Çürüyen bedenler, çocukların hayalgücü için... büyük bir engeldir. | Open Subtitles | تلك الجثث المتعفنة تشكل عثرة كبيرة عقبة للخيال الطفولي |
Fakat başarılı değil, çünkü cuntanın iktidarının kaynağı ordudur ve ordu kurumunun kendisi Tanrı'nın iktidarı önünde engeldir. | Open Subtitles | لكن للأسف هذا فشل لان السلطة مع المجلس العسكري الذي يمثل الجيش و الجيش نفسه عقبة امام حكم الله |
Bu, değişimin önünde duran kocaman bir engeldir, çünkü bu tutkulu ve bilgili seslerden bazılarının seçim dönemlerinde tamamen susturulduğu anlamına geliyor. | TED | وهذه عقبة كبيرة امام التغيير لان هذا يعني ان اكثر الاصوات " إلهاماً " ومعرفة يتم حجبها عن التحدث .. وخاصة في اوقات الانتخابات |
Sığ resifler ötesinde açık okyanus Aslında, büyük bir engeldir. | Open Subtitles | المحيط الواسع خلف هذه الشعب هو, في الحقيقة, عائق هائل |
Irk ayrımı iş hayatı için bir engeldir. | Open Subtitles | أنا أرى أن التحيز العرقي عائق في التجارة |
Liseli erkek arkadaşı kocası değildir, sadece bir engeldir. | Open Subtitles | صديق المدرسة الثانوية ليس زوج، إنه عائق |
Ed'in de bu sorunu var. Onun için her şey engeldir. | Open Subtitles | تلك هي مشكلة (إد) يجعل من كل شيء عقبة |
Aile, azizler, suçlular ve liderler için bir engeldir. | Open Subtitles | العائله هي عائق مقدس للمجرم و القائد . |
(Alkış) Kamusal alanlara yaptığımız yanlış muamele politik değişimdeki herhangi bir ilerlemenin karşısındaki devasa engeldir. Çünkü biz aslında ifade özgürlüğüne bir fiyat biçiyoruz. | TED | (تصفيق) ان الاسلوب الذي نتعامل فيه مع الأماكن العامة هو اكبر عائق امام التغير السياسي الفعال لاننا في هذا العصر نقيّم حرية التعبير مادياً .. |