Öğrencilerimin zamanın doğası hakkında umarsızlaşmalarını engel oluyor | Open Subtitles | يمنع طلابي من نيل رضاء النفس حول طبيعة الوقت |
Gaz bulutu hiper motorların kendini yeteri kadar enerji ile şarj etmesine engel oluyor. | Open Subtitles | هو يمنع تحويل القوة المناسبة الى المحركات الفائقة |
Buraya göre tüm devreler etkin ama bir şey fiziksel olarak girişine engel oluyor. | Open Subtitles | وفقا للوحة التحكم، جميع القضبان ممكنه ولكن شيئا ما هيكلي يمنع الإيلاج |
Ruh hâlin, düşüncesizliğin, gizemliliğin, kibrin geçmişte sana yardımı dokunmuş olabilir ama bunlar artık bir Kütüphaneci bir ortak, bir arkadaş ve bir insan olarak gelişimine engel oluyor. | Open Subtitles | طباعك، تهورك تكتمك، كبريائك ربما قد خدموك في الماضي لكنها الآن تعيق تقدمك فقط كأمين مكتبة |
diğeri ona engel oluyor. | Open Subtitles | أحدهم يريد المساعدة و الآخر يمنعه |
Dünyaya bu kötü adamları göstermek istiyorsun ve soruşturmam sana engel oluyor. | Open Subtitles | حسنا تريدين ان تظهري للعالم كل هؤلاء الرجال السيئين و تحقيقي يعيق افعالك |
Yaklaşık dört santimlik bir açıklık var. Bu uzunluk iki ucu basit bir dikiş işlemiyle birleştirmemize engel oluyor. | Open Subtitles | إنها تبلغ أربعة سم تقريبًا مما يمنعنا من خياطة الطرفين معًا |
NSA'in şifreleme teknolojisi birilerinin sinyali bozmasına engel oluyor. | Open Subtitles | يمنع تقني التشفير التابع لوكالة الأمن القومي أي شخص من إيقاف الإشارة |
Dalga boyu altı metreyi geçen zorlu deniz, ...Sivil Savunma'nın yardımına engel oluyor. | Open Subtitles | يمنع البحر الهائج مع أمواج بارتفاع ستة أمتار من وصول الحماية المدنية إليه للمساعدة. |
Bir şey toprağın suyu çekmesine engel oluyor. | Open Subtitles | شيئا ما يمنع المياه من تشربها في التراب هنا. |
O dar tişört beynine kan gitmesine engel oluyor herhalde. | Open Subtitles | الا تعتقد أن هذا التي شيرت الضيق يمنع وصول الدم إلى مخك |
Bu ergen kız hareketleri ciddiyetime engel oluyor. | Open Subtitles | هذا النظام الياباني لفتاة المدرسة انه يمنع روشنتي |
Dünyanın açısı buna engel oluyor. | Open Subtitles | صحيح انحناء الأرض يمنع هذا |
İnsanların dolaşmasına ne engel oluyor peki? | Open Subtitles | ما الذى يمنع الناس من التسكع؟ |
Kemerin ve takıların dövüşmene engel oluyor. | Open Subtitles | حزامك وزينتك إنها تعيق حركتك |
Hayatınızın ilerlemesine engel oluyor. | Open Subtitles | إنّها تعيق من التقدّم بحياتكم |
Öfkesi meselelere tarafsız bakmasına engel oluyor. | Open Subtitles | غضبه يمنعه من رؤية الامور بموضوعيّة |
Yani, hava nefes almasına engel oluyor. | Open Subtitles | لذا فالهواء يمنعه من التنفس |
Nefes alıp vermeme bile engel oluyor. | Open Subtitles | كان يعيق دائماً كل ما فعلته في حياتي |
Tanrı aşkına Bay Star, bekaretim işime engel oluyor. | Open Subtitles | - كفاك! سيد (ستار)! كوني بتولاً يعيق عملي |
Yaklasik dört santimlik bir açiklik var. Bu uzunluk iki ucu basit bir dikis islemiyle birlestirmemize engel oluyor. | Open Subtitles | إنها تبلغ أربعة سم تقريبًا مما يمنعنا من خياطة الطرفين معًا |