"eritir" - Translation from Turkish to Arabic

    • تذيب
        
    • تذوب
        
    • يذيب
        
    • إذابة
        
    • يُذيب
        
    • سيذوب
        
    • ستذيب
        
    • بإذابة
        
    • أذابت
        
    • يتآكل
        
    • الساحلية خلال محاكماتِ
        
    • الملاحة الساحلية
        
    Elektrik hatlarını eritir, sigortaları yakar ve iletişimi bozarlar. Open Subtitles تذيب شبكات الكهرباء، وتفجّر صمامات الكهرباء وتشوّش على الاتصالات
    Ona yakın. Bu tank zırhını eritir. Open Subtitles إنك قريب من ذلك هذا كافٍ لأن تذوب دبابه مدرعة
    Korkuyu, duygusuzluğu veya karamsarlığı ne eritir? TED إذا، ما الذي يذيب الخوف والبلادة والكآبة؟
    Kuzey kutup bölgesinde bu zincirleme bir tepkime başlatabilir, çünkü ısınan su daha çok buz eritir ve daha çok su açığa çıkarır. Open Subtitles في القطب الشمالي، قد يُطلق هذا سلسلة تفاعلات ما دام الماء المتزايد في سخونته مستمرٌ في إذابة جليد أكثر، معرّصاً المزيد من الماء لأشعة الشمس
    - Bütün metalleri eritir. - Zehirli mektuplar yazmak için harika. Open Subtitles الذى يُذيب كل المعادن مفيد جداً فى حالات الرسائل العدوانيه
    Al bir çay iç, çay karı eritir. Aptal, geri zekalı ! Open Subtitles إشرب بعض الشاي الساخن و سيذوب الثلج
    Hemen yıkılır! Güneş şekeri eritir! İşe yaramaz! Open Subtitles سيسقط البيت , الشمس ستذيب الحلوى لن تنجح
    Demir cevherini bir fırına koyun, buradaki ısı her şeyi eritir. Open Subtitles لو وضعتم خام الحديد في فرن فتقوم الحرارة بإذابة كل شيء
    Abartısız söylüyorum, bu gölgeler eti eritir. Open Subtitles "حرفيا "الظلال التي أذابت اللحم
    Belli bir dereceye ısıtılınca, çeliği eritir. Open Subtitles عندما يسخّن لدرجة معينة فإنّه يجعل الحديد يتآكل
    Çünkü biz, birbirimiz için yaratılmışız. Bu şarkı hep içimi eritir. Open Subtitles لانه انت و انا قدّر لنا ان نكون معاً هذه الاغنية دائماً تذيب قلبي
    Şef için bunun peynirini eritir misin? Open Subtitles هل لك أن تذيب الجبن؟ شكراً لك.
    Basınç ısı oluşturur ısı yağı eritir. Open Subtitles الضفط يولد الحرارة الحرارة تذيب الدهون
    Peynir de eritir misin? Open Subtitles هل يمكن أن تذوب بعض الجبن في هناك؟
    "Gözlerindeki alev, demiri eritir." Open Subtitles "عندما تثور النار في عينه، تذوب الحديد."
    Yağmur tuğlaları eritir. Open Subtitles المطر، انها تذوب الطوب،
    "Senin cömertliğin kalpleri eritir." Open Subtitles "سخائك يذيب القلوب"
    "Senin cömertliğin kalpleri eritir." Open Subtitles "سخائك يذيب القلوب"
    Nasıl bir ateş taşı eritir ki? Open Subtitles اجلبها حول! ماهي النيران التي تستطيع إذابة الصخور ؟
    Doğru. Ayrıca bazı sıvılar plastiği eritir. Open Subtitles إنّها محقة، وأيضاً يمكن لبعض المذيبات إذابة البلاستيك...
    Açık olmak gerekirse, boğulurken organlarını eritir. Open Subtitles لأكون صريحاً ، إنه يُذيب أعضاءك بينما تختنقين
    lanet derini eritir! Open Subtitles سيذوب لحمك - !
    Tanktaki kimyasallar birini eritir sanardım. Open Subtitles ظننتُ أن المواد الكيميائية في الخزان ستذيب شخصاً.
    Fakat eğer cildini eritir ya da seni içeriden yakarsa, o zaman kardeşinin bedenini alabilirim. Open Subtitles ولكن إن قام .. بإذابة جلدك أو قام بحرقك من الداخل إلى الخارج حينها سيكون بإمكاني دوماً الاستحواذ على جسد أخيك
    Ateş karnındaki yağları eritir. Open Subtitles النار أذابت دهون بطنه
    Belli bir sıcaklığa çıktığında, çeliği eritir. Open Subtitles عندما يسخّن لدرجة معينة فإنّه يجعل الحديد يتآكل
    Haydi, Yıldırım Yolları eritir tekerlekleri Open Subtitles إذهبْ،ادَهنَ بريقاً الملاحة الساحلية خلال محاكماتِ حضنِ الحرارةَ

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more