"etmeye başladı" - Translation from Turkish to Arabic

    • بدأ في
        
    • و بدأ
        
    • وبدأ بإطلاق
        
    • فقد بدأت
        
    • بأطلاق
        
    • بَدأتْ
        
    Son bir saattir hareket etmeye başladı. Sözlü uyarılara tepki veriyor. Open Subtitles في الساعة الأخيرة , بدأ في التحرّك و يستجيب للمؤثّرات اللفظية
    Çok da sinir bozucu olmadığımı fark etmeye başladı. Ben de daha açığım şimdi. Open Subtitles بدأ في إدراك اني لست دائماً غاضبة، واني الان اكثر هدوءً معه
    Roger okula geldi ve ateş etmeye başladı. Open Subtitles روجر مشى الى المددرسة و بدأ باطلاق النار
    İddia edilen saldırgan ortaya çıktı ve araca ateş etmeye başladı, iki memuru da vurdu. Open Subtitles عندما ظهر مطلق النار المزعوم و بدأ برمي الرصاص على السياره و اصاب كلا الشرطيين
    Daha önce belirttiğim gibi Ajan Fuller'ın bağlantısı gergindi, silahını çekti ve ateş etmeye başladı. Open Subtitles كما صرحت سابقاً، صلة العميل فولر أصبح متوترا ، أخرج مسدسة، وبدأ بإطلاق النار.
    "Külotlu çorap ağının sarktığını fark etmeye başladı" Open Subtitles فقد بدأت تلاحظ أن لباسها الداخلي قد صار مرتخياً عند المنفرج
    "İş işten geçmesine rağmen ateş etmeye başladı." Open Subtitles بالرغم من أنه أدرك ذلك متأخر إلا إنه بدأ بأطلاق النار
    Yollarda hareket etmeye başladı. Open Subtitles بَدأتْ الطرقُ بالتَحَرُّك أيضاً.
    Sonra biraz hareket etmeye başladı. Open Subtitles ثم بدأ في التملص قليلاً لتأكيد وضعه
    Birisi uzun zaman önce beni takip etmeye başladı. Open Subtitles شخصًا ما بدأ في مراقبتي منذ فترة
    - Ne zaman inşa etmeye başladı? Open Subtitles متى بدأ في بنائه؟
    Hatta, bize göre Jack'in anlattıkları basına çıkınca merak etmeye başladı ve onun oyuna geldiğini düşündü. Open Subtitles في الحقيقة ، نحن نعتقد أنه رأي كل شيء قاله (جاك) في الإعلام و بدأ في التساؤل عن إذا ما كان قد تم خداعه؟
    Buzluktaki şeyi çözdüm hareket etmeye başladı. Open Subtitles لقد ذوبت الشئ الذى كان فى المجمد ...و بدأ يتحرك , لذا
    Ve bilmiyorum, şu çocuk aniden kalkıp ateş etmeye başladı. Open Subtitles لا أعرف,ذلك الفتى وقف و بدأ يطلق النار
    Silahını çekti ve ateş etmeye başladı. Open Subtitles لقد أخذ مسدسا و بدأ يطلق النار عليه
    Kızımın hayatını kurtardığı için adama neredeyse teşekkür edecektim sonra adam kapıyı açıp dışarı çıktı ve ateş etmeye başladı. Open Subtitles لقد كنتُ على وشك شكر الرجل لإنقاذه حياة إبنتي ولكنه خرج من الباب وبدأ بإطلاق النار
    Müteahhitlerden biri korktu, ateş etmeye başladı. Open Subtitles أحد المتعاقدين فزع، وبدأ بإطلاق النار
    Bu yüzden onu takip etmeye başladı. Open Subtitles لذا فقد بدأت تلاحقه... و تبقي حوله
    Bu yüzden onu takip etmeye başladı. Open Subtitles لذا فقد بدأت تلاحقه... و تبقي حوله
    Parasını ödeyecektik, ama adam... ateş etmeye başladı. Open Subtitles كنا سندفع ولكن الرجل بدأ بأطلاق النار
    Ateş etmeye başladı. Ben de onu uyarmak amacıyla vurdum. Open Subtitles وبداً بأطلاق النار وأطلقت طلقة تحذير
    Yollar da, hareket etmeye başladı.. Open Subtitles بَدأتْ الطرقُ بالتَحَرُّك أيضاً.
    Yollarda hareket etmeye başladı. Open Subtitles بَدأتْ الطرقُ بالتَحَرُّك أيضاً.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more