Ama dünyaya bakabilir ve onun neresinde durduğumuzu anlamaya çalışabilir, ve onunla nasıl bir etkileşim içinde olabileceğimizi seçebiliriz. | TED | ولكن يمكننا إلقاء نظرة على العالم ، ونحاول أن نفهم أين نحن في هذا السياق ، ونختار كيفية التفاعل معه. |
Çünkü sosyal ağlarda olan şey insanlarla etkileşim içinde olmanız yani etkileşim içinde olmak için seçildiğinizdir. | TED | لأن مايحدث في الشبكة الإجتماعية هو أنك تتفاعل مع الأشخاص الذين اخترت أنت التفاعل معهم. |
Teleprezens ve karışık realiteyle ilgili farklı fikirleri ele alarak çocukların düşüncelerini bu alana nasıl yansıtacağını ve diğer çocukların bu fikirlerle etkileşim içinde olup bu fikirleri nasıl geliştireceğini araştırdık. | TED | هكذا كنا نستكشف الكثير من الافكار في الوجود عن بعد و الواقع المخلوط للسماح للاطفال بعرض افكارهم حرفيا في هذا الفضاء حيث يمكن لاطفال اخرين التفاعل معهم و البناء عليه |
Aksine zamanlarını "Meydanımsı, insanların birbirleri ile etkileşim içinde olabileceği bir stüdyoyu nasıl yaratabiliriz? diye düşünerek geçiriyorlar. | TED | بدلاً من ذلك، يقضون وقتهم في التفكير بشأن "كيفية إنشاء استوديو يشبه الميدان العام ليتيح للناس التفاعل والمشاركة." |
Güzel. Yani temelde, akıllı telefonumu tam simüle edilmiş, milyon dolarlık seçkin bir üniversite Laboratuvarı’na dönüştürdüm, etkileşim içinde olduğum sadece bu malzemelerle. | TED | جوهرياَ،فقط قمت بتحويل تليفوني المحمول لمخبر رابطة اللبلاب بقيمة مليون دولار يحاكي الواقع محاكاة تامة مع كل هذه المعدات الرائعة التي أستطيع التفاعل معها. |
Jules, insanlarla etkileşim içinde olmam gerekebilir. | Open Subtitles | جولز، سيكون علي التفاعل مع الناس. |