İşgal için endişelenmemize gerek varmı mars'lılardan? | Open Subtitles | أقول، هل يجب أن نقلق بخصوص إحتلال من مخلوقات فضائية مريخية من الفضاء الخارجي؟ |
Sadece bir gözünü gördüğümüz için endişelenmemize gerek yok, değil mi? | Open Subtitles | الآن ، هل يجب أن نقلق على الإطلاق بأنا نرى عين واحدة؟ |
Gerçeği bilmediği sürece onun hakkında endişelenmemize gerek yok. | Open Subtitles | لطالما أنه لا يعرف الحقيقة فلا علينا أن نقلق بأمره |
Hiçbir şey için endişelenmemize gerek yok. | Open Subtitles | لن يكون علينا أن نقلق بشأن أي شيء |
Catlin konusunda endişelenmemize gerek yok. | Open Subtitles | حسنا ،نحن لم يكن لديك ما يدعو للقلق كاتلين. |
Pekâlâ, Deniz Özel Birlikleri'nin tuzağa düşüşü hakkında endişelenmemize gerek kalmadı. | Open Subtitles | حسنا، نحن لم يكن لديك ما يدعو للقلق حول فقمات البحرية المشي في الفخ. |
Artık Podolski'nin oğluyla ilgili endişelenmemize gerek yok. Dava resmen ellerimden çıktı. | Open Subtitles | (حسناً، لن نقلق بشأن إبن (بولدوسكي بعد الآن، القضية رسمياً خارج سيطرتي |
Şu demek: bu sayede endişelenmemize gerek kalmayacak... köpek hamile mi kaldı diye. | Open Subtitles | هذا يعني فقط انه بهذه الطريقه ليس علينا القلق حول حمل هذا الكلب |
endişelenmemize gerek yok dediler. Düşesin plânları belli oldu. | Open Subtitles | قيل لنا إنه لا يجب أن نقلق بشأنه كشفت الدوقة عن خطتها |
Şimdilik bunun için endişelenmemize gerek yok. | Open Subtitles | لا يجب أن نقلق بهذا الشأن الآن. |
Onunla konuştum. Bunun hakkında endişelenmemize gerek yok. | Open Subtitles | تحدثت معها، لا يجب أن نقلق بشأن ذلك. |
endişelenmemize gerek yok. | Open Subtitles | لا يجب أن نقلق |
Üç Kuyruklu'nun gücünü kullanmak isteyen Akatsuki'den endişelenmemize gerek yok. | Open Subtitles | ليس علينا أن نقلق... من استخدام الأكاتسكي لطاقة السامبي... |
Hiç değilse artık Karen için endişelenmemize gerek yok. | Open Subtitles | على الأقل ليس علينا أن نقلق بشأن "كارين" بعد الآن |
Bu konuda endişelenmemize gerek yok. | Open Subtitles | - ليس علينا أن نقلق بهذا الشأن، حسناً؟ |
Önümüzdeki birkaç yıl kartlarımı doğru oynarsam bir daha para konusunda endişelenmemize gerek kalmayacak. | Open Subtitles | إذا ألعب بطاقات حقي خلال السنوات القليلة المقبلة، نحن ليس لدينا ما يدعو للقلق عن المال مرة أخرى. |
- Beyler şimdi farkına vardım ki, üçüncü bir mayın patlar diye endişelenmemize gerek yok artık. | Open Subtitles | أدركت فقط، ونحن دون أبوس]؛ ر الحاجة ما يدعو للقلق المنجم الثالث بعد الآن. |
Yakında, artık endişelenmemize gerek kalmayacak. | Open Subtitles | قريبًا لن نقلق حيال أي شيء |
Yumurtalarımızı da oraya bırakıyoruz. Diğer yumurtalar veya başka bir şey için endişelenmemize gerek kalmıyor. | TED | ونضع البيض هنالك. ليس علينا القلق حول بويضات أخرى أو أي شئ مثل ذلك. |