Önce annemin yanına gitmeliyim. Benim için endişelenmiş olmalı. | Open Subtitles | أنا يجب أَن أَصل إلى أمي في البيت, ستكون قلقة |
- endişelenmiş olmalısın. - Bu ilk kez olmuyordu. | Open Subtitles | من المؤكد أنك كنت قلقة لم تكن تلك المرة الأولي 0 |
Bak, benim için endişelenmiş, iyi olup olmadığımı görmek için gelmiş, ki evet bu aptalca ama suç değil ya affedilmez bir günah hiç değil. | Open Subtitles | إنها كذلك، كانت قلقة بشأني وجاءت لترى إن كنتُ بخير وهو غباء، ولكنها ليست جريمة أو خطيئة مميتة |
Biraz endişelenmiş olsa gerek. Özellikle de kendini ordudan attırınca. | Open Subtitles | حسناً, أعتقد أنه كان قلقاً حاولتَ التهرب من التجنيد |
İşe gitmeyince endişelenmiş. | Open Subtitles | هي لَمْ تَجيءْ فيها للعملِ، أصبحَ قلقاً. |
Eşinin partide aralarındakini öğrenmesinden endişelenmiş olabilir. | Open Subtitles | ربما كان قلقًا من معرفة زوجته في الحفل |
Ya kurt görünümünde bir çocuk dünyaya getirirsem olur ya doktorlar şoka girip korkabilir diye endişelenmiş anneciğim. | Open Subtitles | أمي كانت قلقة حول ولادتي في المستشفى حيث أني ربما قد أُخلق كذئبة. |
Kayıp. Sahibinin eşi aradı eşi eve dönmeyince endişelenmiş. | Open Subtitles | مفقود، زوجة المالك إتصلت وكانت قلقة على زوجها لأنه لم يعود. |
İyi olduğunu söylüyor. Benim için endişelenmiş. | Open Subtitles | تقول أنها بخير ، كانت قلقة عليّ |
Çok hızlıydı! Senin için endişelenmiş. | Open Subtitles | ـ بهذه السرعة ـ إنها قلقة عليك |
- O da endişelenmiş. | Open Subtitles | كيم اتصلت مرتين كانت قلقة عليك ايضاً |
Annesi arayıp duruyor. Onun için endişelenmiş olmalı. | Open Subtitles | والدته تتصل به باستمرار إنها قلقة عليه |
California'dan kızı aradı bir süredir ondan haber alamamış, endişelenmiş. | Open Subtitles | ابنتها اتصلت من "كاليفورنيا" لم تسمع من أمها منذ فترة، وهي قلقة حول هذا.. |
Sizin için endişelenmiş. Kendi bağlantıları sonuç vermemiş. | Open Subtitles | كانت قلقة عليك واستهلكت مصادرها |
Galiba Alice, Venus'ün yeğeninin velayetini almış ve Venüs çocuk için endişelenmiş. | Open Subtitles | أظن " آليس " حصلت على حضانة لإبن أخ " فينوس " وهي قلقة على الطفل |
- O sırada endişelenmiş miydiniz? | Open Subtitles | هل تتذكرين أنكِ كنت قلقة بذلك الوقت؟ |
Hugo Chavez'i temsil ediyoruz diye endişelenmiş. | Open Subtitles | كان قلقاً من تمثيلنا هيوغو تشافيز هذه الأيام |
Geçenlerde bir arkadaşımla konuştuk. Kendisi ticari yetiştirme harekatındaki işinden yeni ayrılmış çünkü bu kimyasallarla birebir çalışması istendiğinde çok endişelenmiş. | TED | تحدثتُ مؤخراً إلى صديقٍ لي ترك لتوّه العمل في هذا المجال لأنه كان قلقاً من المواد الكيميائية التي كان يجب عليه أن يتعامل معها. |
Benim ne kadar endişelenmiş olabileceğimi görebilir misin? | Open Subtitles | اذاً يمكنك الان ان تعلمي لما كنت قلقاً |
Gitmediğim için endişelenmiş olabilir. | Open Subtitles | سيكون قلقاً من أنني لم أسجل دخولي |
Frankie yaralanabilecek insanlar için endişelenmiş... | Open Subtitles | لقد كان (فرانكي) قلقًا من أن يؤذى أحد الأبرياء. |
Patronun aradı. Senin için endişelenmiş. | Open Subtitles | اتصل رئيسك في العمل إنه قلق عليك |
Bak, endişelenmiş gibi gözükme. Zor kısmı çoktan bitti. | Open Subtitles | لاتكن كثير القلق,لقد أنتهينا من الجزء الصعب |