| Bir tasarima odaklanarak belki sadece tek bir urune ufak adimlarla iyilestirmeler yapiyordum ve fazla bir etkim olmuyordu. | TED | من خلال التركيز على تصميم واحد وربما منتج واحد, فقد كنت أفكر بشكل متدرج ولم أكن ذو تأثير كبير |
| Bir savaştan diğerine etkim hiç eksilmez. | Open Subtitles | من حرب إلى أخرى، تأثير بلدي هو الحاضر دائما. |
| Benim öyle etkim var ki saltanatım 2000 yıl boyu anılacak insanlar "2000 yılındayız Yüce Sezar" diyecekler. | Open Subtitles | مملكتي سيكون لها تأثير خلال ألفي عام الناس ستقول أننا في العام 2000 بعد الميلاد |
| Genelde insanlar üzerinde bu etkim olur. | Open Subtitles | أنا غالبا ما يكون لدي ذلك التأثير على الناس |
| Eğer onun üzerinde bu kadar etkim varsa onu arar ve yeniden birleşmelerini söylerim. | Open Subtitles | لو كان لي هذا التأثير عليها يمكنني أن أتصل بها وأخبرها بأن تعود إليه. |
| O zaman sorun bende. Galiba insanlarda böyle bir etkim var. | Open Subtitles | إنه أنا إذاً أظن أن لدي هذا التأثير على الناس |
| Senato üzerinde kayda deger etkim var Eger yardımıma ihtiyacınız olursa. | Open Subtitles | لديّ تأثير كبير على مجلس الشيوخ ان احتجتَ مساعدتي. |
| Artık hastanenin kablolu yayın politikasında hiçbir etkim yok. | Open Subtitles | ليس لدي تأثير الآن على سياسة المستشفى تجاه التصريح |
| Benim şirkette hiçbir gücüm, otoritem ve etkim yok. | Open Subtitles | هل تخططي لشئٌ ما ؟ ،أنا ليس لدية قوه عاملة ، ولا سلطة لها تأثير في الشركة |
| Biliyosun, çoğu zaman charlie üzerinde oldukça iyi etkim var. | Open Subtitles | تعرفين اغلب الوقت انا لدي تأثير قوي على الفتيات |
| Hiçbiri üzerinde en ufak bir etkim bile olmadı. | Open Subtitles | أبداَ لم أحصل على أقل تأثير على أيٍ منهم |
| Şöyle bir şey var. Büyü üzerinde garip bir etkim var. | Open Subtitles | إليكما ما بالأمر، لديّ تأثير غريب على السحر. |
| Daha önceki ortaklarınzın önerdiği gibi sizi yatıştırıcı bir etkim olacak, aksi değil. | Open Subtitles | ولائحة شركائك القدامى تقترح سأكون ذو تأثير معتدل بالنسبة لكِ وليس العكس |
| Ve benim aşırı stresli insanlar üzerinde sakinleştirici etkim vardır. | Open Subtitles | ولدى تأثير مهدئ جداً على الناس المجهدين |
| Evet, genelde kadınlar üstünde böyle bir etkim oluyor. | Open Subtitles | أجل ، لطالما كان لدي هذا التأثير على النساء |
| Ya da hayal ettin. İnsanlar üzerinde böyle bir etkim vardır. | Open Subtitles | أو أنكِ تخيلتيني, لدي هذا التأثير على بعض الناس |
| Sorun değil. Kadınlar üstünde bir etkim var. | Open Subtitles | اسمعي، لا بأس فأنا لديّ هذا التأثير على النساء |
| Doğum listesi üzerinde etkim olduğunu düşünen birileri her zaman olmuştur. | Open Subtitles | دائماً هناك بعض الأشخاص الذين يشعرون أن لدىّ بعض التأثير على قائمة الإنجاب |
| Ne mutlu ki böyle olumlu bir etkim olmuş. | Open Subtitles | أنا مسرور أن لى هذا التأثير الإيجابى |
| İnsanlar üzerinde böyle bir etkim var. | Open Subtitles | ... انا انا نوعا ما لدي ذلك التأثير على الناس |
| Apple II ekibine benim de etkim var, ama Mac lansmanında yedi yıllık bir ürünü kullanmak pek de hoşuma gitmiyor.. | Open Subtitles | لديّ مودة إتجاه فريق "أبل 2"، لكني لا أود منتج عمره 7 أعوام في عرض طرح (ماك). |
| Kadınlar üzerinde öyle bir etkim vardır. | Open Subtitles | لدي هذا التاثير على النساء |