Bu kelimenin tam anlamıyla toz yığınından bir heykel inşa etmeye çalışmak gibiydi. | TED | الأمر يشبه حرفياً محاولة بناء تمثال من كومة من الغبار. |
Batı'nın bir dostu olarak bundan dolayı üzüntülüyüm. Bu yüzden, bugünkü hedefim Batı'ya yardım etmeye çalışmak. | TED | كصديق للغرب شعرت بالكرب لهذا لذا فإن هدفي اليوم هو محاولة مساعدة الغرب |
Bugünkü tek hatamız, tuvaleti tamir etmeye çalışmak oldu. | Open Subtitles | عندما تفكر فيها، خطأنا الوحيد كان محاولة إصلاحه بنفسنا |
Ne zamandan beridir işim, meslektaşıma seri katil olmadığımı ispat etmeye çalışmak oldu? | Open Subtitles | مذ متى كانت مهمّتي أن أحاول وأبرهن لضابط شرطة زميل بأنّي لستُ قاتلاً متسلسلاً؟ |
Seninle konuşmaya ya da seni bir şeylere ikna etmeye çalışmak istemiyorum. | Open Subtitles | أنا لا أحاول أن أوقف غضبكِ بحديثي معكِ أو أن أحاول أن أقنعكِ بأي شيء |
Seninle tartışmak ya da seni ikna etmeye çalışmak istemiyorum. | Open Subtitles | لا أريد أن أجادلكَ و لا أريد أن أحاول أن أقنعكَ بأي شيء |
Onu ikna etmeye çalışmak, nefesinizi boşa harcamaktan öteye gitmez. | Open Subtitles | أنت تهدر أنفاسك في محاولة إقناعه بفعل شيء |
Renkli görüntüsünü, görünüşe göre bundan etkilenmemiş olan dişiyi tahrik etmeye çalışmak için kullanıyor. | Open Subtitles | يستخدم عروضه الملونة في محاولة لإغراء أنثى اكبر ..والتي تبدو غير مكترثة |
Ama ok yaydan çıktıktan sonra... bir deliyi, delilik yapmamaya ikna etmeye çalışmak da bir tür delilik. | Open Subtitles | لكن في النهاية محاولة إقناع شخص مجنون ألا يقوم بأشياء مجنونة هو الجنون بعينه |
silmek ya da herhangi birini transfer etmeye çalışmak 10256 uç anahtar şifrelerler. | Open Subtitles | محاولة النسخ أو التحويل تتطلب إزالة شفرة من 256 حرفا |
Kendine hikâyeler anlatarak gerçek şeyler elde etmeye çalışmak tuzaktır. | Open Subtitles | محاولة الحصول على شيء حقيقي عن طريق إخبار قصصك للآخرين هو فخ |
Bugünün güçlü şifrelemeleri ile kodlanmış iletişimi deşifre etmeye çalışmak zaman kaybıdır. | Open Subtitles | مع التشفير القوى الحالى , يكون عادة إهدار للوقت محاولة حل إتصال مشفر |
Bize yardım etmeye çalışmak bankanın güvenlik sistemini kontrol etmek için akıllıca bir yoldu. | Open Subtitles | محاولة مساعدتنا كانت طريقة ذكية، لإكتشاف النظام الأمني للبنك. |
Tamam. Tamam. İki insanı kendilerini öldürmek için ikna etmeye çalışmak bu kadar yeter. | Open Subtitles | يكفي محاولة إقناع اثنين من الناس إلى قتل أنفسهم. |
Başka insanları kontrol etmeye çalışmak hiçbir zaman işe yaramaz. | Open Subtitles | محاولة السيطرة على الآخرين لا تنفع أبداً. |
Ona ikinci bir şans vermeniz için sizi ikna etmeye çalışmak istiyorum. | Open Subtitles | أريد أن أحاول إقناعك لتعطيه فرصة ثانية |