Bu görevin başarılı olacağını garantilemeden daha fazla insan feda etmeyeceğim. | Open Subtitles | أنا لن أقوم بالتضحية بحياة أخرى، حتى يمكننا ضمان نجاح المهمة. |
Ortalığı darmadağın etmene müsade ederek bu operasyonu riske etmeyeceğim. | Open Subtitles | و أنا لن أخاطرعلى أمن هذه العملية بـتركك تتخبط حولها |
Roz, artık kavga etmeyeceğim ama söylediklerin beni çok kırdı. | Open Subtitles | النظرة، روز، لَنْ أُحاربَ أكثر، لَكنِّي أُريدُك أَنْ تَعْرفَ قُلتَ الكثير مِنْ الأشياءِ الذي آذى مشاعرَي حقاً. |
Zavallı kızı buna alet etmeyeceğim. - Onu ne diye savunuyorsun? | Open Subtitles | انا لن أجعل تلك الفتاة المسكينة تمر بهذا لماذا تدافع عنها؟ |
Bu benim için bir iş teklifinden başka bir şey değil, ve ben bu mekanı o para elimde oluncaya kadar terk etmeyeceğim. | Open Subtitles | أنها مسألة عمل بالنسبة لي وأنا لن أغادر هذا المكان حتى أتلقى هذا ذاك المال في يدي |
O parayı geri verene dek, buradan bir santim hareket etmeyeceğim. | Open Subtitles | حتى تعيدي المال .. أنا لن أتحرك شبراً واحد مِن هٌنا |
Adil uluslar yasasına göre, siz korsansınız. Sizinle pazarlık etmeyeceğim. | Open Subtitles | تحت قانون العدالة للأمم فأنتم أيها الناس تعتبرون قراصنة و أنا لن أتفاوض معكم |
Devam etmeyeceğim. Sana işkence yapmak hoşuma gitmiyor. | Open Subtitles | أنا لن أخوض في ذلك ثانية لم أحصل على أي متعة من تعذيبك |
Sonra ben diyordum ki: Terk etmeyeceğim seni üzüntünde. | Open Subtitles | و من ثم فانني أقول , أنا لن أتركك في محتنك |
İnan bana, katil adalet önüne çıkarılmadıkça ben de rahat etmeyeceğim. | Open Subtitles | صدقني أنا لن أرتاح حتى يتم تقديم القاتل للعدالة |
Ancak bu fenomeni mideme indirmekte hiç tereddüt etmeyeceğim. | Open Subtitles | على كل حال، أنا لن أندم على أكل هذه الظاهرة الغريبة |
Dinle doğru olan bu. Bu yüzden "hayır"ı cevap olarak kabul etmeyeceğim. | Open Subtitles | أَعْرفُ بأنّه الطريق الصحيحُ لذِهاب، و لَنْ آخذَ لا كجوابَ. |
Yemeğin bundan sonraki kısmında tek kelime bile etmeyeceğim. | Open Subtitles | لَنْ أَقُولَ كلمة واحدة لاخر وجبةِ الطعام |
Ne adımı ne de yaşamımı sizin kavganıza alet etmeyeceğim. | TED | انا لن اعير اسمي .. او صوتي ..لك لكي تقتل فيه |
Onlar bize ateş edene kadar ateş etmeyeceğim. | Open Subtitles | انا لن أطلق النار حتى يطلقوا علينا يا شريكي |
Onu yenebilecek tek kişi benim ve acele etmeyeceğim. | Open Subtitles | فكرة سيئة. أنا الوحيد من يستطيع قتله وأنا لن أتسرع ذلك |
Hayır, bunu ifşa etmeyeceğim ve bu konuşmayı da takip etmeyeceksin. | Open Subtitles | لا, لن أقوم إخبارك بذلك, وإياك أن تتجرأ وتتعقب هذه المكالمة. |
Saklanmaya devam etmene yardım edebilirdim, ama etmeyeceğim. | Open Subtitles | أستطيع أن أساعدك لتبقي مختفٍ , لكني سوف لن أفعل |
Bu şeylere karşı pes etmeyeceğim, yaptıkları şeylerden sonra olmaz. | Open Subtitles | أنا لن أستسلم لهذه الأشياء بعد مافعلوه بطاقمى |
Bir iç savaşın ortasında yaşamaya devam etmeyeceğim. | Open Subtitles | لَن أَستمر بالعيش في منتصف الحرب ألاهلية |
Herifin biri senden hoşlansın diye yalan söylemene yardım etmeyeceğim. | Open Subtitles | لنّ أساعدكِ على الكذب، لمُجرّد أنّ يُعجب بكِ شاب. |
Ne olursa olsun konuşma. Ben de tek kelime etmeyeceğim. | Open Subtitles | . لا تتكلم مهما كنت تفعل لن أقول أي كلمة |
Ay çıkınca ve kuyruklarını görünce artık seni takip etmeyeceğim. | Open Subtitles | بعد ان يظهر القمر و ارى ذيولك لن اقوم بمتابعتك بعد ذالك |
Kapıdan uzaklaşın. Tekrar etmeyeceğim. | Open Subtitles | ابتعدوا عن الباب لن أقولها مجدداً |
Arkamdan iş çevirip kabul etmeyeceğim anlaşmalar yaptın. | Open Subtitles | ذهبت من وراء ظهري لإبرام إتفاقات كنت تعلم أني لن أوافق عليها |
Annemi bunun dışında bırak, yoksa bir kelime daha etmeyeceğim. | Open Subtitles | اجعل امي بعيدة عن هذا والا لن اقول اي كلمة اخرى |