Bu muhtemelen etkenlerin bileşimi olacaktır. | TED | من المحتمل أن يكون التدخل بمجموعة من العوامل. |
Yaşlanmayla ilişkili bildiğimiz diğer etkenlerin aksine, beynin fiziksel yapısındaki değişiklikler gibi tedavisi aşırı zor şeyler. | TED | على عكس العديد من العوامل المرتبطة بالشيخوخة، مثلًا التغيّر في البنية الفيزيائية للدماغ، علاج هذا الشيء صعب للغاية. |
Ancak depresyon ve anksiyeteye sebep olduğu kanıtlanan etkenlerin çoğu biyolojik kökenli değil. | TED | ولكن معظم العوامل التي قد ثبت أنها تسبب الاكتئاب والقلق لا تتعلق بجيناتنا وتركيبنا البيولوجي. |
etkenlerin bir birleşimi, ama tek yapmamız gereken aracı kapamak. | Open Subtitles | مجموعة من العوامل مجتمعة، لكن كُلّ ما يَجِبُ فعله أَنْ نطفئ الطائرةَ. |
Bunlar Katar istatistik kurumunun uzmanları, ve en önemli etkenlerin şunlar olduğunu söylüyorlar: "İlk evlenme yaşının yükselmesi, Katarlı kadınların eğitim seviyelerinin artması ve daha fazla kadının iş hayatına katılması." | TED | هؤلاء هم علماء وخبراء في الجهات الحكومية في قطر، ويقولون أن أهم العوامل هي: "زيادة سن الزواج الأول، زيادة المستوى التعليمي للمرأة القطرية ودمج المزيد من النساء في القوة العاملة ". |
Bu, bütün etkenlerin birleşimi. | Open Subtitles | ووجدت أنها مجموعة من العوامل |
Bu yüzden, büyük bir film yapımcısı tarafından yapılmış bir çeşit korku filmi olacağını düşündüğüm "The Shining"i görmeye giderken bütün bu etkenlerin hepsi... | Open Subtitles | كل هذه العوامل كانت حية جداً في مخيلتي عندما ذهبت إلى مشاهدة (ذا شاينينج) |
Michael, yanlış giden iç ve dış etkenlerin mükemmel bir sırasınca yaratıldı mükemmel bir fırtına diyelim. | Open Subtitles | (مايكل) خلق بتجمع مثالي من العوامل الداخلية والخارجية وسار بشكل خاطئ تماماً... عاصفة مطلقة, لو شئت تسميتها |