"eski moda bir" - Translation from Turkish to Arabic

    • من الطراز القديم
        
    • عتيق الطراز
        
    Yanlış izin peşindesin. Oswald eski moda bir yemdi sadece. Open Subtitles هل قمت بصيد البط من قبل أوزوالد هذا من الطراز القديم
    Bu, gayet açık ve seçik, eski moda bir cinayet. Open Subtitles أمرٌ سهل و بسيط جريمة قتلٍ من الطراز القديم
    Ama eski moda bir telesekreter bu. Bant kullanıyor. Open Subtitles إنه جهاز الرد من الطراز القديم مزود بشريط تسجيل
    Şeker ve çikolata alıyorum, Ray. eski moda bir adamım işte. Open Subtitles الحلوى والازهار , راى انا شخص من الطراز القديم.
    Sadece eski moda bir hükümet israfı olabilir. Open Subtitles قد يكون فقط اهدار نفقة حكومي عتيق الطراز
    Her masal eski moda bir kötü kahramana gerek duyar. Open Subtitles كل حكاية تحتاج إلى شرير من الطراز القديم
    Kalbini kazanmak için, sana eski moda bir müzik çalar getirdim. Open Subtitles لذا لكسب حبّك، جلبت لكِ مُوسيقيّا من الطراز القديم
    Git kendine eski moda bir aile bağı bul. Open Subtitles ننكب على بعض جيدة الترابط الأسري من الطراز القديم.
    eski moda bir düelloydu. Open Subtitles لقد كانت مبارزة من الطراز القديم
    eski moda bir seks partisi. Open Subtitles وخير من الطراز القديم العربدة.
    eski moda bir budala dedektörü. Open Subtitles إنه مكشاف للحمقى من الطراز القديم
    Her masal eski moda bir kötü kahramana gerek duyar. Open Subtitles "كل حكاية تحتاج إلى شرير من الطراز القديم"
    eski moda bir lanet! Open Subtitles جيد، إنها لعنه من الطراز القديم.
    Kendimize güzel, eski moda bir ört-bas hikayesi bulacagiz. Connecticut ört-basini duymus muydun hiç? Open Subtitles سنضنع لأنفسنا تغطية من الطراز القديم هل سمعت من قبل عن تغطية "كونتيكت"؟
    Ben eski moda bir bayanım. Open Subtitles أنا من الطراز القديم غال.
    eski moda bir adamım işte. Open Subtitles فأنا شخص من الطراز القديم
    Gördüm, eski moda bir şey. Nasıl savunayım bilmiyorum. Open Subtitles انه ببساطة من الطراز القديم
    Ve daha önce söylediğim gibi, bence YouTube bir sınıf gibi ve birçok yönden öyle, çünkü burada öğretmen var-- eski moda bir sınıf gibi: burada öğretmen var, ve öğretmenin altında öğrenciler var, bir şeyden bahsediyorlar. TED وقد تكلمت في سابقا أن اليوتيوب كالفصل الدراسي بالنسبة لي، وهو كذلك في نواحٍ كثيرة؛ - إنه يشبه الفصل الدراسي عتيق الطراز - هنا المُعلم، وبعد ذلك في أسفل المعلم يوجد الطلاب، وجميعهم يجرون محادثة.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more