Burda palm springs bölgede. Rüzgar kuzeydogudan esiyor. | Open Subtitles | في منطقة البحيرات العظمى، الرياح تهب من الشمال الشرقي بسرعة ستة أميال في الساعة. |
Şimdi rüzgar kuzey yönünden esiyor. | Open Subtitles | الآن، الرياح التجارية الجافة تهب على الشمال. |
Rüzgar ters yönden esiyor. Onun her adımını izle! | Open Subtitles | الرياح تهب معاكسة علينا مراقبة خطواتها جيداً |
Burada rüzgâr yok ama orada seni uçuracak kadar sert bir rüzgâr esiyor. | Open Subtitles | هنا.. لا توجد رياح هنا لكن هناك الرياح قوية جدا ستحملك من الأرض |
Rüzgâr kulaklarınızı yalayarak esiyor. Motorun ve pervanelerin kokusu ve sesi. | Open Subtitles | والرياح تعصف من حولك ورائحة المحرك، والرياح تقودك بتناغم |
Usul usul, bir rüzgar esiyor usul usul, deva dağıtıyor | Open Subtitles | ببطء ونعومة كما يهب النسيم ببطء ونعومة كما يعاجنا الدواء |
Ama pencereyi actiginda, iceri yabanci bir rüzgar esiyor. | Open Subtitles | لكن عندما يفتحان النافذة.. تهب رياح غريبة إلى الداخل |
Bu öğlen, rüzgâr o kadar güçlü esiyor ki ağaçları sallıyor. | Open Subtitles | إن الرياح تهب بما يكفي لهز فروع الأشجار هذا المساء |
Rüzgar güneybatıdan esiyor, yangın orta hızda yayılıyor. | Open Subtitles | تهب الرياح من الجنوب الغربي بسرعة معتدلة للانتشار |
Her yere esiyor ve her yeri örtüyor. | Open Subtitles | أجل، إن العاصفة تهب في كل مكان وتعترض كل شيء |
Rüzgâr kuzeyden güneye esiyor ama... ~ ...ben hâlâ olduğum yerdeyim. ~ | Open Subtitles | ♪ تهب الرياح من الشمال إلى الجنوب ♪ ♪ لكنني ما زلت حيث كنت ♪ |
Mağara sisteminden esiyor ve kristal tabaka ile ahenk oluşturuyor. | Open Subtitles | تهب عبر الكهوف وتتناغم مع الطبقة الكريستالية |
Bunun etkisi de şu ki kuzey ve güney yarı küreden gelen rüzgarlar Dünya'nın kendi ekseni etrafındaki dönüşüyle aynı yöne yani Doğu'ya doğru esiyor. | TED | ونتيجة لذلك تهب الرياح على نصفي الكرة الأرضية الشمالي والجنوبي في نفس الاتجاه الذي تدور فيه الأرض... باتجاه الشرق. |
Ve Ivan uzaktayken rüzgar esiyor, ve sandviçi yere düşürüyor. | TED | و بينما يكون إيفان بعيدًا تهب الرّيح، و تأخذ السّاندوتش إلي أسفل على العشب . |
Esirler, eziyet çekenler özgürlük rüzgarları esiyor. | Open Subtitles | ، الناس المستعبدون . . الناس المعذبون يتنسمون رياح الحرية |
Rüzgar, soldan saatte 8 kilometre hızla esiyor. | Open Subtitles | لدينا رياح سرعتها5أميال في الساعة المدى متوسط |
Sonunda rüzgar dönüyor, deniz boyunca kuzeyden soğuk esiyor. | Open Subtitles | تتغيّر الرّياح أخيراً تعصف من الشمال البارد عبر البحر |
Rüzgâr saatte 130km hızla esiyor gibi görünüyor. | Open Subtitles | الذي يبدو وأنّ هناك رياح بسرعة 130 كيلومتر تعصف فيه |
Meltem daha yavaş esiyor. Hayattaki arzular azaldı. | Open Subtitles | النسيم يهب بقله , الرغبة في الحياة قليله |
esiyor doğu rüzgarları, yardımını esirgeme. | Open Subtitles | ساعدني في إخراجي الآن الرياح الشرقية تهبّ |
Kıçının lopları arasında serin bir bahar rüzgarı esiyor gibi olur. | Open Subtitles | انه مثل نسيم ربيعي بارد ينفح على خدود مؤخرتك |
Güvertedesin, yıldız kısmında, rüzgar kuzey batıdan esiyor. | Open Subtitles | من الجانب، أدرها للميمنة، رياح شمالية غربية. |
Ve rüzgar doğudan esiyor. | Open Subtitles | . والريح تهف من جهة .. |