"endişelenmek zorunda" - Translation from Turkish to Arabic

    • عليك القلق
        
    • عليكِ أن تقلقي
        
    • علينا القلق
        
    • أن يقلق
        
    • عليك أن تقلق
        
    • داعي لأن تقلقي
        
    En azından artık peşinden koşmam hakkında endişelenmek zorunda değilsin. Open Subtitles على الأقـل ليس عليك القلق مـن مطـاردتـي لك بعـد الآن
    En azından bir yıl boyunca endişelenmek zorunda değilsin. Open Subtitles الخبر الجيد هو أنك لا يجب عليك القلق حول هذا لسنة
    Fakat burada, bunlar için endişelenmek zorunda değilsin. Open Subtitles لكن . هنا . ليس عليك القلق من هذه الاشياء
    Artık Chandler için endişelenmek zorunda değilsin. Open Subtitles حسنا, لا عليكِ أن تقلقي بخصوص .شاندلر بعد الآن
    Artık bunun için endişelenmek zorunda değilsin. Open Subtitles حسنٌ، ليس عليكِ أن تقلقي حيال هذا الأمر بعد الآن
    endişelenmek zorunda kalmadığımızda sevişmek nasıl çok daha harika olacak bir düşün. Open Subtitles فكر كم ستكون العلاقة الجنسية ممتعة عندما لا يجب علينا القلق
    Birimiz endişelenmek zorunda! Her şeyden önemlisi bir araba çaldık! Open Subtitles على أحدنا أن يقلق بالأضافة لكل هذا , لقد سرقنا سيارة
    Dinle dostum, hiçbirşey için endişelenmek zorunda değilsin. Open Subtitles اسمع يا رفيق لا يجب عليك أن تقلق من أي شيء
    Bu, sanatını sürdürmek için bir şans benim, bizim ya da işim hakkında endişelenmek zorunda olmadığını anlaman için bir fırsat. Open Subtitles هذه فرصتك لتتابعي مجال افن و تكتشفي نفسك لا داعي لأن تقلقي بخصوصي
    Bir daha yanlış tercih yaparım diye endişelenmek zorunda değilsiniz artık. Open Subtitles حسنًا، لن يكون عليك القلق بشأن اتخاذي خيارات خاطئة مجددًا
    Bu konuda endişelenmek zorunda değilsin çünkü zaten biliyor. Open Subtitles ،حسناً، ليس عليك القلق بشأن ذلك لأنها تعلم بالفعل
    Beni James'e götürürsen benim hakkımda bir daha endişelenmek zorunda kalmazsın. Open Subtitles . " خذيني الي " جيمس . ولن يكون عليك القلق بشأني مجدداً
    Beni James'e götürürsen bir daha ortadan kaybolmak konusunda endişelenmek zorunda kalmazsın.. Open Subtitles أوصليني إلى (جيمس)و ليس عليك القلق ابدا من المغادره مره أخرى
    - Pekala, artık bu yüzden endişelenmek zorunda kalmayacaksın. Open Subtitles حسناً ليس عليكِ أن تقلقي بشأن ذلك بعد ذلك --لماذا؟
    - endişelenmek zorunda değilsin. Open Subtitles ـ ليس عليكِ أن تقلقي
    Bunun için endişelenmek zorunda değiliz. Antidot işe yaradı. Open Subtitles ليس علينا القلق بشأن نجاح الترياق الترياق ينجح
    Josh için endişelenmek zorunda değiliz, değil mi? Open Subtitles ليس علينا القلق على (جوش) ، أليس كذلك ؟
    Senin için empati kurmak kolay olmalı. Bir şey için endişelenmek zorunda değilsin. Open Subtitles من السهل عليك حقًا أن تكون متعاطفًا لأنك الوحيد الذي ليس عليه أن يقلق.
    Hem ailem ilişkilerim konusunda endişelenmek zorunda kalmıyor. Open Subtitles لا يحب أن يقلق والداي بشأن علاقاتي
    endişelenmek zorunda değilsin baba. Artık değil. Her şey düzelecek. Open Subtitles ليس عليك أن تقلق يا أبي، ليس بعد الآن كل شيء سيكون بخير
    Evet, böylece kendin için endişelenmek zorunda değilsin artık. Open Subtitles أجل، ولذلك لا داعي لأن تقلقي علي بعد الآن

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more