |
Daha önce hiç kanal yönetmemiş olmanız sizi endişelendiriyor mu? | Open Subtitles | أيقلقك أنك لا تملك الخبرة؟ |