| Bir gün, hala hatırlıyorum... buzullar eridi ve buzdağları kuzeye doğru sürüklendi. | Open Subtitles | ذات يوم، لازلت أتذكر... فقد ذاب الجليد وانجراف الجبل الجليدي نحو الشمال |
| Köpeğin eridi nasıl olsa. Artık yine dostuz. | Open Subtitles | لذا على أية حال، كلبك قد ذاب و الآن نحن أصدقاء ثانيةً |
| Yarısı sen gelene kadar eridi. Torba da... Burası sıcak. | Open Subtitles | لقد ذاب معظمه أثناء الطريق الجو حار ألم تسمع عن حالة الطقس ؟ |
| - Dün gece kar eridiğinde, havuz da eridi mi? | Open Subtitles | عندما ذابَ الثلج ليلة أمس، هَل ذابت البركة؟ |
| Sheldon'ın Maden Simülasyonu Seyir defteri, dördüncü girdi Kit Kat'ım eridi. | Open Subtitles | تجربة شيلدون لمحاكاة المنجم الادخال 4 شكولاتة الكت كات ذابت |
| "Şimdi, onun sevgisi eridi" | Open Subtitles | الآن، حبها يذوب |
| Kurbanın üzerindeki buzlar masadayken eridi. | Open Subtitles | لا أدري كانت الضحية تذوب هنا على الطاولة |
| Sizin talimatlarınıza uygun olarak kayayı deliyorduk. Tam o sırada matkap eridi. | Open Subtitles | كنّا نقطع الصخور في المكان الذي حدّدتَه عندما انصهر المثقاب |
| 2.5 milyon mil karelik buz, açık denizlerle çevrili binlerce adayı ifşa ederek eridi. | Open Subtitles | ذاب أكثر من 2.5 مليون متر مربع من الثلج كاشفاً آلاف الجزر المحاطة بالمحيط المفتوح |
| Icarus heykelinin kanatları eridi. | Open Subtitles | لذا الساخنة الأجنحة على تمثال ايكاروس ذاب. |
| Ne kadar buz eridi göreceğiz, çünkü eridikçe buzla tabakası incelir ve incelen buzla, arkasındaki buzul örtüsünü tutamaz. | Open Subtitles | و ما مقدار الجليد الذي ذاب تقل سماكة الطبقة الجليدية بسبب هذا الذوبان و نتيجة لهذا فإن الطبقة الجليدية الرقيقة |
| Bomba patladığında güç çekirdeği eridi. | Open Subtitles | عندما انفجرت القنبلة، ذاب مصدر الطاقة إلى أسفل |
| Yanlış zamanda yanlış yerde olduğum için yüzüm eridi. | Open Subtitles | بعدها كنتُ في المكان الخطأ في الوقت الخطأ و الآن وجهي ذاب و إنتشر على وجهي |
| İki araba incelendiğinde sahte koltuk ateşte eridi ve bir haftadır orada ölü yatan Charlie'yi ortaya çıkardı. | Open Subtitles | عندما تم فحص السيارتين المقعد المزيف ذاب في الحريق وكشف عن وجود شارلي الذي كان جالسا هناك ميتا ،، وصامتا ،، لمدة أسبوع |
| Bu senin hafızan, onlar tam anlamıyla eridi. | Open Subtitles | التي منزل الذاكرة الخاصة بك، أنها ذاب حرفيا. |
| Sıcak ışıkların altında giderek eridi ve masanın altına düştü. | Open Subtitles | و تحت حرارة الأضواء الكرة الثلجية ذابت بينما كانت تتدحرج الى أسفل الطاولة |
| Korkularım eridi gitti yerine kabullenme geldi. | Open Subtitles | ذابت مخاوفى و مكانها اصبحت امال |
| Buzulların %20' si eridi. | Open Subtitles | عشرون بالمئة من الجبال الثلجية قد ذابت |
| Ve biraz sonar söyle der; "Yeryüzünün tacı eridi. | Open Subtitles | وبعد ذلك تقول تاج الأرض يذوب |
| Desteğin olduğu noktadan eridi her şey. Koca bina çöktü gitti. | Open Subtitles | أجل، وأخذت العواميد تذوب فانهار البرج بأسره. |
| Dokuz metre aşağı inen bir hortumdu bu ama artık eridi. | Open Subtitles | انصهر بعمق 30 قدمًا والآن ينصهر انتظر للحظة، إذًا |
| Siz daha iyi bilirsiniz çünkü hız göstergemiz eridi. | Open Subtitles | أنت تعلم أفضل منّا, خاصّة أنّنا نملك عدّاد سرعة ذائب |