Örneğin bir işletme iflas ettiğinde Erkekler ve kadınlar farklı tepkiler gösterir. | TED | فمثلا، تكون ردات فعل الرجال و النساء مختلفة بعد إخفاق مشروع ما. |
Bir başka konu da Erkekler ve kadınlar arasındaki ücret adaletsizliği. | Open Subtitles | مشكلة أخرى هي عدم المساواة في الأجر بين الرجال و النساء |
Ve kadınlar Erkekler ve herkes için şiddetsiz bir gelecek yaratırken sizden bizimle durmanızı istiyorum. | TED | و اسالكم , ان تقفو الى جانبنا من أجل بناء مستقبل بدون عنف من اجل النساء و البنات و الرجال و الاولاد في كل مكان |
Erkekler ve kadınlar buraya kafalarını boşaltmak ve sağlıklarını korumak için gelirler. | Open Subtitles | رجال و نساء يأتون لهذا السبا لكي يصفو ذهنهم و يريحوا أجسامهم |
Erkekler ve kadınlar hâlâ birbirlerinden nefret ediyorlar, yani iyiyim. | Open Subtitles | ،مازال النساء والرجال يكرهون بعضهم البعض فأنا علي ما يرام |
Onlar, bu ülke için kendilerini feda eden iyi Erkekler ve kadınlardı. | Open Subtitles | هؤلاء كانوا رجال ونساء طيبون وهم ضحوا بحياتهم من أجل هذه الدولة |
Bu farkındalığın Erkekler ve kadınların tıbbi tedavisini değiştirme gücü var. | TED | لدى هذا الوعي القدرة على تحويل الرعاية الطبية إلى الرجال والنساء. |
Bazen Erkekler ve kadınlar tamamen farklı dillerde konuşurlar. | Open Subtitles | في بعض الأحيان يبدو أن الرجال و النساء يتحدثون لغتين مختلفتين |
Bu ülkeyi her yerde özgür Erkekler ve kadınlar olması için ıslah etmemiz gerekiyor. | Open Subtitles | نحتاج لإسترداد هذه البلاد من أجل الرجال و النساء و الأطفال فى كل مكان |
Tanrım, çok üzülüyor olmalı. Erkekler ve gururlarını bilirsin. | Open Subtitles | لا ان هذا يقتله تعلمين كيف الرجال و فخرهم |
Erkekler ve 25'likler. | Open Subtitles | الرجال و فتاة في الخامسة والعشرين من عمرها |
Erkekler ve zırvalıkları beni şaşırtmayı hiç bırakmıyor. | Open Subtitles | سأفرغ مشط مسدسي في حنجرته وأجعله يصل إلى قلبه الرجال و أعضاءهم لا يكفون عن مفاجئتي |
Arkadaşım Nolan, Erkekler ve seks hakkında bir şeyler söyledi. | Open Subtitles | صديقي نولان , أخبرني عن الرجال و الجنس |
Erkekler ve kadınlar, senin ve benim gibi. | Open Subtitles | الرجال و النساء, مثلك أنت و أنا |
Erkekler ve kadınlar arkadaş olamazlar. | Open Subtitles | لا يمكن أن يتصادق الرجال و النساء. |
Erkekler ve kadınlar kör oldu, Müfettiş. Ve şimdi o burada. | Open Subtitles | هناك رجال و نساء فقدوا بصرهم أيها المحققون و الآن ها هو ذا |
Evet varlar, doğru sayılabilir, ama Avrupada ve Batıda, ne zaman Erkekler ve kadınlar eşit gıda ve sağlığa ulaşabiliyor orada kadınlar daha uzun yaşıyor. | TED | الواقع أنه، فعليا، في أوروبا والغرب، عندما يكون للنساء والرجال فرص متساوية للحصول على الغذاء والرعاية الصحية تكون هناك نساء أكثر، نحن نعيش لفترات أطول. |
Toplumlarında herkes, Erkekler ve kadınlar, cinsel olarak tamamen bağımsız. | TED | في مجتمعهم, كل واحد, رجال ونساء, مستقلين تماما عن طريق الاتصال الجنسي |
Bir başka deyişle, Erkekler ve kadınlar hep birlikte ibadet ediyordu. | TED | بصورة آخرى .. كان الرجال والنساء يؤدون الشعائر سوية |
Bu o mu? "Günaydın Erkekler ve kızlar" mı dedim? | Open Subtitles | هل هذا كل شي؟ أنا قلت "صباح الخير يا بنات ويا أولاد" |
- Eğer onlar olabiliyorsa, Erkekler ve kadınlar da olur. - Peki, hikâye nasıl bitti? | Open Subtitles | ـ إذا إستطاعوا فعلها ، فأيضاً الذكور و الإناث يستطيعون ـ كيف إنتهت القصّة ؟ |
Şimdi, hepimiz bunlara sahibiz, Erkekler ve kadınlar ve bunlar meme ucunun etrafındaki küçük çıkıntılar ve eğer emziren bir kadınsanız bunlar salgı salgılamaya başlar. | TED | الآن، جميعنا نتوفر عليها رجالا ونساء وهذه هي المطبات الصغيرة حول الحلمة، وإذا كنتي امرأة مرضعة، تبدأ في الإفراز. |
Erkekler ve kızlar mekanda. | Open Subtitles | الفتية و الفتيات في أماكنهم |