"eritmeye" - Translation from Turkish to Arabic

    • إذابة
        
    • بإذابة
        
    İlkbahar yaza döndüğünde, güneşin ısısı denizdeki buzları eritmeye başlar. Open Subtitles حال تحول فصل الربيع إلى الصيف تبدأ حرارة الشمس في إذابة البحر الجليدي
    "Heidi"yi okuduğumuz zamanları hatırlıyor musun? Ve peyniri şöminede eritmeye çalıştığımızı? Open Subtitles أتتذّكرين عندما قرأنا "هايدي" ومِن ثم حاولنا إذابة الجبنة في المدفأة؟
    Deniz buzunu eritmeye başlar. Open Subtitles إنها تبدأ في إذابة بحر الثلج... ذلك حيث تصطاد الفقمة...
    Burada, her yaz Kuzey Kutbu'nda, güneş kış buzullarını eritmeye başlar. Open Subtitles ،هنا في القطب الشمالي كلّ عام تبدأ الشمس بإذابة ثلج الشتاء
    Bu sırada aseton da kadını öldüren silahı eritmeye devam eder. Open Subtitles في ذلك الوقت يقوم الأسيتون بإذابة المسدس الذي قتلها به،
    Deniz buzunu eritmeye baslar. Open Subtitles إنها تبدأ في إذابة بحر الثلج...
    Renee ile aranızda yaşananları düzeltmemin, buzları eritmeye biraz yardımı olur diye ummuştum. Open Subtitles أنت تعلم، آملت أن بإصلاح الأشياء (بينك وبين (رينيه سيساعد على إذابة الجليد قليلا

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more