Pek çok toplumsal sorun insanların silah alımını ve kullanımını etkiliyor. | TED | تؤثر الكثير من القضايا الاجتماعية علي سبب شراء واستخدام الناس للأسلحة. |
Fakat maalesef, üzerimize salıyorsunuz ve bu çocuklarımızın geleceğini etkiliyor" | TED | لكن للأسف، أنتم ترسلونها نحونا، وهي تؤثر على مستقبل أطفالنا. |
Bu herkesi etkiliyor, çünkü bir milyar insanın cebinde bunlardan bir tane var. | TED | كما أنها تؤثر علينا جميعًا، لأن مليار شخص لديهم جهاز كهذا في جيوبهم. |
Fakat astrologlara göre gezegenler, insanların karakterini ve kaderini etkiliyor görünmekte. | Open Subtitles | لكن المنجمين يروون أن الكواكب لها تأثير على شخصيات الناس ومصائرهم |
Kendini kontrol etmeyi öğren Doktor. İşini etkiliyor. Hiç profesyonelce değil. | Open Subtitles | لابد أن تتعلمى التحكم فى نفسكِ يادكتورة فهو يؤثر على تقييمكِ |
Koyu perdelerle ve gölgelerle kapı bacaya set çekiyor, çünkü bu durum aynı zamanda aileyi de etkiliyor. | TED | فيضع القصدير على كل النوافذ وستائر غامقة وتظليل لأنه أيضاً يؤثّر على عائلاتكم. |
E-sigaralar sadece bağımlılık yapmakla kalmıyor, aynı zamanda vücudumuzdaki birçok organı da etkiliyor. | TED | لا تسبب السجائر الإلكترونية الإدمان فحسب وإنما تؤثر على باقي الأعضاء في الجسم. |
Bu sırlardan biri dünyada tek değer verdiğim iki insanı etkiliyor. | Open Subtitles | أحد هذه الأسرار تؤثر على أكثر شخصين أهتم لأمرهم في العالم |
Bu sırlardan biri dünyada tek değer verdiğim iki insanı etkiliyor. | Open Subtitles | أحد هذه الأسرار تؤثر على أكثر شخصين أهتم لأمرهم في العالم |
Bir şekilde, iyonize metalin içinden kristaller insanın beyin kimyasını etkiliyor. | Open Subtitles | ولسبب ما فان الكريستالات الموجودة في المشط تؤثر علي كيمياء المخ |
Bütün bu deneyimler onun hareket etme biçimini etkiliyor. | TED | وكل تلك الخبرات تؤثر في الطريقة التي تتحرك بها. |
Bulgular gösteriyor ki bu maddeler aynı zamanda serebral korteksi de etkiliyor. | TED | تُظهر الأدلة أن تلك العقاقير تؤثر على القشرة الدماغية، |
Yalnızca pancar sineğini etkiliyor. Diğer türlere bir zararı yok. | Open Subtitles | إنه مخصص لذبابة القصب وليس له تأثير على الفصائل الأخرى |
Ve bu değişim yazın ve kışın Dünya'ya düşen güneş ışığı miktarını da etkiliyor, bu da iklimi etkiliyor, değişmesini sağlıyor. | Open Subtitles | وهذا يؤثر على كمية أشعة الشمس التي تسقط على الأرض في الصيف والشتاء، وهذا له تأثير على المناخ، فإنه يجعله يختلف. |
Kendini kontrol etmeyi öğren Doktor. İşini etkiliyor. Hiç profesyonelce değil. | Open Subtitles | لابد أن تتعلمى التحكم فى نفسكِ يادكتورة فهو يؤثر على تقييمكِ |
Felç aynı zamanda nefes alma kontrolünü de etkiliyor. | Open Subtitles | ترى، الشلل يؤثّر على الأعصاب التي تسيطر على قدرتك للتنفّس. |
Çünkü Lex Şirketini satın alma kararı, benim kadar onu da etkiliyor. | Open Subtitles | لأن قرار شراء شركة ليكس سيؤثر عليه كما يؤثر علي |
Hastalığa karşı direnmemizde yardımcı olurlar ve davranışlarımızı etkiliyor bile olabilirler. | TED | يساعدوننا في مقاومة الامراض، وهم حتى قادرين على التأثير في تصرفاتنا. |
Disleksi her 5 kişiden birini etkiliyor. | TED | يصيب عُسْرُ القراءة واحداً من كلِّ خمسةِ أشخاص. |
Dünyanın her yanındaki insanları etkiliyor. | TED | وهي تؤثّر على الناس في جميع أنحاء العالم. |
İşimi etkiliyor, söyle şunlara dursunlar! | Open Subtitles | هذا يؤثرُ على عملي ، أخبريهم أن يتوقفوا |
Soruyorum çünkü pazarlama stratejimi etkiliyor. | Open Subtitles | أنا أسأل فحسب لأنّ هذا يُؤثر في خُطّتي التسوقيّة. |
Bu gerçekten önemli bir söyleşiydi, ve bu yalnızca UGA'yı ya da hükümeti etkilemiyor. Sizi ve internet sağlayıcılarını da etkiliyor. | TED | هذه مناقشه مهمه, وتأثيرها, ليس فقط على الوكاله, ليس فقط على الحكومه, تأثيرها عليك انت, على شركات الانترنت, |
bu benim yaşam kalitemi ve sağlığımı etkiliyor. | Open Subtitles | أثرت على أملي في الحياة وعلى صحتي |
Çok uzun süredir görünmez. Beynini etkiliyor. | Open Subtitles | لقد أصبحت خفية لفترة طويلة الآن ولعّل هذا قد أثّر على عقلها |
Batı, giderek Japon yaşam tarzını etkiliyor. | Open Subtitles | يتزايد تاثير الغرب على أسلوب الحياة الياباني |
Evet, en basit anlatımıyla korku oluşumuna katkısı olan amigdala ve korteksi etkiliyor. | Open Subtitles | نعم، بمُعظم المُصطلحات الأساسيّة، اللوزة والقشرة اللتين تُسهمان في إنتاج الخوف تتأثر. |