"engellemek" - Translation from Turkish to Arabic

    • منع
        
    • لمنع
        
    • إيقاف
        
    • تمنع
        
    • يمنع
        
    • إعاقة
        
    • لإيقاف
        
    • منعك
        
    • لوقف
        
    • لأمنع
        
    • لتفادي
        
    • لعرقلة
        
    • عرقلة
        
    • أمنع
        
    • ومنع
        
    Ancak okyanus plastiğini engellemek insanoğlunun karşısına çıkabilecek en büyük fırsat. TED ولكن منع البلاستيك من تلويث المحيط ربما سيصبح أفضل فرصة للبشرية.
    Şu anda uğraşım, bu operasyonun kağıttan bir ev gibi çökmesini engellemek. Open Subtitles الان، ما يهمني هو منع هذه العملية من الانهيار كبيت من الورق
    Yalnızca büyük resmin görülebilmesini engellemek için gerçekleştirilmiş bir çaba. Open Subtitles و كل ذلك لمنع أى شخص من رؤية الصورة كاملة
    Kural çiğnemedim. Bir suç girişimini engellemek için araya girdim... Open Subtitles لم أكسر أي قانون , لقد تدخلت لمنع نشاط إجرامي
    Biliyorum, anne-babalarının başlıca görevi çocukların kakalarına parmak sokmalarını engellemek, ama koklaması her zaman güzeldir. TED وأنا أفهم أن الدور الرئيسي للوالدين هو إيقاف الأطفال عن وضع أصابعهم في البراز، لأنه دائما شيء لطيف لشمه.
    Çünkü Sentoks gazının Amerikan topraklarında serbest bırakılmasını engellemek istiyorsun. Open Subtitles لأنك تريد أن تمنع استخدام غاز الأعصاب على الأراضي الأمريكية
    Üzerimde çalışmak, beni klonlamak ve bunun tekrar olmasını engellemek istiyorlar. Open Subtitles إنهم يريدون دراستي، وإستنساخي، أم منع ظهور شبيهة لي مرة أخرى.
    Dünyayı kurtarmanın tek yolu baştan bu dünyanın var olmasını engellemek. Open Subtitles الطريقة الوحيدة لإنقاذ هذا العالم هي منع ما حدث في السابق.
    I tekrar iki engellemek için özür dileriz ama kimse hem durdurmaya çalışır. Open Subtitles أعتذر عن منع اثنين من جديد ولكن لا أحد يحاول وقف على السواء.
    Sadece kristal kaybolmuş. Dışarıya tuşlamayı engellemek için birisi onu ortadan kaldırmış. Open Subtitles إنّ البلور مفقود، شخص ما أخذه لمنع أي شخص آخر من الأتصال
    O sınırlamayı limitlemek o beyin gücünün doğal bir şekilde küçülmesini engellemek içindi. Open Subtitles كان الهدف منه التقليل من ذلك التحديد، لمنع التناقص الطبيعي لتلك القمة العقلية.
    Sinyali engellemek için en azından 1.8 metre kalınlığında katı çelik gerekir. Open Subtitles يجب أن تكون فى منطقة محاطة بست طبقات من الحديد لمنع الارسال
    Yapılması gereken şey, polisin buna karışmasını engellemek. Open Subtitles ما يجب القيام به هو إيقاف الشرطة من التدخل في هذا.
    Hastalığı önceden teşhis etmek ve kötüye gitmesini engellemek en iyisi olurdu. TED الأفضل هو أن تستطيع تشخيص المرض مبكرًا وأن تمنع بوادر المرض التي ستؤدي إلى تدهور الحالة الصحية
    NasıI bir palyaço böyle yapar, birinin hayatını kazanmasını engellemek? Open Subtitles ما هذا التهريج أن يمنع شخص ما من كسب رزقه؟
    Vokal gelişimi engellemek olağanüstü bir müzikal çeşitlilik ortaya koysa da, doğal olarak gelişen seslerin zaten inanılmaz bir çeşitliliği vardır. TED مع أن إعاقة نمو الصوت يمكن أن ينتج مدى موسيقي استئنائي، الأصوات التي تتطور بشكل طبيعي قادرة بالفعل على تنوع مذهل.
    Ancak öğrendiğim bir şey var: sevgi, intihara meyilli birini, kendini yaralamasını engellemek için yeterli olsaydı, intiharlar çok nadir olurdu. TED ولكن هناك شيء قد تعلمته: إذا كان الحب كافيًا لإيقاف شخص ما يفكر بالانتحار من إيذاء نفسه، الانتحار بالكاد سوف يحدث.
    Bunu engellemek için mahkeme emri aldırmak da, avukatı olduğum için benim sorumluluğumda. Open Subtitles و من واجبى كمحاميه منعك من ذلك تنفيذاً لوصيته
    Bildirgesi, devletler arası, devletler arasındaki çatışmaları engellemek üzerine tasarlanmış. TED وقد اسست في الاساس لوقف النزاعات بين الدول وضمن الدول
    Böyle birşeyi engellemek için tüm gücümü kullanacağımı bilmiyor musun? Open Subtitles و أننى سأستخدم كل قوتى لأمنع حدوث شىء هذا
    Örneğin bulaşmasını engellemek için, şu eldivenleri takmanı rica ediyorum. Open Subtitles اود وضع أحد هذه القفازات لك لتفادي تلوّث العيّنة
    Lord Kelvin'in, seyahatimi engellemek için umutsuzca çırpınışlarından biri bu. Ben bir İngiliz vatandaşıyım. Open Subtitles هو مجرّد محاولة مستميتة مِن قِبل اللّورد كيلفن لعرقلة رحلتَي
    Bir hükümet görevlisi,bu araştırmayı kasten engellemek istedi. Open Subtitles أتحدث عن حكومة رسمية تحاول عرقلة هذا التحقيق عن عمد
    Babamın buraya göz atmasını engellemek için mi yazdım bunu? Open Subtitles هل كنت أحاول أن أمنع والدي من أن ينظر بالداخل؟
    Enerji dengesini tekrar sağlamak ve daha fazla ısınmayı engellemek için gereken değişim bu. TED ذلك هو التغيير المطلوب لإرجاع توازن الطاقة ومنع المزيد من الاحترار.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more