İlkbahar yaza döndüğünde, güneşin ısısı denizdeki buzları eritmeye başlar. | Open Subtitles | حال تحول فصل الربيع إلى الصيف تبدأ حرارة الشمس في إذابة البحر الجليدي |
"Heidi"yi okuduğumuz zamanları hatırlıyor musun? Ve peyniri şöminede eritmeye çalıştığımızı? | Open Subtitles | أتتذّكرين عندما قرأنا "هايدي" ومِن ثم حاولنا إذابة الجبنة في المدفأة؟ |
Deniz buzunu eritmeye başlar. | Open Subtitles | إنها تبدأ في إذابة بحر الثلج... ذلك حيث تصطاد الفقمة... |
Burada, her yaz Kuzey Kutbu'nda, güneş kış buzullarını eritmeye başlar. | Open Subtitles | ،هنا في القطب الشمالي كلّ عام تبدأ الشمس بإذابة ثلج الشتاء |
Bu sırada aseton da kadını öldüren silahı eritmeye devam eder. | Open Subtitles | في ذلك الوقت يقوم الأسيتون بإذابة المسدس الذي قتلها به، |
Deniz buzunu eritmeye baslar. | Open Subtitles | إنها تبدأ في إذابة بحر الثلج... |
Renee ile aranızda yaşananları düzeltmemin, buzları eritmeye biraz yardımı olur diye ummuştum. | Open Subtitles | أنت تعلم، آملت أن بإصلاح الأشياء (بينك وبين (رينيه سيساعد على إذابة الجليد قليلا |