"endişelenecek bir şey yok" - Translation from Turkish to Arabic

    • لا شيء يدعو للقلق
        
    • لا يوجد ما يدعو للقلق
        
    • لا يوجد شيء يدعو للقلق
        
    • لا شيء لتقلق بشأنه
        
    • لا يوجد ما تقلق بشأنه
        
    • لا شيء يستدعي القلق
        
    • لا شيء لتقلقي بشأنه
        
    • لا شيء يثير القلق
        
    • لا شيء يدعوا للقلق
        
    • لاداعي للقلق
        
    • لا تقلقي من شيء
        
    • لا شئ يدعو للقلق
        
    • لا يوجد شيء مقلق
        
    • ليس هناك ما تقلق حياله
        
    • ليس هنالك داعي للقلق
        
    Bunu her sene yapar. Endişelenecek bir şey yok. Open Subtitles نعم , انه يفعل هذا كل سنة لا شيء يدعو للقلق
    Endişelenecek bir şey yok. Ailen sadece kurbanın bir dostu. Open Subtitles لا شيء يدعو للقلق فوالديكَ مجرّد صديقين للضحية
    Hayır, hayır, Endişelenecek bir şey yok. Dürüstlüğünü takdir ediyorum. Open Subtitles ،كلا ، لا يوجد ما يدعو للقلق أقدر أمانتك
    Hayır, hayır, merak etme, Endişelenecek bir şey yok. Open Subtitles أوه ، لا ، لا ، لا ، لا يوجد شيء يدعو للقلق
    Eğer bunu gerçekten düşünürsen, Endişelenecek bir şey yok. Open Subtitles لا شيء لتقلق بشأنه إن كنت تفكر بشأن هذا.
    Endişelenecek bir şey yok, dostum. Open Subtitles هوّن عليك! لا يوجد ما تقلق بشأنه يا صاح.
    Endişelenecek bir şey yok. Ben sargıyı getireyim. Open Subtitles لا شيء يستدعي القلق سأحضر الضمادات
    Tipik Donanma bürokrasisi. Endişelenecek bir şey yok. Open Subtitles قوانين البحريّة الطبيعيّة لا شيء يدعو للقلق
    Endişelenecek bir şey yok. Sadece bir yanlış anlaşılma. Open Subtitles لا شيء يدعو للقلق بشأنه، انه سؤ فهم فحسب
    - Endişelenecek bir şey yok 637. Küçük bir türbülanstan kaçınmanızı sağlamaya bakıyorum sadece. Open Subtitles لا شيء يدعو للقلق يا 637، فقط أريدك أن تتجنب بعض الإضطرابات.
    Endişelenecek bir şey yok. Open Subtitles ‫يا رفاق هذه مجرد اضطرابات عادية ‫لا شيء يدعو للقلق.
    Endişelenecek bir şey yok. Open Subtitles كلّ شيءٍ على ما يُرام، لا شيء يدعو للقلق.
    Yedek sistem devreye girdi. Endişelenecek bir şey yok. Open Subtitles بدأت النسخ الأحتياطي بالعمل لا شيء يدعو للقلق
    Sevmedim ama Tomas Endişelenecek bir şey yok dedi. Open Subtitles لكن توماس قال لا يوجد ما يدعو للقلق
    Endişelenecek bir şey yok dedim ya. Open Subtitles أخبرتك، لا يوجد ما يدعو للقلق.
    Prosedür gereği size birkaç basit soru sormalıyım. Endişelenecek bir şey yok. Open Subtitles دعني أسألك بعضُ الأسئلةِ البسيطة، مُجرد إجراء ، لا يوجد شيء يدعو للقلق.
    Birçok iş yaparım. - Endişelenecek bir şey yok. Open Subtitles أنا أقوم بالكثير من المهمات يا رجل، لا شيء لتقلق بشأنه.
    Endişelenecek bir şey yok demiştim. Open Subtitles أخبرتك أنه لا يوجد ما تقلق بشأنه
    Endişelenecek bir şey yok. Open Subtitles لا شيء يستدعي القلق.
    Hayır, Patty, hayır, hayır. Endişelenecek bir şey yok. Open Subtitles لا (باتي ) ، لا ، لا لا شيء لتقلقي بشأنه
    Endişelenecek bir şey yok. Lütfen bu taraftan. Open Subtitles لا شيء يثير القلق اتبعوني، من فضلكم
    Işıklar otomatiğe bağlanmış. Endişelenecek bir şey yok. Open Subtitles الإضاءة تحت التحكم الآلي لا شيء يدعوا للقلق
    Bu işler böyle yürüyor. Endişelenecek bir şey yok. Open Subtitles مجرد روتين، لاستبعاد المشتبهين لاداعي للقلق
    Sadece türbülans, Endişelenecek bir şey yok. Open Subtitles هذا مطب جوي لا تقلقي من شيء
    Rahatsızlık için özür dileriz. Endişelenecek bir şey yok. Open Subtitles نأسف على الازعاج لا شئ يدعو للقلق
    Endişelenecek bir şey yok. Open Subtitles لا يوجد شيء مقلق
    Endişelenecek bir şey yok. Open Subtitles ليس هناك ما تقلق حياله
    Endişelenecek bir şey yok. Open Subtitles ليس هنالك داعي للقلق

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more