Kuzey Kutbu'ndaki bilim adamlarına göre tundralar beklenenden hızlı eriyor. | Open Subtitles | يفيد العلماء بأن تندرا القطب الشمالي تذوب أسرع من المتوقع |
Buzullarımız eriyor, ani su baskınlarına, heyelanlara sebep oluyor, bu da felaketlere ve ülkemizin geniş çapta yıkımına sebep oluyor. | TED | و أنهارنا الثلجية تذوب. مسببة فيضانات مفاجئة و انجرافات سطحية، و التي بدورها تسبب كوارث الدمار في بلدي وتفشيها. |
Özetleyecek olursak, buzullarımız süratle eriyor ve küresel ısınma da çok daha hızlı erimelerine neden oluyor. | TED | وللاختصار، الأنهار الجليدية لدينا تذوب بسرعة، والاحتباس الحراري يجعلها تذوب بسرعة أكبر. |
Hemen yemelisin, çünkü eriyor | Open Subtitles | ويجب علي أن تأكليها حالا لأنها ذابت |
Ama çok fazla peynir pişirdim ben bu da kesinlikle eriyor. | Open Subtitles | ولكن غالباً ما أطهوها بالكثير من الجبن وصدقيني، أنها تنصهر |
Şu buzula bak. Ne kadar hızlı eriyor! | Open Subtitles | انظروا الى ذلك الجليد هناك بالأسفل إنه يذوب بسرعة |
Öyle güzel eriyor ki Tanrı beni affetsin dilinizde öyle yavaş eriyor ki size zevkten işkence ediyor. | Open Subtitles | ،وكانت تذوب أغفر لي يا إلهي تذوب ببطء شديد على لسانك وتعذّبك بمنتهى اللذة |
Bence sızıyor. Buzlar eriyor. | Open Subtitles | ،أقول بأنه يتسرب هذه الأرض المُتجمدة تذوب |
Dünyanın dört bir yanında, sıcaklık yükseldikçe dağlardaki buzullar daha hızlı eriyor. | Open Subtitles | يصبح المناخ أكثر سخونة في جميع أنحاء العالم تذوب الأنهار الجليدية الجبلية بمعدلات أسرع وأسرع |
Çoğu kuzey buzulları öncekine göre, daha hızlı eriyor. | Open Subtitles | معظم الكتل الجليدية تذوب الآن أسرع من الماضي |
- Çünkü ilk denememde ciğerlerim eriyor sandım ve birden paranoyaklaştım. | Open Subtitles | لأن المرة الوحيدة التي دخنت فيها من وعاء شعرت وكأن رئتي تذوب واصبت بجنون العظمة |
Yavaş yavaş eriyor. dartlarımız var, havuzumuz var, ve ciddi bir tavla oyunumuz var | Open Subtitles | إنها تذوب ببطء ، لدينا أسهم ، لدينا مسبح و لعبة الطاولة ، لذا |
Yazın, buzullarla kaplı kutup bölgesi eriyor ve bu da belirgin sirrus bulutları oluşturuyor. | Open Subtitles | في الصيف تذوب قبعات مصنوعة من الثلج والتي تسمح بتشكيل غيوم معلقة مميزة |
Yazın yaklaşmasıyla karada karlar eriyor ve bu da av bulmayı büyük ölçüde kolaylaştırıyor. | Open Subtitles | ..في اليابسة الثلوج تذوب مع قدوم الصيف ..و هذا يجعل مهمّة العثور على الطرائد أسهل كثيرًا |
Buzullar insanların düşündüğünden daha çok eriyor. | Open Subtitles | لان هذه الكتل الجليديه تذوب اكثر من ما تعتقده الناس |
Onların yaptığı ördek konfisi kesinlikle ağzında eriyor. | Open Subtitles | أنها تجعل هذا كبطة كونفيت , تذوب تماما في فمك |
Evet, buzullar eriyor. | TED | نعم، الأنهار الجليدية مازالت تذوب. |
Kanatları eriyor ve denize düşüp ölüyorlar. | Open Subtitles | جناحاتهما ذابت ووقعوا في البحر وماتوا |
Buradaki diğer erkeklerle kıyaslarsak resmen eriyor gibi görünüyorsun. | Open Subtitles | -فأنت تبدو كما لو أنك تنصهر |
Bize "Evet, bakın eriyor, Evet sülfür eriyor. | TED | وقال " ياااه .. هيه .. إنه يذوب .. الكبريت يذوب " |
Kıta buzulu en karamsar bilim insanlarının 10 yıl önceki tahminlerinden bile önce, daha hızlı eriyor. | Open Subtitles | ذوبان الثلج يظهر تشاؤما أكثر مما يبديه العلماء فلا تتخيلوا كيف قد يكون الأمر بعد مرور عشر سنوات |
Buzlar da eriyor hem, özledim. | Open Subtitles | الآن وقد ذاب الجليد هنا أنا أشتاق إليه |
Bu dallamanın koluna kelepçeyi takmadığın her saniye stokun eriyor. | Open Subtitles | وفي كلّ ثانية لا يكون فيه ذلك الحقير مكبلا بالأصفاد، فأسهمك تستمر بالإنخفاض. |
Buzullar eriyor Afganistan'da bir şey daha patlamış Demokratlar bir ödlek topluluğu, grip salgınları MoMA'ya damgasını vuran de Kooning, küf yeşili bu yazın moda rengiymiş aptal Yankee'ler de yine kaybetmiş. | Open Subtitles | تعلم , مكعبات الثلج تستمر بالذوبان شىء أخر انفجر فى أفغانستان الديمقراطين عبارة عن حمقى |
Dünyamız ısınıyor ve buzullar her yıl daha erken eriyor. | Open Subtitles | إن درجة حرارة كوكبنا تتزايد والبحر الجليدي بدأ في الانصهار مبكرا كل سنة |