"enkazı" - Translation from Turkish to Arabic

    • الحطام
        
    • حطام
        
    • الأنقاض
        
    • حُطام
        
    • بحطام
        
    • الأطلال
        
    Bu da yetmezmiş gibi, su yoluna çıkacak kadar şanssız olan her türlü şeyi , ve oluşturduğu enkazı , sürükleyerek geri çekilir. TED وكأن هذا ليس كافيًا، بعد ذلك سيتراجع الماء، ساحبًا معه الحطام الذي أحدثه، وأي شيء، أو أي شخص، لسوء الحظ وقع في طريقه.
    Bak, dostum, örnek topluyoruz ve enkazı inceliyoruz... yani bir numara al, sıraya gir ve yarın raporu sana yollayalım. Open Subtitles انظر يا صديقى نحن نجمع العينات ونحلّل الحطام لذا فلتحصل على رقم وانتظر فى الصف ونحن سيكون عندنا التقرير غدا
    Bu yönergeler ayrıca uzun vadeli değildir, ileriye etkin değildir, zaten yukarıda olan enkazı da ele almazlar. TED فإن تلك القواعد أيضا غير مجدية على المدى الطويل، وليست استباقية، ولا تراعي الحطام المتواجد أصلا هناك.
    - Dalış yaptığı yerde baş gösteren çiçek hastalığı salgını nedeniyle kasıtlı olarak batırılan bir Hollanda korsan gemisi enkazı varmış. Open Subtitles حيث كانت تمارس الغطس عند حطام سفينة عبيد هولنديّة والتي أغرِقَت عمداً لأنّ وباء من الجُدَري كان قد تفشّى على السطح
    Bu durumda, size uzay enkazı taşıyan bir robogami gösteriyorum. TED وفي هذه الحالة، أظهر روبوغامي وهو يحمل حطام فضائي.
    Kanalda bir gemi enkazı olduğunu anlamasını sağlamaya çalışıyordum. Open Subtitles كانت اُحاول أن أجعله يفهم بأن هنالك حطام سفينة فى القناة
    enkazı kaldırdığımızda çoktan ölmüştü. Open Subtitles وعندما رفعنا الأنقاض كان قد فارق الحياة.
    Bu gemi enkazı İsa'nın doğumundan 100 yıl önce batmış. TED هذه الحطام لسفينة غرقت قبل ميلاد المسيح ب100عام
    enkazı temizlemek her şeyi kendi başımıza yıkmaktan daha kolay. Open Subtitles من السهل البناء فوق الحطام من أن نهدم كلّ شيء بأنفسنا
    enkazı temizlemek her şeyi kendi başımıza yıkmaktan daha kolay. Open Subtitles من السهل البناء فوق الحطام من أن نهدم كلّ شيء بأنفسنا
    Bu raporu vermekten üzüntü duyuyorum ama çoğalıcıların gemisinin enkazı kontrol altına alınamadı. Open Subtitles يؤسفني أن أبلغكم بأنه من الحطام لسفينة الربليكتورز لايمكن إحتوائه
    Şu an enkazı inceliyorum, ama sağlam kalan pek bir şey yok. Open Subtitles أنا أبحث بين الحطام الاّن ولكن لايوجد الكثير
    enkazı bulmak için küçük robot kameralar yolladılar. Open Subtitles لقد أرسلوا كاميرات مع رجال آليين لكي يصوّروا الحطام
    Gemi enkazı şimdiye 30 km savrulmuştur, çocuklar. Open Subtitles الآن، ذلك الحطام مبعثر لأكثر من 20 ميل، يا رجال.
    Gemi direği kibrit çöpü gibi yarıldı Ve sonra gemi enkazı içindekilerle birlikte dibi boyladı. Open Subtitles وإنشقت الساريه بسرعه مثل الغصن وغرقت حطام السفينه مع كل الطاقم
    Üç gün sonra, aynı bölgede bir gemi enkazı gördü. Open Subtitles بعد ثلاثة أيام شاهد حطام سفينة في المنطقة
    Yanmış enkazı incelemeden hiç bir şey bilemeyiz. Open Subtitles إننا لن نعرف أي شيء حتى لقد ندرس حطام محترقة.
    Dünyanın en meşhur gemi enkazı olan Titanic'i bulmak için... Open Subtitles "إذّ إستأجر غوّاصات روسيّة للبحث عن حطام السفينة الأكثر شهرة:
    Jumbo jetin enkazı büyük bir alana yayılmış gibi gözüküyor... Open Subtitles حطام الطائره يبدو منتشراً على مساحه واسعه
    Gemi enkazı aramaları gerekirken Betancourt'un kokainiyle karşılaşmış olabilirler. Open Subtitles حيث كان عليه البحث عن حطام السفن ربما تعثر ببضاعة المخدرات
    Birisi enkazı aşmayı çoktan denemiş. Open Subtitles يبدو أنّ أحدهم حاول بالفعل اختراق الأنقاض
    Uçağın enkazı etrafa dağıldı. Open Subtitles لقد بُعثر حُطام الطائرة على مساحة واحد ميل مربع
    Kaza yaptık dostum. Her tarafta uçağın enkazı var. Open Subtitles تحطمت الطائرة يا رجل إننا محاطون بحطام الطائرة
    Yeraltı suları doğu taraftan gelmeye devam ediyor; enkazı çökertecekler. Open Subtitles إذا واصلت المياه الجوفية بالتضخم، فسوف تنهار الأطلال

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more